Yesteryear traducir turco
60 traducción paralela
And as long as one of us can draw a breath... he will give his strengths to the movement... just as it was in yesteryear.
Bizlerden biri nefes aldığımız sürece... o güçlerini harekete verecekler... geçen yıl olduğu gibi.
Ah, Miss York, where are the green clocks of yesteryear?
Ah, Bayan York, "Nerede bıldır yağan saatler şimdi?"
As day breaks over the murder house... Norma Desmond, famous star of yesteryear... is in a state of complete mental shock.
Cinayetin işlendiği evde gün doğarken dünün ünlü yıldızı, Norma Desmond tam bir şok durumunda.
- Well, it's Mr. America of yesteryear.
- Geçen yılın Bay Amerika'sı.
"where are the snows of yesteryear?"
"dünün karları neredeler?"
Our happiness has lasted a year already, "and the suns of yesteryear..."
Mutluluğumuz bir yıldır sürüyor.
Well, it's not the same old lighthearted Osterman of yesteryear, is it?
- Eski, tasasız Osterman günlerine benzemiyor.
You're the snows of yesteryear!
Sen geçen yılın karısın!
We enter a time warp? I feel like I'm in Hollywood of yesteryear.
- Eski Hollywood'a gelmiş gibiyim.
Sail through time... back to yesteryear.
Maziye doğru bir zaman yolculuğuna çıkın.
'I think of the astronomers of yesteryear -'like Christiaan Huygens who discovered Titan'and those after him, who spent their lives'looking through telescopes, trying to eke out information'about the solar system, and about Titan in particular - 'and feel a tremendous sense of sympathy for them.'
Titan'ı keşfeden Christiaan Huygens gibi eski astronomlardan ondan sonra gelip, hayatlarını teleskoptan bakarak Güneş Sistemi, özellikle de Titan hakkında ufacık bir bilgi kırıntısı yakalamaya çalışarak harcayan astronomlara büyük bir sevgi besliyorum.
- Gone... like the snows of yesteryear!
- Gitti, güneşin altında eriyen karlar gibi.
Well there's yore. And uh, y'know, yesteryear.
Eski zaman var.. ve bilirsin, dünkü sene.
Return to those thrilling days of yesteryear.
Önceki senenin korkutucu günlerine döndük.
Comparing the marketing of yesteryear to the marketing of today is like comparing a b. b. gun to a smart bomb.
Dünün pazarlaması ile bugünkünü kıyaslama bir sahra topu ile akıllı bombayı kıyaslamak gibidir..
Recall the thrilling days of yesteryear.
Mazideki dehşet dolu günlerin anısına...
I'd say, "What, you couldn't have done it before you left the house?" Do you mind if we not relive the golden days of yesteryear?
Ben de "Evden çıkmadan önce aklın neredeydi?" derdim.
Do you mind if we not relive the golden days of yesteryear? So to speak.
Eski günleri şu anda anmasak nasıl olur?
You ever wonder what became... of those playthings of yesteryear?
Şu oyuncakların, geçen seneden beri ne olmaya başladığını tahmin edebiliyor musunuz?
I wish we lived in a place more like the America of yesteryear.
Keşke mazideki Amerika gibi bir yerde yaşasaydık.
These wonderful wrinkle-bags are reliving their cherished memories of yesteryear.
Bu kırışıklık torbaları unuttukları anılarını yeniden hatırlıyorlar.
Well, this little gathering didn't quite have the zip and zing of yesteryear, did it?
Küçük toplantımız, geçen yılki kadar ilgi çekmedi, değil mi?
Days of yesteryear?
Geçen yılın günleri?
The fact that the tango originated in the bordello of yesteryear gives it an innocence that could never be found in the bordello of today.
Tangonun eski zaman genevelerinde ortaya çıkmış olması ona günümüz genelevlerinde asla bulunamayacak olan bir masumiyet katar.
You know singers from yesteryear.
Vay, Teyzecik, eski zaman şarkıcılarını biliyorsun.
And like the snows of yesteryear, gone from this earth.
Ve geçmiş zamanın karları gibi bu dünyadan gidecekler.
A dark era in which the silicone craze erupted like a Macedonic volcano and gonzo slayed the plot-driven pictures of yesteryear.
Makedonik bir volkan gibi silikon çatlağından fışkıran ve gonzonun * geçmişin hikayeli resimlerini katlettiği karanlık bir dönem.
"... and bleak brawls of yesteryear.
"... tercih edip etmeyeceklerini merak ediyoruz.
I am completely on board Your mother's horse and buggy to yesteryear.
Bu hafta annenizin emrinde el pençe divan olacağım.
My wife of yesteryear.
Geçen seneye kadar karım olan kadın.
The type of girl with little or no connection to the bra burning activists of yesteryear.
Bu tip kızların, sütyenlerini yakan eylemci feministlerle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
It's as if he's stuck in the party of yesteryear.
Geçen yılın partisinde takılıp kalmış adeta.
Sky captain of yesteryear!
- Ne havası? - Sky Captain ve Dünün Dünyası!
"The dank, dark aromas of yesteryear waft around us."
" Küf kokusu, geçen yıl etrafımızda dolanan hafif esintinin karanlık aromasıdır.
May I please call on stage... the yesteryear legend...
Bu nedenle eskilerin efsanesi.
"Where are the snows of yesteryear?"
Geçen yılki karlar nerede peki?
Step right up, ladies and gentlemen, and come with us to yesteryear.
Yaklaşın, hanımlar beyler ve bizimle birlikte geçmişi yaşayın.
A world champion from yesteryear hiding behind illness doesn't impress me.
Mazideki dünya şampiyonunun hastalığın arkasına saklanması beni pek etkilemiyor.
A man that's living off his hit songs of yesteryear.. ... can only pass time with you.
Geçmişte yaptığı şarkılarla geçinen bir adam seninle ancak oyalanır.
Four kingdoms : The Followers of the Moon Elves Warriors of Yesteryear and the dreaded Shadow Orcs.
Dört krallık, Moon Takipçileri, Elfler Geçen Yılın Savaşçıları ve korkunç Karanlık Orkları.
Green's for Elves. Blue's for Warriors of Yesteryear.
Yeşiller Elfler, maviler Geçen Yılın Savaşçıları ve..
Made a deal with the Yesteryear weirdos.
Geçen yıl ki gariplerle buluşacağım.
From Morgan in the uniform of yesteryear all the way through to me, wearing the familiar uniform of today.
Mazide kalan uniformayı giyen Morgan'dan, bugünkü bildiğimiz üniformayı giyen bana kadar.
When the kings of yesteryear built this citadel, it was intended as the high seat of all Thrace.
Geçmişteki krallar bu kaleyi inşaa etmişler. Trakyadaki en yüksek kale olması amaçlamış.
Use the formula from yesteryear.
Geçen yılki formülü kullan.
These are the snows of yesteryear, drifting mountains of ice and rock, the preserved remnants of the birth of the solar system.
Bunlar evvel zamanın karları buz ve kayalardan oluşan ipin koparmış dağlar Güneş Sistemi'nin doğuşunun korunmuş kalıntılarıdır.
The Earth keeps a detailed diary written in the snows of yesteryear.
Dünya, geçmişe dair karlara yazılı halde hayli detaylı bir günlük tutar.
I grew up inspired by the grand old actresses of yesteryear.
Geçen yılın tecrübeli aktristlerinden ilham alarak geliştim.
And if you listen very closely, you can hear the orgasms of yesteryear.
Eğer çok sesiz olursan geçmiş yılların orgazmlarını duyabilirsin.
Like the storied predators of yesteryear, Will, you pick only the most vulnerable students to favor while actively neglecting the others.
Eski avcılar gibi en hassas seçip onlarla ilgilendin ve diğerlerini tamamen görmezden geldin.
Like I said in my reference, if anyone can take a clapped-out product from yesteryear and sell it to 20-something metrosexuals, it's this guy.
Teşekkürler. - Artık gündelik spor giyim işinde. - İnanılmaz.