English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / ruso → turco / [ Н ] / Не видел

Не видел traducir turco

15,915 traducción paralela
Моё потомство - настолько реальная угроза, какой мир ещё не видел.
Yarattığım şey dünyanın daha önce hiç görmediği türden bir tehlikeyi ortaya çıkardı.
Крис этого не видел.
Chris bunu görmemeli.
Скажи ей, что не видел нас.
Annene bizi görmediğini söyle.
Ну... Не видел чтобы раньше у кого-то так получалось.
Açıkçası böyle yapanı daha önce hiç görmemiştim.
Это было восхитительно, я никогда не видел такого....
Muhteşemdi. Hiç böyle bir şey görmemiştim.
Он сказал, что за пятнадцать лет его работы в Долине он не видел беты лучше нашей.
15 yıldır Vadi'de çalıştığı süre boyunca gördüğü en iyi betanın bizim betamız olduğunu söyledi.
Ой, как давно я вас не видел.
Oh, sizden haber duymayalı baya oldu.
- Динеш, я ищу Эрлиха, ты его не видел?
Selam Dinesh. Erlich'e bakıyordum da. Gördün mü onu?
Гилфойл, ты ее не видел?
- Gilfoyle, flash diskimi gördün mü?
Гилфойл, ты ее не видел?
- Her neyse, onu gördün mü Gilfoyle?
- Не видел.
- Görmedim.
Знаете, я не видел ее несколько лет, но не уверен, что готов увидеть ее на аппаратах.
Yıllardır görüşmüyorduk ama onu yaşam destek cihazında görmeye hazır mıyım bilmiyorum.
Не видел тебя с тех пор, как ты сбросил атомную бомбу с погрузчика.
Atom bombasını forkliftten düşürdüğün günden beri seni görmemiştim.
Но ты меня не видел.
Ama olmadın.
Будто он никогда не видел "Эффект бабочки".
Sanki hiç Kelebek Etkisi'ni izlememiş gibi.
– Я не видел...
- Ben görmedim.
Нет, просто, эээ, я никогда не видел такого заброшенного городка.
Yok, bu kadar tenha bir yer görmemiştim.
О, ну я просто никогда не видел такой заброшенный город.
Hiç bu kadar ıssız bir kasaba görmemiştim.
Он принял лекарство, я даже не видел как.
Bilmediğim bir ilaç içti.
В итоге, никто ничего не видел.
Günün sonunda kimse bir şey görmedi.
Я никогда не видел Тихого океана.
Çin yemeği severim. Pasifik Okyanusu'nu görmedim.
Никогда не видел человека, более влюблённого в убийство, чем ты.
Senin kadar öldürmeyi seven kimseyi görmedim.
Я давно не видел там такого оживления.
Uzun zamandır öyle kalabalık olduğunu görmemiştim.
Никто не видел Юджина?
Eugene'i gören oldu mu?
Нет, я его не видел.
Yok. Yok onu görmedim.
То есть, не собираюсь ли я просрать свою жизнь, из-за чего-то, чего я возможно и не видел?
Yani, hayatımı mı mahvedeceğim görüp görmediğimi bilmediğim bir şey yüzünden?
Было время, когда я так боялась, что ты не видел меня, и сейчас я просто хочу, чтобы ты улыбнулся.
Bir zamanlar beni görmeyeceğinden çok korkuyordum şimdiyse bir gülüşünü görsem yetecek.
Я все проверил, его нет на занятиях, - и никто его не видел.
Şimdi sınıfta olmadığının bilgisini aldım - ve hiç kimse görmemiş onu.
Я не видел вас вместе.
Sizi bir arada hiç görmedim.
Не видел ничего прекраснее.
Daha güzel bir şey görmemiştim.
Я никогда её такой не видел.
O'nu daha önce böyle görmedim.
Никогда не видел трупа?
Daha önce hiç ceset görmedin mi?
Ты меня не видел.
Beni görmedin.
Я не видел, чтобы ты перед кем-то вставала на колени.
Senin eğildiğini göremiyorum.
Да, я сам уже давно не видел черно-белых фильмов.
Evet, uzun zamandır siyah beyaz bir film görmedim.
Ты что, украла грузовик, пока он не видел?
Ne yani, o bakmazken karavanını mı çaldın?
То есть ты не видел её?
O zaman onu görmedin?
Я их не видел.
Görmedim.
Я не видел его лагерь.
Kamp görmedim.
К сожалению, а может быть, и к счастью, я не видел, как она умерла.
Ne yazık ki, belki de iyi oldu ama öldüğünde yanında değildim.
Его никто не видел уже две недели.
İki haftadır çocuğu gören olmamış.
Я такого не видел со школы.
Bunlardan birini en son ilkokulda görmüştüm.
— Нет, я только... минут на пять выходила подышать, но меня никто не видел.
- Hayır, ben sadece... Belki beş dakikalığına temiz hava almaya ama beni gören olmadı.
- В "Холи" я однажды видел, как сцепились два программиста, чуть не прикоснулись друг к другу.
Bir kere Hooli'de iki tane mühendisi feci şekilde kavga ederken gördüm. - Neredeyse fiziksel temasa geçiyorlardı.
Эта стена, за моей спиной, была возведена, чтобы никто не смог попасть в город, равно как и выбраться из него, ведь неизвестно, чью Интернет-историю видел желающий выйти.
Arkamdaki bu bariyer sadece kimsenin Fort Collins'e girememesi için değil, kimsenin çıkamaması için de koyuldu, çünkü kimin internet geçmişini gördüğümüzü kesin olarak bilemiyoruz.
Не знаю, видел ли ты цифры.
- Sayıyı gördün mü bilmiyorum da.
По крайней мере, так я видел тогда.
En azından o zaman böyle olduğunu görmüştüm.
Я видел, что, эм, возвращение доверия людей проходит не очень гладко...
İnsanların gönlünü geri kazanmanın pek iyi gitmediğini anlıyorum.
Я не преувеличиваю, видел его голым раз восемь!
Bu gerçek çünkü onu sekiz kere falan çıplak gördüm.
Я своими глазами видел, как свергаются королевские семьи, которые не идут в ногу с народом.
Bir kraliyet ailesinin halkından uzak kaldığı için devrildiğine ilk elden şahit oldum.
Я так не завидовал своему псу с тех пор как видел, как он вылизывает свои яйца.
Her gün taşaklarını yaladığını gördüğümden beri köpeğimi hiç bu kadar kıskanmamıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]