English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You did it in

You did it in traducir turco

2,564 traducción paralela
Because, Alice Cooper, rock legend, all-round unbelievably nice guy, you did it in one minute... 56.3.
Çünkü, Alice Cooper, rock efsanesi, her yönü ile muhteşem insan.. ... turu 1 dakika..
What is it? You did it in 61...
Süren 61...
You did it in three days?
Bunu 3 günde mi yaptın? Evet.
Here we go. Adam Levine, you did it in 1.49.2.
Adam Levine 1.49.2 yaptın.
But let me tell you something. You did it in 1... 40... 4...
Senin süren 1... 40... 4...
You did inform us but only after they left, because you did it in collusion with them bastards!
Bize haber verdin ama onlar çıktıktan sonra çünkü bu işte onlarla birliktesin!
I'm gonna hold - - well, look - - I will tell you this - - you did it in 1 : 55.02-- - I'm gonna - -
Aşağı...
Missy here has been in the bathroom all morning with- - what--what did you call it, honey?
Missy'ye de bütün sabah tuvalette şey olmuş... Ne demiştin canım?
Hers wasn't no different than anybody else, but it was hers, and then I started actually visualizing the other inmates as - you asked me, "Did you look in their eyes when they're -"
Onunkinin diğerlerinden farkı yoktu. Ama onun infazıydı. Sonra diğer mahkumlar gözümün önüne gelmeye başladı.
No, I went on it, and did you know - because somebody doesn't - there's somebody driving around in an Austin Maxi 1750 automatic and probably doesn't realise it's the last one?
Biraz baktım. Son Maxi 1750.
Amy Williams, you did it in...
Amy Williams...
That didn't go the way you saw in your head, did it?
Hayal ettiğin gibi olmadı, değil mi?
Mr. Zurn, did Bethel tell you that he had severe arthritis in his left hand, making it impossible for him to have strangled Sheila Hanson?
Bay Zurn, Bethel size sol elinde şiddetli bir artrit olduğunu ve bunun Sheila Hanson'ı öldürmesini imkânsız hale getirdiğini söylemiş miydi?
When you came to me two years ago in the middle of the night, did I tell you it had to wait till tomorrow?
İki yıl önce gecenin bir yarısı geldiğinde yarına kadar beklesin dedim mi?
Ella gets gunned down in broad daylight, and you don't even know who did it!
Ella güpegündüz vuruldu ve siz kimin yaptığını bile bilmiyorsunuz.
If you never saw the transcendent in all of this, if the church was just some form of self-imposed stricture to keep you sober, how did you expect it to work?
Eğer tüm bu üstünlüğü görmediysen eğer kilise senin için sadece kendini kontrollü tutmak için bir araçsa, bundan ne bekliyordun ki?
Maybe it's time to show this town the real you, the amazing you, and let them fall in love with that person- - the way I did... the way the best city on the entire freaking planet did.
Belki de bu kasabaya gerçek seni göstermenin zamanı geldi. "Muhteşem sen". Ve bırak sana aşık olsunlar. Benim gibi lanet dünyadaki en güzel şehrin olduğu gibi.
And in the interest of... How did you phrase it?
Ona ne diyordunuz?
I gotta hand it to you you really turned this around, saw what nobody else did in the property.
Hakkını vermem gerek. Bu yeri cidden iyi kullandın bu mülkte diğerlerinin göremediği şeyi gördün.
Did you know that JPAC is the largest forensic lab in the world, and that it specializes exclusively in postmortem identification?
JPAC'in dünyanın en büyük tıbbî laboratuarı olduğunu biliyor muydunuz ve asıl ustalık alanlarının ölüm sonrası kimliklendirme olduğunu?
Did you discuss it in class?
Sınıfta bunu tartıştınız mı?
You did it again today in the O.R.
Bugün ameliyathanede yine aynı şeyi yaptın. Ne?
You got the V12 Vantage. The Wagon did it in a time of 1.27.2.
Wagon 1.27.2 yaptı.
And I think you saw her hand in the cookie jar, did something about it.
Bence tam da yüzü kasaya dönüktü orayı kurcalıyordu.
Whatever you did in the past, it can't be worse than the person you became.
Geçmişte yapmış olduğun neyse, bu hale gelmenden daha kötüsü olamazdı.
Were you in a dark place or did it have windows?
Karanlık bir yerde miydin yoksa pencereleri var mıydı?
You beat her to death, and you throw her body in a dumpster near David Hollister's place, so it looks like he did it.
Onu ölene kadar dövdün, ve cesedi de David Hollister'ın evinin yakınındaki bir çöplüğe attın ki, onun yaptığı sanılsın.
- You just did it in the hallway.
- Koridorda yaptığın gibi.
Last time you pointed a gun at me, it didn't end in your favor, now did it?
En son bana silah doğrulttuğunda olaylar senin istediği şekilde bitmemişti, unuttun mu?
So you did it with grandma in the room?
Büyükannesi odadayken mi yaptınız?
What? - When you played the harmonica in school why did you play it only when the train came?
- Mızıkayı niçin hep sadece... tren gelirken çalıyordun?
So you did send it to the one person in the world you could trust.
Sende bunu güvendiğin tek insana yolladı gerçekten de.
Did you see the way she was rubbing it in my face, pretending to like Calvin?
Calvin'in elinden alınca yüzünü nasıl ekşitti görmediniz mi?
Sterling, I don't know how you did it, but, well, except for Rip's eye you got everyone home in one piece.
Sterling, nasıl becerdin bilmiyorum ama Rip'in gözü hariç herkesi tek parça halinde eve getirdin.
I did, though it really isn't necessary, as you won't be in my house much longer.
Almasina aldim da pek gerek yoktu. Evimde fazla kalmayacaksin.
Bye... you know its okay it's not your fault you did exactly what i did i totally overreacted at the party... it's just that i fell for you actually fell in love with you
Bir saat sonra kuliste görüşürüz, tamam? Görüşürüz. Böyle olsun istemedim.
You didn't think I was actually dumb enough to bring it in here with me, did you?
Gerçekten onu buraya getirecek kadar aptal olduğumu mu sanıyorsun?
Did you stop it in time?
- Durdurabildin mi?
Who did it? That's a valuable doll. You're in the business of stealing them, so I'm thinking it was you.
Sense onları çalma işindesin bence yapan sensin.
When it took you four days to get from Virginia to New York in the middle of the night, with their kerosene lamps and their candles they read the ancient Greek classics how did they found United States.
Virginia'dan New York'a gitmek 4 gün sürerken gece yarısı gaz yağları ve mumlarla Birleşik Devletleri'ni antik dünyanın prensiplerine göre kurdukları antik Yunan klasiklerini okuyorlardı.
I heard all about the clerkship you had that summer, how hard it was to get, how well you did in law school... and how much she liked your boyfriend.
Yazın yaptığın stajdan ve nasıl zorlu geçtiğinden bile haberim var. Hukuk fakültesinde ne kadar başarılı olduğundan ve erkek arkadaşından ne kadar hoşlandığından da bahsetti.
Did you tell him it was in the frontal lobe?
Ön lobda olduğunu söyledin mi?
If you hadn't called me and told me I'd made the team, I would have been heartbroken, but I would have gotten over it, but you did call me, so I told everyone I know that I'm a cheerleader- - My family, my friend, my pen pals in Brazil and Toronto-
Eğer beni arayıp takıma seçildin demeseydiniz üzülürdüm, ama üstesinden gelirdim, ama beni aradınız, ve ben de tanıdığım herkese amigo olduğumu söyledim- - ailem, arkadaşım, Brezilyadaki ve Torontodaki mektup arkadaşım- - Şimdi çekilmek çok aşağılayıcı olur... ve Sue Heck'in aşağılanmasının bir bedeli vardır.
I just wanted him to know that... that it wasn't about that, you are not interested in the money. That... that you just did it for the girl.
Parayla ilgilenmediğini, tek düşündüğünün kız olduğunu bilmelerini istedim.
And if you don't fall in love with it the way I did, I'll let it go.
Benim olduğum gibi ona aşık olmazsan vazgeçeceğim.
Yes, I did, and I have no interest in hearing what you think of it.
Evet ben yaptım ve ne düşündüğünü bilmek istemiyorum.
You know, you could have the killer standing right in front of you, know that he did it and... you know, it feels like the cuffs are on your own wrists.
Katil tam önünde duruyor, onun yaptığını biliyorsun, ama elin kolun bağlı, öylece bekliyorsun.
Which reminds me- - did it bother you when Diane chose a husband so opposite to you?
Buna göre, Diane'in eşlerini senin zıttın olan kişilerden seçmesine ne diyorsun?
It's impressive, too, considering the job Juliet did on it. You know, I'd say you're entitled to some payback.
Juliet'in yaptığı şeyi düşünürsek, gayet etkileyici bir iş başarmışlar.
then why did you write in your diary it was probably time for Eric to grow out of his stuffed animals anyway?
O zaman niye günlüğüne Eric'in büyüme vakti geldi artık diye yazdın?
I did the video, and I sent it to all of Paddy's Facebook friends. You did?
Videoyu hazırlayıp Paddy's'in bütün Facebook arkadaşlarına yolladım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]