English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ W ] / Wouldn't you say

Wouldn't you say traducir turco

1,854 traducción paralela
A job well done, wouldn't you say?
- İyi bir işti değil mi?
You know, I wouldn't normally say this on a first date, but... well, considering...
Aslında, normalde bunu ilk randevuda söylemezdim ama şeyi düşününce...
They wouldn't have been so outnumbered if you had helped.
Eğer yardım etseydiniz sayıları bu kadar az olmazlardı.
I would say we're even. Wouldn't you, andrew?
Ödeştik diyebiliriz, değil mi Andrew?
After that, you hear someone say "please stop", wouldn't you think that's directed to you?
Bundan sonra birisinin "lütfen durun" dediğini duydunuz, bunun sizi işaret ettiğini düşünmediniz mi?
Come on, if he asks you to the dance, are you telling me you wouldn't say yes?
Yapma, sana dansa gitmeyi teklif etse kabul etmeyeceğini mi söylüyorsun?
Like someone wouldn't say you're not a reporter.
Sanki gazeteci olduğunu göremiyoruz.
If you saw who it was and want to say, I wouldn't have to tell Al.
Kim olduğunu gördüysen ve söylemek istiyorsan, bunu Al'e söylemek gerekmez.
Anyways, I wouldn't even be alive to say anything if it wasn't for you.
Yine de, sen olmasaydın, hayatta olup bir şeyler söyleme şansım bile olmayacaktı.
Wouldn't let Tony hear you say that.
- Ben olsam Tony'nin bu söylediğini duymasına izin vermezdim.
Every whacko in the country is going to be after those bums now, wouldn't you say?
Ülkede ne kadar kaçık varsa, şimdi hepsi bu heriflerin peşine düşecek. Haksız mıyım?
And, uh... I'd say your girlfriend is as good a guinea pig as anyone, wouldn't you?
Ve... kız arkadaşının iyi bir denek olabileceğini düşünüyorum, sence?
I was told you wouldn't say much to my colleagues.
Arkadaşlara çok fazla bir şey anlatmamanı söylemiştim.
Wouldn't you say?
Sence de öyle değil mi?
I only say this'cause you're like family, but I wouldn't paymore than 5.
Aileden sayılırsın diye söylüyorum, 5 Dolardan fazla vermezdim.
- No, I wouldn't... - Can't say anything nowadays, can you?
- Artık hiçbir şey söylenemiyor değil mi?
Well, if I say no now, wouldn't she get suspicious? How could you even say yes in the first place?
Eğer şimdi hayır dersem, sence şüphelenmez mi?
If I thought you loved Jonathan, I wouldn't say a thing.
Eğer Jonathan'ı sevdiğini düşünseydim, tek kelime bile etmezdim.
Did you just say that it wouldn't be appropriate?
Pardon. Az önce uygun olmaz mı dedin?
But I didn't say anything about you guys that I wouldn't have said to your faces.
Ama hakkınızda yüzünüze söylemeyeceğim hiçbir şey söylemedim.
Wouldn't you say I've been generous?
Sence de cömert davranmadım mı?
Almost documentary worthy, wouldn't you say?
Neredeyse belgesel olabilecek değerde değil mi?
Now, Coach... you wouldn't by any chance be telling your players what to say to us, would you?
Şimdi, koç... Oyuncularınıza bize ne söyleyeceklerini tembih etmiş olamazsınız, değil mi?
Paramedics say he wouldn't've made it without you.
İlk yardım ekibindekiler sen olmasan çocuğun öleceğini söyledi.
I can say the beauty in a woman and why wouldn't you want to be a woman by selecting god, they are amazing, they are gorgeous much of us will have a pretty, beautiful, gorgeous, stuning girl
Kadında güzellik elbette çok önemli... neden bir kadın seçilmek istemesin ki? Tanrım lezbiyenler de genel olarak çok hoş kadınlar... tatlı, güzel, hoş ve ateşli kadınlar... bu oldukça hoşuma gidiyor... arzularımı kabartıyor.
If I convert it to human time, I'll know how exactly how many years it is. Of course, I wouldn't tell you even if you stretched my mouth open...
Eğer sayıları insan zamanına çevirirsem, toplam ne kadar süren olduğunu görebilirim.
You'd say if you could see him, wouldn't you?
Eğer onu görürseniz, bana söylersiniz tamam mı?
You promised you wouldn't say anything.
Hiçbir şey söylemeyeceğine söz verdin.
Alex, you just said you wouldn't say anything.
Alex, az önce hiç kimseye bir şey söylemeyeceğini söyledin.
- You said you wouldn't say anything.
Unutamam. - Ağzını açmayacağına söz ver.
A fine day for nine holes, wouldn't you say?
Golf oynamak için güzel birgün ha ne dersin?
Wouldn't you say?
Değil mi?
Let me tell you, some of the letters I got offering'me pussy, you wouldn't believe.
Burada kahraman sayılırım. Şöyle söyleyeyim vajina teklif edilen bazı mektuplar inanılmaz.
So you would do or say pretty much anything to help him out if he was in a bind? I wouldn't lie, if that's what you're implying.
- Yani başı dertte olduğu zaman onu korumak için yapmayacağız ya da söylemeyeceğiniz şey yoktur öyle mi?
You know I wouldn't say anything bad, tommy.
Sean'un ona tüyo verdiğini görmüştüm ve ben de...
After hearing that, wouldn't you say that Ms. Levinson's judgment is at least... very seriously flawed?
Bunu okuduktan sonra, Bayan Levinson'ın yargılarının en azından ciddi şekilde kusurlu olduğunu... söyleyebilir misiniz?
That's kind of odd, wouldn't you say?
Anlıyor musunuz?
You know, it depends on your angle, I suppose. Uh, he's not classicallyhandsome. I wouldn't say he is, you know.
Biliyorum bu sizin zevkinize de bağlı bişey, klasik bir yakışıklı değil ama, bence fena sayılmaz
I wanted to tell you, But--but part of me thought that If i didn't say it out loud, then it wouldn't be true.
Sana söylemek istedim, ama.. ama bir parçam, düşündü ki... eğer yüksek sesle söylemezsem, gerçekleşmez.
I mean, if you didn't want to go with me... why wouldn't you just say that? Why saddle yourself with weekend shifts?
Madem benimle gelmek istemiyordun neden bunu bana söylemek yerine haftasonu vardiyalarını üstlendin?
When you declared for the race, you brought the national media spotlight with you, and if I didn't take advantage of that, well... I wouldn't be much of a politician, now, would I?
Yarışa aday olduğunda, ulusal basının dikkatini çektin, ve bundan yararlanmasaydım,... pek de bir politikacı sayılmazdım, değil mi?
I wouldn't say a word if they hanged me. You know me.
Assalar bile gıkım çıkmaz, bilmiyormusun sen beni.
That's why you wouldn't say anything the whole way home?
Bu yüzden mi eve gelene dek tek kelime etmedin?
Leaving us trapped, wouldn't you say?
- Bizi kapana kısılmış bırakıyorsun demek?
That's very unusual behavior, wouldn't you say?
Bu pek alışılmadık bir davranış, bu konuda ne dersiniz?
It wouldn't hurt if you had some good things to say about your old man.
Senin ihtiyarla ilgili güzel şeyler söylemen, sana zarar vermez.
If she heard you say that, Shuuhei-san, your grandmother wouldn't have to worry anymore either.
Shuuhei-san, büyükannen bu dediğini duysa, artık endişelenmezdi.
Devilishly clever, wouldn't you say?
Şeytanca değil mi?
No, I drive carefully with you because I wouldn't know what to say if they pulled me up and you were in the back.
Hayır, seni bırakırken dikkatliyim. Çünkü ne diyeceğimi bilemezdim... eğer arkada senin ile kenara çekselerdi.
Piryu... If you really care about me... you wouldn't dare say you'd want to resign as Empress.
Piryu... eğer beni gerçekten önemsiyorsanız... imparatoriçelikten istifa edeceğinizi söyleyemezsiniz.
If you really care about me... you wouldn't dare say you'd want to resign as Empress.
eğer beni gerçekten önemsiyorsanız.. imparatoriçelikten istifa edeceğinizi söyleyemezsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]