You or her traducir turco
8,914 traducción paralela
You or her for what?
- Ne için o ya da sen?
Because it's you or her. Fort Tryon overlook, 9 : 00 A.M. tomorrow.
Yarın, 9'da, Fort Tryon tepesinde.
The people I speak for won't hesitate to hurt you or her if they need to.
Adına konuştuğum insanlar gerektiğinde sana ya da karına zarar vermekte tereddüt etmezler.
And so! According to Article 4, Mr. Cha's favorite contract rule, I must truthfully report to you, without leaving out or hiding anything, everything that has occurred while Shin Se Gi was here for the past two days.
Anlaşmanın en sevdiğin 4. maddesi 2. fıkrası uyarınca hiçbir şey ekleyip çıkarmadan, son iki günde Shin Se Gi'yle olan her şeyi anlattım.
Whether you'll employ her or not, you can decide with a final interview.
İşe alıp almayacağınıza son bir mülakat yapıp karar verebilirsiniz.
So you better swallow your pride and ask her for help, or hire a new secretary, but either way, you're done taking it out on Rachel.
Gururunu bir kenara bırak ve ondan yardım iste ya da yeni bir sekreter tut ama her türlü hıncını Rachel'dan çıkarmayı bırak.
Every single time i want to do something, You say no or come up with some reason why i shouldn't go.
Her bir şey yapmak istediğimde ya hayır diyorsun ya da gitmemem gereken bir neden ileri sürüyorsun.
Look, every three years or so, he sends one of you lawyer types my way, tells you I'm innocent, feeds you some sob story about me wanting to pay penance for all the guilt I feel.
Bak, her üç yıl yada daha uzun bir zamanda, Senin gibi avukat tipli insanları bana gönderiyor. Onlara benim masum olduğumu söyleyerek türlü hikayeler uyduruyor.
Your husband changes jobs so often, you're packing your bags every year or two.
Kocanız sık sık iş değiştirse, Her bir yada iki yıIda bir taşınmak zorunda kalsanız.
or wear the latest American designer while sending her husband off to work each morning, you'd be able to celebrate the first lady's courage, praise her determination, and revere her strength.
... daha fazlasını yapma eğiliminde olan bir First Lady'e Beyaz saray bahçesinde oturup, amerikan desinatörlerinin son tasarım kıyafetlerini giyip, eşini her sabah işe yollamaktan daha fazlasını yapma cesareti olan bir First Lady'yi tebrik etmeli, onun cesareti azmi ve kararlılığı önünde saygıyla eğilmelisiniz.
Not because she told you or her commanding officer or anyone else, as far as you know, but because you, the largely powerless figurehead of the United States, are some sort of sexual-assault bloodhound in your spare time?
Hayır. Çünkü sana bunu bir komuta subayı söyledi. Başka biri sana bunu iletmiş olsaydı, bunu ekibinden birine söylerdin ve biterdi.
You know that Richard Steele will say or do anything To keep his name in the paper. That was my take.
Richard Steele ismi gazetelerde çıksın diye her şeyi söyler ve yapar.
By your leave, ma'am, I would sip her essence. Or perhaps you are jealous, afraid I will like the taste too much.
İzninle tadına bakmak istiyorum yoksa beni tadından hoşlanacağım için kıskanıyor musun?
Everything you do or fail to do is my concern.
Yaptığın veya yapamadığın her şey beni yakından ilgilendiriyor.
The evidence, or whatever it was, showing that man was political... you stole it.
Kanıt ya da her neyse adamın siyasi olduğunu gösteren belgeyi siz çaldınız. Niye?
Even if you and Elena defy every single statistic and stay in love every hour of every day... You still can't control life or death.
Elena ile her istatistiği yıkıp her gün her saat aşık kalsanız bile yine de hayatı ya da ölümü kontrol edemeyeceksin.
You can't do this for me or for her.
Bunu benim ya da onun için yapamazsın.
Or was it not her face you were looking at?
Yoksa onun yüzüne bakmıyor muydun?
Not when I tell everyone you've been lying to them about being a therapist or whatever you are.
Herkese terapist veya her ne olman hakkında yalan söylediğini anlatınca değil.
Was that before or after you sold her out and I tried to kill her?
Onu satmanla benim öldürmeye çalışmamdan önce miydi sonra mıydı bu?
Gather any picks or shovels you can find at Town Hall and meet back here.
Kasaba Binası'nda bulabildiğiniz her kazmayla küreği toplayıp burada buluşalım tekrar.
You do whatever you like, or you delay again, but you never, ever say no, because anything could happen.
İstediğini yaparsın ya da tekrar ertelersin. Ama asla ve asla hayır deme. Çünkü her şey olabilir.
- Well, in fact, you have planned... two weddings in the last year alone where one or both of the couple had previously been married.
Aslında, sadece geçen yıl iki düğün planlamışsınız. Bu çiftlerden bir ya da her ikisi de daha önce evlenmiş.
What do you think would happen if every case were adjudicated by someone with a family member or loved one who'd be affected by the decision?
Eğer her dava, karardan etkilenecek bir aile üyesi ya da bir sevdiği olan insanlar tarafından karara bağlansaydı, ne olurdu sence?
If you can think of anything suspicious or anybody who maybe had any kind of problem with her.
Sana şüpheli gelen bir şey aklına gelirse eğer yada onunla problemi olan birisi aklına gelirse.
- You let her go or I'll call the police?
Bırak onu. Polisi arayım mı?
- Up to you to answer me or not.
- Her soruna cevap vermek zorunda değilim.
He can say whatever he wants in the paper, but I tell you this. Any jury or judge will see it my way, and this case will be dropped, and I will be set free.
İstediği şeyi söyleyebilir ancak size şunu diyeceğim her jüri veya hakim, olayı benim gibi görecek ve bu dava düşecek, ben de serbest kalacağım.
Who do you love more, me or her?
En çok kimi seviyorsun, beni mi onu mu?
Because I don't want Ali to hear or see this. I don't want her to lose hope, But I don't want you to lose hope either,
I Eğer umut kaybetmek istemiyorum.
or why you dug her up because I don't care about her.
Gömüldüğü yeri nereden bildiğin ya da onu neden mezardan çıkardığın beni enterese etmez. Çünkü onu umursamıyorum.
Well, you might find Susan sleeping on the floor or on the couch, and if that happens, I would just gently encourage her to come back to bed.
Susan'ı yerde ya da kanepede uyurken bulabilirsiniz böyle bir şey olursa ben ona kibarca yatağa dönmesi için cesaret veririm.
She doesn't have an or anything, so you've got to talk to her at the fence.
Hiçbir şeyi yok. O yüzden parmaklıkta görüşebilirsiniz.
Well, the senator will be up any minute now and you are welcome to talk about anything you'd like for five minutes or so as long as you don't ask her about North Korea, gun control, abortion or Neil.
Senatör gelmek üzeredir. onunla istediğiniz şeyi beş dakikalığına konuşabilirsiniz. Kuzey Kore, silah kaçakçılığı kürtaj ve Neil haricinde olmak koşuluyla.
You lose your mama and the very next day nobody gives a shit about her or you because they think the world is ending.
Anneni kaybediyorsun, ve hemen ertesi gün kimse seni ya da onu iplemiyor. çünkü dünya'nın sonunun geldiğini sanıyorlar.
An hour ago, at least I was an eight-ball or whatever you call it.
Bir saat önce, en azından Sekiz toptum. Ya da her ne diyorsanız işte.
Release her, or you face the consequences.
Onu bırakın, ya da sonuçlarına katlanın.
In the end, the big question must be are you a country woman or a townie?
Sonunda, her şey kır kadını mı şehir kadını mı olduğunda bitiyor.
You didn't go to her house before or after?
- Evet. Öncesinde veya sonrasında onun evine gitmedin mi?
Did you come for me or her?
Beni mi yoksa onu mu öldürecektin?
Roughly $ 10 billion for your medics international Or whatever you chose.
Kabaca 10 milyardolarlık uluslararası sağlık yardımı için, Ya da her neyi seçersen.
What are the odds that we'll find her in or near one? What's that you say?
Kadını o bataklığın içinde veya yakınında bulma şansımız nedir?
Anyway, while you're awake, I'll be probing certain areas near the tumor... With electrical stimulation to make sure that you don't adversely affect my speech or cognitive abilities.
Her neyse, uyanıkken tümörün yanındaki kısınlara, elektrik simülasyonu ile sondalama yaparken, konuşmamın sende olumsuz bir etki ya da bilişsel bir etki de bulunmadığından emin olacağım.
That... she said to tell her if you were acting strange or, you know, like the job was taking a toll on you or something.
Tuhaf davranırsan falan veya iş seni kötü etkilerse haberi olsun istemiş.
Or you could stop dealing with her all together.
Ya da hiç yüzleşmeyebilirsin.
Maybe you're right. but I still can't help but wonder if that. Radley place helped Mona or made her worse.
Haklı olabilirsin ama yine de bazen düşünüyorum da Radley, Mona'yı iyileştirdi mi daha mı kötü yaptı bilmiyorum.
Aria, I haven't talked to her or seen her since you guys were rescued.
Aria, siz döndüğünüzden beri onunla ne konuştum ne görüştüm.
You're not going near A or Charles whatever that freak's name is.
Charles ya da A, her ne boksa adı yanına yaklaşmayacaksınız.
Everything okay with your government tinker-toys Or whatever it is you're working on?
Hükümet tamir oyuncakların mı ne üstünde çalışıyorsan onunla her şey yolunda mı?
Or maybe he told her to testify against him to save her, you know what I mean?
Ya da belki aleyhinde ifade vermesini o istemiştir. Onu kurtarmak için. Anladın mı?
Tom has made you feel bad, or Papa, or maybe it's just the same old Mary who wants her cake and ha'penny!
Tom ya da babam sana kendini kötü hissettirmiştir. Ya da her zamanki Mary'dir. Benden hep nefret eden.
you or me 106
you or him 19
or her 114
or here 65
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
you or him 19
or her 114
or here 65
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39