You sleep traducir turco
21,459 traducción paralela
I let you sleep, that's all.
Uyumana bak, tamam mı?
- Hey, buddy, how'd you sleep?
- Merhaba ahbap, nasıl uyudun bakalım?
How do you sleep at night, Lord Ecbert?
Geceleri nasıl uyuyorsun Lord Ecbert?
How do you sleep?
Nasıl uyuyorsun?
How can you love me when you sleep with every woman in Kattegat?
Kattegat'taki tüm kadınlarla yatarken beni nasıl sevebilirsin?
Did you sleep with him?
Onunla yattın mı?
I was in your home where you sleep, where your woman sleeps.
Sen uyurken, kadının uyurken, evine giren bendim.
Do you sleep in the apartment? No.
- Bu dairede mi uyuyorsunuz?
I could find out where you live, what you eat, when you sleep, every little detail about your life.
Nerede oturduğunu, nerede yemek yediğini, nerede uyuduğunu hayatına dair bütün detayları ben de öğrenebilirim.
Where will you sleep tonight?
Bu gece nerede uyuyacaksın?
Tell me, when you find out that the person... you've been harassing for 6 months... how can you sleep at night?
Söylesene, 6 ay boyunca canından... bezdirdiğin insanın... intihar ettiğini öğrensen... uyuyabilir miydin?
Call me when you sleep it off.
Uyanınca ara beni...
You sleep on the sofa.
Kanepede uyuyorsun.
You sleep well at night after a long day kicking people out on the street?
Gun boyunca insanlari sokaga attiktan sonra aksam rahat rahat uyuyabiliyor musun?
How'd you sleep?
Nasıl uyudun?
I'm sorry that he left, but that is what happens when you sleep with married men.
Gittiği için üzgünüm ama evli adamlarla yattığın zaman başına bunlar gelir.
I'm sorry that he left, but that is what happens when you sleep with married men.
Gittiği için üzgünüm, ama evli adamlarla yattığın zaman başına bunlar gelir.
- Where are you? - Trying to sleep.
- Uyumaya çalışıyorum.
Why do you even set this thing, Rafe, if you're not gonna go to sleep?
Rafe, eğer uyumayacaksan, neden bunu ayarlıyorsun?
You just don't want to sleep with me.
- Sadece benimle sevişmek istemiyorsun.
So if you want to sleep over...
Yani eğer bende kalmak istersen...
It was kind of implied when you said you wanted to sleep over.
Bende kalmak istediğini söylerken bir şeyler ima ettin.
You asked if I would sleep over, and I said sure.
Sen kalmak isteyip istemediğimi sordun ben de evet dedim.
You don't think that we should just sleep in the woods?
Ormanda uyumamız gerektiğini düşünmüyor musun?
So the first order of business is getting some nutritious food in you and a good night's sleep.
Yapılacak ilk iş, seni sağlıklı gıdalarla ile besleyip güzel bir uyku çekmeni sağlamak.
The green ones are for when you wanna stay awake and the tan oval ones are for when you want to go to sleep.
Yeşil hapları uyumak istemediğin ve elips şeklinde olanları da uyumak istediğin zaman kullan.
Then go sleep with my father, you whore!
O zaman gidip babamla yat seni orospu!
Yes, yes, and why don't you go and sleep with your mistress, the Queen.
Evet, evet! Sen de neden gidip metresin olan Kraliçeyle yatmıyorsun?
But don't you want to sleep?
Uyumak istemiyor musun?
Um, they're playing "The Big Sleep" at the Grand Illusion tonight. You want to go?
Grand Illusion'da bu gece "Ölüm Gemisi" oynuyor.
It's a big day. Were you able to sleep?
Bugün büyük gün, uyuyabildin mi?
I'll show you how to get her back to sleep.
Tekrar nasıl uyutulur göstereyim sana.
Aren't you going to sleep at all?
Hiç uyumayacak mısın?
I mean, why would I want to sleep with you?
- Neden seninle yatmak isteyeyim?
- I already told you, - I don't wanna sleep with her.
- Zaten söyledim, onunla yatmak istemiyorum.
You were wondering if there's another room you can sleep in.
Kalabileceğin başka bir oda olup olmadığını soruyorsun.
You'll sleep in the infirmary tonight.
Bu gece revirde uyuyacaksın.
You know, she can't sleep, she's afraid someone's gonna come and get her.
Uyuyamıyor, birinin gelip onu götüreceğinden endişe ediyor.
You have a bed to sleep in now.
Uyumak için yatağın var artık.
Now, you know you got to sleep with them birds, too.
Artık horozların yanında yatmak zorunda olduğunu da bilmelisin.
You ain't gonna slit my throat while I sleep!
Uyurken boğazımı kesemeyeceksin!
You know, barbecue, sleep in my bed.
Barbekü yapmak, yatağımda uyumak, bilirsin.
You need sleep.
Uyuman lazım.
Okay, you unlock the downstairs window, I'll sneak in late, sleep on the floor, I'll be gone before anyone wakes up.
Tamam, asaginin camini acik birak gece gizlice gelip yerde yatarim kimse uyanmadan gitmis olurum.
Well, I hope that smart-mouth pickaninny stabs you in your sleep.
Umarım bilmişlik taslayan bu zenci kız seni uykunda bıçaklar.
Besides, where are you gonna sleep tonight after this fight?
Orada TV izliyorum.
You know, a good night's sleep wouldn't be the worst thing in the world.
Biliyorsun, iyi bir uykunun çözemeyeceği hiçbir şey yoktur bu dünyada.
- Are you getting enough sleep?
- Uykunu alıyor musun?
I just want you to sleep with him.
Sadece onunla yatmanı istiyorum.
You look like you got run over in your sleep.
- Uykunda araba çarpmış gibisin.
Now you lie down and go to sleep, and when you wake up, you tell me everything that happened in your dreams.
Şimdi uzanıp uyuyacaksın ve uyandığın zaman rüyanda olan her şeyi anlatacaksın.
you sleeping 17
you sleep okay 23
you sleep well 19
you sleep here 16
sleep 809
sleeping 246
sleepy 100
sleepover 18
sleepyhead 101
sleep now 54
you sleep okay 23
you sleep well 19
you sleep here 16
sleep 809
sleeping 246
sleepy 100
sleepover 18
sleepyhead 101
sleep now 54