English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You've been busy

You've been busy traducir turco

673 traducción paralela
And I've been too busy to notice... while you've been suffering.
Üstelik sen acı çekerken... ben bunu fark etmeyecek kadar meşguldüm.
Well, Kennedy, you've been pretty busy for a fellow your age, haven't you?
Senin yaşında biri için epey meşgulmüşsün, değil mi Kennedy?
I thought it was funny you didn't show, but you've been busy the last three years.
Gelmemeni garipsedim. Üç yıldır meşguldün anlaşılan.
I've wanted so much to meet you, but I've been so terribly busy.
Sizle tanışmayı çok istedim ama çok işim vardı.
It seems to me you've been pretty busy.
Görünüşe göre epey meşgulmüşsünüz!
You've been a pretty busy fellow, traveling around the country.
Ülkenin çeşitli yerlerine seyahat edip durdunuz.
You've been so busy lately.
Son zamanlarda çok meşguldünüz.
And I know what you've been busy at. Looking for that girl.
Ben neyle meşgül olduğunu biliyorum Şu kıza bakıyordun.
Anyway, what I called you for was I've been trying to get an interview with Vicki for two weeks and she's always busy.
Neyse, şunun için aramıştım. İki haftadır... Vicki'yle röportaj ayarlamaya çalışıyorum.
- Well, I see you've been busy.
- Anlaşılan meşguldünüz.
- Oh, you know. I've been busy.
- İşler bayağı yoğundu.
I expect you've been rather busy.'
Herhalde çok meşguldün.
I appreciate how busy you've been.
İşlerinin yoğunluğuna hayranım.
I've been pretty busy, you know.
Bayağı bir meşgüldü.
Perhaps you've been too busy with that pretty little girlfriend.
Belki o güzel kız arkadaşınla fazla ilgileniyordun.
You've been busy.
Meşgulmüşsünüz.
You've been busy hinting at Mars.
Mars'ı ima etmekle meşguldünüz.
So would I. I mean, we've been meaning to have you for a very long time but Angela's been busy with out-of-town relations and now summer's here and we haven't had our little Rachel in...
Ben de öyle. Demek istediğim ikimiz de bu planı uzun zamandır düşünüyoruz ancak Angela şehir dışındaki işleriyle çok meşguldü nihayetinde yaz da geldi ve biz hala küçük Rachel'ımızı...
You've been so busy.
Çok meşgul görünüyordunuz.
I suppose you've been too busy to go into the land office and file your claim.
Sanırım tapuya gidip işini resmileştiremeyecek kadar meşguldün.
- You've been busy.
- Meşguldün.
You're not the only ones who've been busy.
Tek meşgul olanlar siz değildiniz.
You've been busy
Sanırım meşguldünüz!
- You've been very busy.
- Çok çalışmışsınız.
Both of you've arrived. Officer Ma has been waiting for days, but now too busy to leave.
İkinizde gelmişsiniz, Komutan Ma... sizi günlerdir bekliyordu, ama şimdi çok meşgul
You've been very busy, Lieutenant.
Çok uğraşmışsınız, Komiser.
Oh, I'm very sorry that I wasn't here to help you, sir, but I've been very busy taking dictation.
Oh, yardım etmek için burada olmadığıma üzgünüm, efendim, fakat not almağa iyice dalmıştım.
I've been meaning to call you for days, but I've been so busy with the house, you can't imagine.
Seni ne zamandır arayacaktım, ama evin işleriyle nasıl meşgulüm, inanamazsın.
You've been a busy boy.
Sen meşgul bir çocuk olmuştur.
You see, I personally have been talkin'to the owner, which is why I've been too busy to call you.
Patronla bizzat ben konuşuyorum, bu iş yüzünden seni arayamadım.
I know, you've been so busy, running after that cousin of yours.
Biliyorum, kuzeninle çok fazla vakit geçiriyorsun.
Two or three Micks have been very busy, covering a lot of ground here since yesterday, and not one of you lot has turned up with a thing.
İki başıboş kıro bu gün çok meşguldü. Dünden beri oldukça fazla sorun çıkarttılar. Ve hiçbiriniz bir isim bulamadınız.
You've been busy.
Pek meşguldünüz.
You've been busy.
Pek meşgulmüşsün.
What a busy bee you've been researching exactly where I was born... and when.
Gerçekten çok çalışmışsın. Nerede ve tam olarak ne zaman... doğduğumu bile araştırmışsın.
You've been busy.
Baya meşgulmüşsün.
You've been busy, Max.
Meşguldün, Max.
You've been a busy little boy!
İyi çalıştın galiba, öyle mi?
I, uh, think you'll both be happy to hear that the missile has been recovered, and the three goons that took it are very busy right now pointing the finger at each other.
Bu arada füzenin bölgeden çıkarıldığını. Ve üç hırsızında şu an suçu birbirlerin üzerine atmakla meşgul olduğunu duymak sanırım çok hoşunuza gidecek.
I know you're a busy man, sir, but I've been doing a study... on some training techniques I thought might interest you.
Meşgul bir insan olduğunuzu biliyorum, ama ilginizi çekebilecek... bazı eğitim teknikleri üzerine bir araştırma yapıyorum.
- I know how busy you've been... so I took the burden of finding a job for you.
- Ne kadar meşgul olduğunu biliyordum bu sebeple sana iş buldum.
You've been real busy.
Gerçekten bayağı bir meşguldün.
Listen, honey, I know you've been busy around the house all day.
Peki. Meyve suyu önemli değil. Dinle tatlım, bütün gün evde meşgul olduğunu biliyorum
You're grumpy because you've been busy.
- Yine aksileşmeye başladın.
- You've been busy in here?
- Buralarda çok çalışıyor muydun?
- You've been busy, haven't you? - Yeah.
- Bu aralar meşguldün, değil mi?
WELL, YOU'VE BEEN VERY BUSY.
Şey, çok meşgulmüşsün.
- You've been busy.
- Bayağı uğraşmışsın.
You've been busy.
Çok meşgul olmalısın.
I take it you've been busy.
- Meşgul olduğunu görüyorum.
My, you've been busy!
Çok çalışmışsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]