English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ З ] / Заплатив

Заплатив traducir turco

132 traducción paralela
Уехали, не заплатив денег.
Arkalarında borç bırakarak gittiler.
Леди выскочила из такси, не заплатив мне.
Demek buradasınız. Bayan ödeme yapmadan arabamdan fırlayıp gitti.
Он вьiпил кофе и ушел, не заплатив.
Kahvesini içmiş ve ödememiş.
Вернувшиеся домой, заплатив рукой, глазом или ногой были счастливчиками.
Bir kol, göz veya bacak feda ederek evlerine dönenler şanslı olanlardı.
Ты хочешь уйти не заплатив?
Ödemeden gitmeyi mi düşünüyorsun?
- Я тут подумал, что генерал попытается забрать груз не заплатив... и застрелит нас в качестве сделки.
Bence bunları ödeme yapmadan almaya çalışacak ve pazarlık sırasında bizi vuracak.
я... не заплатив.
Ben... Birçok kez raflardan gazete aldım parasını ödemeden.
Заплатив $ 50, вы могли бы получить место с подушками.
50 doları öde, minderli bir yer alırsın hem de. Öyle değil mi? Bütün yol boyunca.
Вчера один из ваших парней пытался забрать Нурхачи не заплатив.
Dün gece oğullarından biri bedelini ödemeden onu almayı denedi.
Мы возьмём её голыми руками, и гроша не заплатив.
Bir şarkı gibi elde edeceğiz. Tek mısra, nakarat yok.
- И ты ушёл, не заплатив.
- Bir de para ödemeden gitmişsin.
Заплатив такую цену, он может позволить себе просто расбросать её вокруг.
Ve ödediği ücret çok düşük olduğu için, malı birçok kişiye de dağıtabilir.
Заплатив за место, я должна общаться с вами?
Buraya kira ödemem, size katlanacağım anlamına mı geliyor?
- Ты? Я в шоке. Заплатив, ты побьешь свой рекорд.
Sen mi ödüyorsun, nasıl yani, hangi dağda kurt öldü bir sabah uyanıp üst üste 56 kez dünya rekoru kırmak gibi bir şey.
Заплатив мне, чтобы я ушла, не значит соблюдать условия.
- Paramı verip beni göndermeleri, anlaşma maddelerini yerine getirmek değildir.
A потом мне стало так хорошо я поднялась наверх в салон на пятом этаже сделала массаж и маску лица и смылась не заплатив.
Sonra, uçmuştum adeta üst kattaki salona çıktım, beşinci kattakine ve masaj ile yüz bakımı yaptırdım ve faturayı ödemeden sıvıştım.
- "Роллс-Ройс", заплатив за него.
Altin plakali bir Rolls Royce, tabi eger parasini ödersen!
Заплатив Топору, после дела каждый из нас получит почти по 200 тысяч фунтов.
Balta'ya parasini ödedikten sonra... adam basi yaklasik 200,000 pound kaliyor.
и заплатив кровью Иисуса,
İsa'nın kanı üzerine...
Но он уехал из отеля, не заплатив по счетам.
Ama hesabını da ödemeden oteli terk etmişti.
Ты когда-нибудь пробовал... уйти из ресторана не заплатив?
Hayatında hiç lokantadan para ödemeden ayrılmayı denedin mi?
А затем все остальные громилы и монстры этого города, которые думают, что они могут просто вламываться сюда и гонять меня до тех пор, пока они не получат информацию, вообще за это не заплатив.
Diğer düzenbaz ve ucubeler bu şehirde. Herkes buraya kolayca girip ödeme yapmadan, bilgi alana dek beni pataklayabileceğini sanıyor.
"Ешь и смывайся" это, когда ты сбегаешь не заплатив.
"Ye ve Fırla", ödemeden kaçıp gitmeye deniyor.
Майкл, я никогда не сбегала не заплатив и не собираюсь начинать.
Michael, daha önce hiç yiyip kaçmadım ve şimdi de başlamaya niyetim yok.
И мы не уходим не заплатив, молодой человек.
Ve hesabı ödemeden buradan gitmiyoruz, genç adam.
Сколько раз повторять : нельзя есть чипсы, не заплатив за них!
Sana kaç kere söylemem gerekecek parasını ödemeden patates cipslerini açma diye?
Или веду её в "Карусель" попить кофе и, не заплатив, линяю от неё.
Veya onu Carousel'e kahve içmeye götürebilir ve orada hesapla yalnız başına bırakırım.
Он же практически убийца, блять, как он может уйти, не заплатив за это?
O bir katil sayılır. Onu nasıl salarlar?
Почему? Потому что заплатив за одно, я недовольна, получив другое? Я несправедлива?
Yaptığı işten memnun kalmayınca haksızlık mı etmiş oldum?
Он хотел уйти с копией Декларации Независимости, не заплатив.
Bağımsızlık Bildirgesinin kopyasıyla para ödemeden gitmeye çalışıyormuş.
мой вексель еврею просрочен. Заплатив, я не смогу остаться в живых, так что мы с тобой в полном расчете.
"Eğer borcumu ödersem, artık yaşamam imkânsız."
Он ушел, не заплатив.
Hesabı bile ödemeden gitti.
Они покупают эти телефоны и, насколько вам известно... пользуются ими анонимно, заранее заплатив за свои минуты...
Bu telefonları alıyorlar ve tek ilgilendiğiniz bunları isimsiz olarak kullanmaları, tabii ön ödeme yaparak...
Я не могу позволить тебе уйти просто так, не заплатив. Что?
Başkasının eşyasını kırıp ücretini ödeyemezsen, bu problem yaratır.
Заплатив миллиардами жизней, человек получил иммунитет - право жить среди бесчисленных организмов, населяющих планету.
Milyarlarca insanın canı pahasına, insanoğlu bağışıklık ve bu gezegenin sayısız organizmaları arasında yaşama hakkı kazanmıştı.
Убегают, не заплатив!
Paramı vermeden kaçıyorlar!
Ты хочешь уйти, не заплатив?
Hesabı ödemeden mi gitmek istiyorsun?
А в сочельник сбежал, не заплатив за два месяца.
Noel gecesi 8 haftalık kirasını ödemeden sıvıştı.
Ушли тут одни, не заплатив, но Мими вовремя это заметила, а Стивен, э, уладил ситуацию.
Fakat Mimi zamanında farketti. Ve Steven da bir şekilde adisyonu geri getirdi. 18.000 dolar.
- Не заплатив?
- Daha ödemedik.
Ты тратишь дохренища денег на кубок, ты собираешься есть кашу из злаковых... но ты не хочешь нам помочь, заплатив мафии?
Bir kadehe bok gibi para harcayıp içinde mısır gevreği yiyorsun ama parayı ödeyerek bizi mafyadan kurtarmıyorsun.
- Хотите уйти, не заплатив, да?
- Demek ödemeden sivisacaksiniz, ha?
Последний, которого я вез выскочил не заплатив.
Son seferki parayı ödemeden kaçtı.
- Милый способ - выписаться, не заплатив!
Sana ulaşabilmemin tek yolu bu.
Нет-нет, мне нужна именно камера, чтобы засечь уродов, которые воруют посуду и сбегают не заплатив.
Hayır, hayır. Benim istediğim ödeme yapmadan giden veya hırsızlık yapan sersemleri görmek.
Я вышла не заплатив, потому что хотела посмотреть,... как там моя собака.
O konservelerin parasını ödemeden yanlışlıkla mağazadan dışarıya çıktım çünkü köpeğimi kontrol edecektim.
Исигами... заплатив при этом немыслимую цену.
Sonra da Ishigami sizi ve kızınızı korumak için sizden habersiz, gerçekten büyük bir fedakarlık yaptı.
Ты можешь остаться в гостинице в течение многих недель, не заплатив за это ни пенни.
Bir şey ödeme zorunluluğu olmadan haftalarca otelde kalabilirsin.
Проконтролируй разум менеджера, чтобы мы могли уйти, не заплатив.
Müdürün zihnini kontrol et. Böylelikle yemeği bedavaya getirebiliriz.
Клиенты убегают не заплатив!
Bu insanlar parasını ödemedi!
Этот пидор хотел смыться, не заплатив.
Başka seçeneğim var mıydı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]