You must be hungry traducir turco
355 traducción paralela
You must be hungry, dear.
Aç olmalısın, tatlım.
You must be hungry after seven shows.
Yedi gösteriden sonra kurt gibi acıkmışsındır.
Well, you must be hungry.
Aç olmalısın.
Come on now, you must be hungry aren't you?
Haydi gel, aç olmalısın değil mi?
Yeah, I'll second that. You must be hungry. I got a large platter of steaks and apple pie.
Acıkmış olmalısın,... elmalı pasta var ve yanında da iki kızarmış biftek.
You haven't had dinner, you must be hungry.
Akşam yemeğini yemedin, acıkmış olmalısın.
- I said you must be hungry.
- Aç olmalısın, dedim.
- You must be hungry.
- Aç olmalısın.
You must be hungry.
Aç olmalısın.
You must be hungry.
Acıkmış olmalısın.
Besides, you must be hungry.
Ayrıca, aç olmalısın.
You must be hungry.
- Acıkmışsıdır.
But let's not talk of this, you must be hungry.
Neyse, bunları konuşmayalım şimdi, aç olmalısın.
You must be hungry...
Aç olmalısınız.
You must be hungry my dear.
Hayatım aç olmalısın!
You must be hungry.
Sen açsın.
You must be hungry too
Siz de aç olmalısınız. Bir şeyler yemeniz gerek.
You must be hungry after your long climb.
Uzun tırmanıştan sonra karnın acıkmış olmalı.
Mr. Lu, you broke the encirclement... into places so remote, you must be hungry I insist you have it
Lu bey, buraya gelmek için... kuşatmayı yarmışsınız, aç olmalısınız lütfen siz yiyin!
You must be hungry after your long trip.
Uzun yolculuğundan sonra acıkmış olmalısın.
You must be hungry.
Aç olmalısınız.
You must be hungry.
Açsınızdır herhalde
Qing-erh, you must be hungry.
Qing-erh, aç olmalısın!
Eat, you must be hungry.
Yiyin, acıkmışsınızdır.
You must be hungry.
Aç olmalısın!
You must be hungry. Eat.
- Acıkmış olmalısın, ye.
You must be hungry
Aç olmalısın!
- You must be hungry.
- Siz aç olmalısınız?
Sir Knight, you must be hungry.
Bay Şövalye, karnınız aç olmalı.
- You must be hungry?
- Acıkmışsındır.
You must be hungry, stumbling along, grubbing for roots like a goat.
Kökler için keçi gibi toprağı eşelediğine göre aç olmalısın.
And you must be hungry, you couldn't have had time to eat.
Aç olmalısın, yemeye zamanın olmamıştır.
And we're happy to see you again... and let us all cut our welcoming speeches short... because I'm very, very hungry... and I'm sure you must be hungry too.
Seni tekrar gördüğüme sevindim. ve izninle hoşgeldin konuşmalarını kısa keseceğiz... çünkü ben çok, çok fazla açım... ve eminim sen de öylesin.
You must be hungry after all that exercise.
Bu kadar egzersizden sonra acıkmışsındır.
You haven't eaten in two days, you must be hungry.
İki gündür bir şey yemedin. Aç olmalısın. Yemek.
You must be hungry.
Çok mutluyum Francois. Aç olmalısın.
I forgot how hungry you must be after your long walk.
Bu kadar üzün yürüdükten sonra ne kadar aç olabileceğinizi düşünemedim.
Franz, you must all be hungry.
Franz, acıkmışsınızdır.
You two must be hungry.
Karnınız acıkmış olmalı.
Mr. Allison, you must be very hungry.
Bay Allison, çok aç olmalısınız.
You must be very hungry.
Acıkmış olmalısınız.
But surely you must all be hungry.
Eminim ki hepiniz çok açsınızdır.
You and the boy must be hungry.
Sen ve çocuk acıkmışsınızdır.
But you must be very hungry.
Çok acıkmış olmalısınız.
You must really be hungry.
Gerçekten aç olmalısın.
Say, you fellas must be hungry.
Siz dostlar aç olmalısınız.
You must be hungry, eh?
Aç olmalısın ha?
You must be very hungry.
Çok acıkmış olmalısın.
The night is cold and you must be tired and hungry.
Gece soğuk, sen de yorgun ve aç olmalısın.
Now, you must be hungry as I am.
baya aç olmalısın.
You must be very hungry.
Çok acıkmış olmalısınız.
you mustn't 153
you must be tired 132
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119
you must be tired 132
you mustn't worry 18
you must be joking 157
you must be careful 40
you must be proud 26
you must be busy 17
you must have 63
you must be kidding 67
you must understand 119