Пустое место traducir turco
273 traducción paralela
Возможно, вы обратили внимание, мадам, что я оставила пустое место в графе "соус".
Ah, tabiî, ben, ben eminim ki, çok uygun, çok iyidir gerçekten. Farkettiyseniz, hanımefendi, sos için bir boşluk bırakmıştım.
Может, стоит повесить здесь что-нибудь, чтобы прикрыть пустое место?
Sence şurayı kapatsak iyi olmaz mı?
Не трусиха и не пустое место.
Ne cilveli, ne kurnaz, ne de basmakalıp.
Без рабочих ты - пустое место, понял?
O tabancalar olmadan sen bir hiçsin, biliyor musun?
Отобрать у тебя грузчиков, и машинистов, и суда - и ты пустое место.
Onca mal mülk, komisyonlar, haraçlar kiralık katiller olmadan sen koca bir hiçsin!
"Почему я лишь пустое место, человек, в котором нет ничего примечательного?"
"Niye benim bir şeyim yok, bana özel bir şey yok?"
Завтра, когда он очнется, скажите ему, что у него между ног теперь пустое место.
Umarım yarın sabah gözünü açtığında yanında biri olur ve ona artık bacak arasında hiç bir şeyin kalmadığını söyler.
Аннет - пустое место, ее время прошло.
Annette artık hiç birşey, o bitti, yıldızı söndü.
Послушай, МакГоверн теперь пустое место, Никсон обеспечил себе переизбрание,.. .. а "Пост" застряла с историей, которая никому не интересна.
Bakın, McGovern dibe vurdu Nixon yeniden aday olmayı garantiledi ve Post'un elinde kimsenin istemediği bir hikaye var.
Этот парень - пустое место.
O herif bir hiç.
И все-таки, Кордье ты - пустое место!
Ama hâlâ bir hiçsin!
А ты даже не дерьмо. Ты вообще ничто. Пустое место.
Sen Fransız boku bile değilsin.
Ты смотришь на меня, как... Смотришь, словно хочешь сказать, что нужен мне, чтобы заполнить, как будто я пустое место.
Sanki bana doldurulması gereken boş bir yermişim gibi bakıyorsun.
Дурак, продажный тип или пустое место?
Bir aptal mı, hain mi? Yoksa korkak mı?
Садясь на пустое место за игорным столом, приветствуемые также лишь кивком.
Kağıt oynanan bir masaya oturmak, selamlanmak. Bir baş işareti yeter.
Если хочешь ее поразить, тогда покажи ей пустое место, где раньше стоял телевизор.
Eline ne geçecek? Seni kullanıyorum.
Генерал - старый нарцисс, пустое место.
Bu General etkafalının teki. Bir sıfır.
- Твоя дочь смотрит в пустое место.
- Kızın aklını kaçırdı.
Для вашего мужа вы - пустое место.
- Kocan seni bir hiç olarak görüyor.
Для вашего мужа вы - пустое место.
Kocan seni bir hiç olarak görüyor!
Если хочешь ее поразить, тогда покажи ей пустое место, где раньше стоял телевизор.
Eğer onu gerçekten etkilemek istiyorsan, ona eskiden televizonun durduğu büyük boşluğu gösterebilirsin..
О Боже, если ты не допустишь чтобы этот город превратился в пустое место я постараюсь стать более доброй христианкой.
Tanrım, eğer kasabamızı dünyanın bacası olmaktan kurtarırsan.... Daha iyi bir hristiyan olmaya çalışacağım.
Но ты просто пустое место, как и все вы.
Ama seninde diğerlerinden bir farkın yok.
Однако я вижу пустое место в углу у дымохода... и костыль без своего хозяина.
Buna rağmen, bacanın köşesinde boş bir sandalye görüyorum ve sahipsiz bir koltuk değneği.
А для них - ничего. Пустое место.
Ama onlar için önemli değil.
У меня всредине есть пустое место.
İçimde boş bir nokta var.
Фредди, тьi для меня пустое место.
Freddo... Şu an benim için hiçbir şey ifade etmiyorsun.
Он указывал мне на это пустое место, но там не было ничего!
bir tepede. O boş alanı işaret ediyordu. Ama orada hiçbir şey yoktu.
Как будто я пустое место.
Ben yokmuşum gibi.
- Да она меньше, чем пустое место!
Bir hiç bile değildi. - Doğru.
Уолсингем для нас ничто - пустое место,
Wallshengam bir hiç!
Все они пустое место.
Hiçbirinin önemi...
Они завидуют и ревнуют : я для них пустое место,
Kıskanıyorlar ve imreniyorlar. Onlar için önemsizim.
" Я пустое место.
" Beş para etmem.
Пустое место. Я ничто.
Hiçbir şey yok.
Но на самом деле ты просто пустое место.
Bomboşsun. Sıfırsın.
Пустое место?
- Beni sıradan biri mi sandın?
Ну, разве дом это не то пустое место, откуда стараешься сбежать?
Kaçmaya çalıştığın boş yer değil miydi evin?
Посмотри на Энджи Бомпансьеро : ведь он пустое место после исчезновения Пусси.
Angie'ye bak. Pussy ortadan kaybolduğundan beri hayalet gibi.
Вроде, Клев - пустое место, а они - благодетели.
Cömertliklerine rağmen işe yaramadığını göstermek için
Как на пустое место!
Bizi görmezden geliyor!
Если хотите, можете занять пустое место в моём самолёте.
Eğer istersen, uçağımda boş bir koltuk var.
Вот здесь пустое место.
Ve burada boş bir yer var.
просто... пустое место
Ben hiçbirşeyim
Декларация показала, что как будто там было пустое место, но мы не думаем, что там было такое.
Yolcu listesine göre boş bir koltuk vardı ama biz öyle düşünmüyoruz.
В следующий раз, когда придешь домой с работы, пожалуйста, и не подступай со своими жалобами, потому что ты - пустое место.
Şaka yapıyor olmalısın. Gelecek sefere işten eve gelip... herkesten nefret ettiğini söylediğinde... beni arama, çünkü zavallısın.
Ты пустое место.
Aslında hiçbir şey değilsindir.
Размажу его, пустое место останется.
Bunları arka odaya götürsem hepsini döverim.
Место пустое из-за него.
Phoebe, onun yüzünden mekân boşaldı.
Почему здесь пустое место?
"Bu boş yer kime ait?"
Кстати, кажется, это место довольно пустое, да?
Bu sırada, burası ne kadar sakin bir yer, değil mi?