Даст traducir turco
4,359 traducción paralela
Вам нужно то, что знает Литвенко, но он вам это не даст.
Litvenko'nun kafasının içindekini istiyorsun... ama onu sana vermeyecek.
Вы думали, что девушка просто даст выход на Литвенко.
Kızın sadece Litvenko'yu bulmanın bir yolu olduğunu sandın.
Кто даст 600 долларов за "Портрет Рут", наш первый лот?
Kim, akşamın ilk tablosu Ruth'un Portresi'ne 600 dolar verebilir?
Покой мне даст душевный, все средства хороши.
Benim iyiliğim için boyun eğecek hepsi illetlerin.
У нас нет денег, компания банкрот, и никто не даст нам кредит.
5 paramız yok, şirket battı ve kimse bize kredi vermeye yanaşmıyor.
Это момент выйти вперед и высказаться, и я выберу одну женщину из этой прачечной, которая даст свои свидетельства в Палате общин.
Öne çıkıp sesinizi yükseltme vaktiniz geldi. Avam Kamarası'na ifadesini vermesi için çamaşırhaneden birini seçeceğim.
Это даст нам немного времени.
Bu bize zaman kazandıracaktır.
4, 5, 6. Это даст нам 10 минут.
... 4, 5, 6.
Пока это новинка, но низкое качество скоро даст о себе знать.
- Bu yeni bir ürün ve kalitesinin düşük olduğunu elbet gösterecektir.
Включая Доу. Роджер даст тебе рекомендации.
Roger sana referans mektubu yazmaktan mutluluk duyacağını söyledi.
Он должен отнести их леди Поул, а когда Стрендж даст знать...
Strange'den haber gelince o da Leydi Pole'a götürecek.
Я должен быть сильнее, жестче и мужественнее остальных футболистов, потому что если они только почуют во мне что-нибудь гейское, команда не даст мне прохода.
Takımdaki herkesten daha sert, daha güçlü ve daha erkeksi olmalıyım çünkü üstümde biraz da olsa "eş cinsel" kokusu alırlarsa artık takım arkadaşları olmam.
Когда ФСБ ее отпустит тот даст мне номер и надеюсь мы возьмем предателя.
Kadın FSB'nin elinden kurtulunca bana bir telefon numarası verecekti. O da beni haine ulaştıracaktı.
В очередь. Он даст показания утром.
Sabah hakim karşısına çıkacak.
Сегодняшнее решение либо даст старт его политической карьере... ... Предположительно он будет выдвигаться на пост Генерального прокурора.
Bugünkü karar ya politik kariyerini başlatacak ya da büyük olasılıkla Adalet Bakanlığı macerasının başlangıcı olacak.
Он даст ее в обмен на какую-нибудь еду.
Biraz yemeğe takas edecektir.
Твой отец сказал, что он не даст предложению дойти до голосования. Думаю, он реализует это.
Baban tasarının oylanmasına asla izin vermeyeceğini söylerken gerçekten de doğruyu söylüyormuş.
Это даст ему острые ощущения.
Bu onu titretir.
" Это даст эффект и уменьшит колличество
" Bu her 12 saatte bir başarı elde etmemizi
Что ж, жаль, поскольку это нам ничего не даст.
Çok yazık, çünkü hiçbir yere gitmiyoruz.
Итак... отчет даст окончательное одобрение на проект Ледяного Отеля или нет?
Pekâlâ. Buzul Otel projesi için rapor son onayı verecek mi yoksa vermeyecek mi?
А Вам не кажется, что это бессмысленный вопрос, который никому ничего не даст.
Bunun hiçbir yararı olmayan alakasız bir soru olduğunu düşündün mü? Kafayı yemişsin sen.
Хотя я полагаю, если груз достаточно дорогой, то это даст тебе отговорку, чтобы выступить против него и назвать это бизнесом, заместо того, чем оно будет.
Elbette değeri yeterince yüklü olursa ona karşı harekete geçip bunu iş için yaptığını söyleme hakkına sahip olursun. Aslında neden yaptığını söylemektense.
Конгресс не даст нам даже на скрепку для бумаг если я выставлю мёртвого астронавта на обложку Вашингтон Пост.
Ölü bir astronotu Washington Gazetesi'nin ön sayfasına çıkartırsam meclis, ataç alacak parayı bile vermeyecektir.
Подозреваю, что человек, вроде тебя, даст мне ещё один шанс.
Gördüğüm kadarıyla senin gibi bir adam için bir şansım daha olur.
И, даст Бог, его осудят.
Tanrı'nın izniyle de suçlu bulunacak.
Хотя, бог даст, этого не случится.
Kısmetse, iş o raddeye gelmeyecek.
Это даст моему отцу предлог, который так ему нужен.
Babama tam olarak istediği bahaneyi verirsiniz.
Кто даст больше трехсот гиней?
Var mı 300 gineyi artıran?
Кто даст больше? Итак, леди... – Восемьсот гиней раз...
Hanımefendiye gidiyor.
Кто даст больше двух тысяч гиней?
Var mı 2000 gineyi artıran?
Если турки победят, это даст им возможность захватить всю Италию.
Türkler galip çıkarsa tüm İtalya'yı işgal yolunda önemli bir askeri üs kazanmış olacaklar
Чтож, возможно Пратт позволит тебе упасть на хвост, если этот адрес что-нибудь даст.
O adres gerçekten sahici çıkarsa belki Patt onunla gitmene izin verir ne diyeyim.
- Надеюсь, это даст нам какие-нибудь зацепки.
Umarım bize bir fikir verir.
Это даст нам шанс поймать спутниковый сигнал. Доктор Кайл, вы голодны?
- Uydu sinyali almamızı kolaylaştırır bu.
Министр обороны даст тебе карт-бланш из-за улик, что мы нашли на Асьенда Насполес.
Olacak şu ; Savunma Bakanı Hacienda Nápoles'de bulduğumuz kanıtlar için sana hakkını verecek.
Это всем нам даст немного времени, включая отряд Каррильо.
Böylece herkes için bir dinlenme olur. Özel Tim için bile.
Но, даст бог, мы поймаем его раньше.
Ama eğer Tanrı istiyorsa onu öncesinde yakalayabiliriz.
Это даст нам шанс перевезти его в Боготу, пока мы улучшаем условия безопасности в "Ла Кафедраль".
Böylece geçici olarak Bogotá'ya gelmeyi kabul eder ve biz de Katedral'deki güvenliği arttırırız.
Он подзовет тебя, даст пару долларов, пообещает больше.
Sana el sallar bir kaç dolar bahşiş bırakır. Ve sana, geldiği yerde daha fazlası var, der.
Она даст нам больше информации.
Bize daha çok şey anlatacaktır.
ДНК-тест даст нам ответ и либо это будет кровь вашего сына и вас отпустят и предъявят обвинения в нападении на шерифа
Pekâlâ, DNA testi sonucu verecek. Oğlunun kanı olduğu çıkarsa yanlış tutuklama ve saldırı suçundan Şerif Andersson'ı dava etmekte serbest olacaksın ya da Stoddart'ın kanıysa cinayetiyle itham edileceksin.
Когда мой отец приходил домой с тренировки, он бы множество синяков, так моя мама даст ему некоторые замороженного горошка.
Babam idmandan sonra eve döndüğünde her yerinde bir sürü çürük olurdu bu yüzden annem ona biraz donmuş bezelye verirdi.
Я знаю лес. Он даст нам пропитание.
Ormanı iyi biliyorum, ihtiyacımızı karşılayacaktır.
Хозяин даст вам всё, что вы пожелаете.
Ne arzu edersen, efendimiz sana verecektir.
Как только доктор даст добро, полиция отвезёт тебя обратно.
Doktor durumunun stabil olduğunu.. .. söyler söylemez polisler seni geri götürecek.
- Эльза сказала, что даст тебе показывать фокусы.
Elsa sihir gösterini yapmana izin vereceğini söyledi bize.
- Он даст мне миллион долларов? Он готов выкупить акции, а Мак-Кэнн сделает остальное, потому что ты им поможешь.
Hisse senedi opsiyonlarıyla o kadar yakın olacak ki McCann geri kalanı için anlaşma yapacak çünkü onlara yardım edeceksin.
Молитва даст мне силы сделать это.
- Yapamam. - Tanrı aşkına!
Триш, поговори с доктором Аллердайс, может она тебе что-нибудь даст?
Doktor Allerdyce'la konuştun mu?
Мак-Кэнн даст большую фору Карсон-Робертс.
Anlamıyorum.