You with us traducir turco
19,490 traducción paralela
Nathan Appleby, are you with us?
Yanımızda mısın Nathan Appleby?
Are you with us?
Bizi dinliyor musun?
Hey Brad, will you hook up us with some rain?
Ben de...
You've been with us for about a year-and-a-half now, Drake.
Bir buçuk yıldır bizimlesin Drake.
Doesn't everything we've already learned tell us that lover-boy Gabe fought with his girlfriend, Amanda, and then smashed her in the windpipe, dumped her body at her childhood home, you know, just to give a good what-for to her mom and dad.
Şuna kadar öğrendiklerimiz bize romantik çocuk Gabe'in sevgilisi Amanda'yla kavga ettiğini, sonra da soluk borusunu parçalayıp cesedini de aileye ders vermek için çocukken yaşadığı eve attığını göstermiyor mu?
Yeah, which is exactly why you got to start hanging out with us more.
Evet, tam da bu yüzden bizimle daha çok takılmaya başlamalısın.
Thank you very much for talking with us.
Bizle konuştuğun için çok teşekkürler.
I thought you wanted nothing to do with us.
Bizimle hiçbir şey yapmak istemediğini sanıyordum.
We can diffuse that if you just come along with us.
Ama bizim tarafımızda olursan bunu bertaraf edebiliriz.
You could stay with us.
Gitmene gerek yok.
We have no idea what this man is planning, but we can figure it out and stop him if you work with us.
Bu adamın ne planladığını bilmiyoruz ama bizimle çalışırsanız, bunu öğrenip onu durdurabiliriz.
You are flying with us till Frankfurt, is it?
Frankfurt'a kadar bizimle uçacaksınız, değil mi?
You'll be safe if you cooperate with us.
- Lütfen sakin olun. Bizimle iş birliği yaparsanız güvende olacaksınız.
Now you can communicate with us through him on the radio. Name?
Onun aracılığı ile telsizden bizimle konuşabilirsiniz.
Imran Ali. Now you can communicate with us through him on the radio.
Onun aracılığı ile telsizden bizimle konuşabilirsiniz.
Can you please live with us forever?
Sonsuza kadar bizimle yaşar mısın?
You got a job to do... with us.
Yapacak bir işin var... bizimle.
You have been with us for four days now.
Dört gündür bizimlesin.
The ETU has more intel on us than they've shared with you.
ETU bizimle alakalı seninle paylaştıklarından daha çok bilgiye sahip.
When they put you back in with the rest of us, you were different.
Seni tekrar bizim yanımıza bıraktıklarında farklıydın.
I know you're playing games with us.
Bizimle oyun oynadığını biliyorum.
Ten years ago, I took a picture with you at a barbecue at your house- - this car was right next to us.
On yıl önce evindeki mangal partisinde seninle bir fotoğraf çektirmiştim. Bu araba yanımızda duruyordu.
But no, no, no, you're telling me to take him out of the one fucking place that he's useful to us and set him up in, what, a fucking two-bedroom in Jersey with a view of the fucking Freedom Tower?
Ama hayır, hayır. Onu bizim işimize yaradığı tek yerden göndermemi ve Jersey'de kahrolası Özgürlük Anıtı manzaralı iki odalı bir daireye yerleştirmemi mi söylüyorsun?
You know what, you lied to us. We have phone records that show that you were with Emil - right before he died.
biliyor musun bize yalan söyledin ölmeden önce emille olduğuna dair kanıtlarımız var Dr. Gould'a göre
I made my fortune in the Hudson valley and I can assure you that by sharing information, resources, and by giving a better price for pelts, the native tribes will abandon the glorious HBC and trade with us and so...
Servetimi Hudson Vadisi'nde yaptım. Sizi temin ederim, bilgi ve kaynakları paylaşarak, kürkler için daha iyi fiyat vererek yerli kabileler şanlı HBC'yi bırakıp bizle ticaret yapacaklar.
You'll come with us.
Bizimle gel.
If you execute my husband, Lorenzo will attack us with fire.
Eğer kocamı idam ederseniz, Lorenzo bizi yakacak.
Can you really not come with us?
Gerçekten bizimle gelmeyecek misin?
You should have been with us then she might have behaved herself.
Orada olmalıydın. O zaman yaramazlık yapmazdı.
With all of us gone, you'll be here by yourself.
Hepimiz gittiğimizde sen burada kendi başına kalabilirsin.
You're coming with us.
Sen de bizimle geliyorsun.
Since we're live, you'll finally be able to reach out to us with your flag thoughts and flag questions.
Canlı yayında olduğumuzdan bayraklarla ilgili düşünce ve sorularınızla nihayet bize ulaşabilirsiniz.
I want you to work with us.
Bizimle çalışmanı istiyorum.
Working with us is the only way you and your kids are coming out of this with all your arms and legs still attached.
Uzuvlarınızı kaybetmeden çocuklarınızla birlikte bu işten kurtulmanın tek yolu bizimle işbirliği yapmak.
You need to come with us, Bridge.
- Bizimle gelmen gerek Bridge.
You need to come with us now, Bridge.
- Hemen bizimle gelmen gerek Bridge.
You know, buddy, if it's something that's, uh, embarrassing, something you don't want to share with us, you know, we understand.
Dostum, bizimle paylaşmak istemediğin utanılacak bir şeyse, seni anlarız.
You really want to mess with us again?
- Yine bize bulaşmak istiyor musun cidden?
When you sent us away, I remember thinking... "What if Danny gets violent with John?"
Bizi gönderdiğin zaman şöyle düşündüğümü hatırlıyorum "Ya Danny John'a bir şey yapmaya kalkarsa?"
- Are you still with us?
- Bizimle misin?
I don't understand, what's so good about your phone that you'd rather sit staring at your phone than having these moments with us?
Bizimle hoşça vakit geçireceğine o telefonda ne buluyorsun hiç anlamıyorum.
Hey, Lily, you sure you don't want to go to the movies with us?
Lily, bizimle sinemaya gelmek istemediğine emin misin? Son şansın.
Do you want to play with us?
- Bizimle oynamak ister misiniz?
Don't feel like you can't be honest with us just to protect our feelings.
Bizi incitmemek için bize karşı dürüst davranamayacağını düşünme.
And if you sign up with us today, you, too, can live the dream.
Sözleşmeyi bugün imzalayın, hayallerinizi yaşayın.
So, go ahead, you can play tough guy with us all you want.
Hiç durma, sert adamı oynamaya devam et yani.
I'm a U.S. Marshall with Black Badge, you hear me?
Ben Kara Rozet'li bir US Marshal'ıyım.
Happy, you need to try to meet up with us.
Happy, bizimle buluşmaya çalış.
We're free to go through the portal when it opens, which means it's time to split my heart so you can leave with us.
Geçit açıldığında içinden serbestçe geçebileceğiz yani bizimle birlikte gelebilesin diye kalbimi ikiye bölmenin vakti geldi.
'Cause if anyone else came in here with a half-baked theory like his, you'd ask for concrete evidence before getting us involved.
Çünkü biri buraya gelip de bunun gibi budalaca bir teoriyle ortaya çıksa bizi işin içine sıkmadan önce kesin kanıt olup olmadığını sorardın.
You're not coming with us?
- Sen gelmiyor musun?
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
use that 67