English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / Your lawyer

Your lawyer traducir turco

2,229 traducción paralela
Your lawyer?
Avukatınız mı?
We called your lawyer.
Avukatı aradık.
But you implicated yourself as part of the conspiracy, and you had your lawyer present.
Ama komplonun parçası gibi kendinizi içine soktunuz ve avukatınızda yanınızdaydı.
Who tied it for your trial, your lawyer?
Duruşmada kim bağlıyordu, avukatın mı?
You think we're gonna talk to your lawyer?
Avukatınla konuşacağımızı mı düşünüyorsun?
Is that why you hired your lawyer?
Bu yüzden mi avukat tuttun?
Or are we talking about your lawyer?
Yoksa sizin avukatınızdan mı bahsediyoruz?
Unlike your lawyer, do you swear to tell the truth, the whole truth, and nothing but?
Avukatınızın aksine, gerçeği, ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
David, as your friend and your lawyer, can I -
David, arkadaşın ve avukatın olarak, ben...
But try to think of me not as you daughter but as your lawyer.
Ama beni kızınız olarak değil de avukatınız olarak görmeye çalışın.
Your lawyer?
Avukatın mı?
He's not your lawyer, Ricky.
O senin avukatın değil Ricky.
I am your lawyer, Mr. Medina.
Ben senin avukatınım Bay Medina.
As your lawyer, I think we should fight this.
Avukatın olarak, bence bununla savaşmalıyız.
He's a very confident man, your lawyer.
Avukatın, kendine çok güvenen bir adam.
Call your lawyer, your union rep, I don't care.
Avukatını çağır, sendika temsilcini çağır, umurumda değil.
Where's your lawyer?
Avukatın nerede?
Your lawyer.
Avukatının var.
You spend all night with another woman, you attended a business meeting in the morning, went to your lawyer's office, and then y h had a stroke.
Tüm geceyi başka bir kadınla geçirdin sabahleyin bir iş toplantısına katıldın avukatının ofisine gittin ve ardından inme indi.
You sure you don't want your lawyer here while we talk?
Konuşurken avukat istemediğinize emin misiniz?
But your lawyer is irresistible to women, and we have six female jurors.
Ama avukatın bir kadın için karşı konulamaz, ve jüride altı kadın var.
And we know Judge Lesser has the hots for your lawyer.
Ve yargıç Lesser'in Avukatın için yandığını biliyoruz.
Just do me a favor, save that for your lawyer.
- Bana bir iyilik yap. Bunları avukatına sakla.
If they didn't, you'd go crying to your lawyer.
Eğer yapmadılarsa, avukatına ağlayabilirsin.
Mr. Larsen, in light of the seriousness of the charges, I'm going to defer to your lawyer and allow him to enter a not guilty plea on your behalf.
Bay Larsen, suçlamaların ciddiyeti dolayısıyla avukatınızın dediklerine riayet edip sizin adınıza suçu kabul etmemesine müsaade edeceğim.
Have your lawyer send those papers over, ok?
Avukatın şu evrakları göndersin, olur mu?
Oh, and--by the way- - your lawyer will 100 % tell you that that's the play. The dealer comes after you, chops you up into little pieces of poke and feeds you to the sand sharks. Circle of life, babe.
Ha bu arada, avukatın sana yüzde yüz bunun bir oyun olduğunu söyleyecek.
Your Honor, with all respect, Mother, when will the lawyer come and see us?
Sayın Yargıç, affınıza sığınıyorum, Rahibe avukat ne zaman gelip bizi görecek?
This lawyer represents the company that may have murdered your father, so he will do whatever he can to try to confuse you.
Bu avukat, senin babanı öldüren şirketi temsil ediyor, o nedenle kafanı karıştırmak için mümkün olan her şeyi yapacaklardır.
- I tried to get you a good lawyer, spoke to your father -
Sana iyi bir avukat tutmaya çalışacağım, babanla konuştum -
I'm your sis. And a lawyer.
Ben senin kardeşinim ve avukatınım.
It's not right that we drew into this your husband's sister. Listen. She is a first-class lawyer.
Kocanızın kardeşini buna dahil etmenize hiç gerek yoktu.
And don't tell anybody that I told you this, but there are times when you need a good lawyer to protect your interests.
Bunu söylediğimi kimseye anlatma ama çıkarlarını savunması için iyi bir avukata sahip olman gereken zamanlar vardır.
If Vikram identifies Manish in court... then no lawyer in the world can help your son.
Eğer Vikram, Manish'i mahkemede teşhis ederse... Dünyadaki hiçbir avukat senin oğlunu kurtaramaz.
Your lady lawyer was very interested.
Bayan avukatın çok ilginçti.
He's your boss's lawyer. He's here to protect your boss.
Patronunun avukatı ve onu korumak için burada.
I believe you didn't have sex with a prostitute, and I believe that Peter's a good enough lawyer to prove that, so change your plea, and then we can move on from this and enjoy the wedding.
O hayat kadınıyla yatmadığına inanıyorum. Ayrıca Peter'ın bunu kanıtlayabilecek kadar iyi avukat olduğuna da. O yüzden savunmanı değiştir.
Martin... I'm not a lawyer, but they can't take your blood without your permission.
Martin... ben avukat değilim ama iznin olmadan kanını alamazlar.
Oh, look - - a lawyer on your team who looks like me.
Bakın hele! Bana benzeyen bir avukat!
Too bad your playwright friend isn't a lawyer.
Oyun yazarı arkadaşın avukat olsaydı keşke.
Did your brother help you get a lawyer?
Avukat bulmana kardeşin mi yardım etti?
In your office, and the insurance company's lawyer...
Ofisinde, ve sigorta şirketi avukatı da...
My lawyer says you haven't gone to the station to make your statement.
Avukatım merkeze gidip ifade bile vermediğinizi söylüyor.
I'm your father's lawyer.
Babanızın avukatıyım.
Otherwise, along with you, your parents, too, won't get a lawyer.
Aksi takdirde senin ve ailenin bir avukata ihtiyacı olacak.
Well, as your daughter first and as a lawyer second,
Önce kızın sonra da avukatın olarak ben buna cevap verme derim.
It's your lawyer.
Avukatın.
"why didn't you become a lawyer like your cousin Trudy?"
"Neden kuzenin Trudy gibi avukat olmadın?"
You want a lawyer at your side?
Yanında bir avukat ister misin?
Unless he's your lawyer.
Tabii o avukat değilse.
What, the lawyer who's representing your wife while she sues you for divorce?
Seni boşamak isteyen karını temsil eden avukatı mı diyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]