Спасение traducir turco
1,584 traducción paralela
Я решила добавить ярких красок в благодарность за мое недавнее спасение.
Düşündüm ve dün gece beni kurtardığın için, seni neşelendirebilirim dedim.
Спасение жизни создает прочную связь между людьми.
Bir canı kurtarmak, kuvvetli bir bağdır.
Азим повсюду следовал за Робин Гудом, надеясь спасти ему жизнь, чтобы расплатиться за свое спасение.
Costner, Morgan Freeman'ın hayatını kurtardı ve Azim de can borcunu ödemek için onun peşinden ayrılmadı.
Он явил мне чудо, он стал тем, кто принес мне спасение.
Çünkü benim yaşamımdaki mucize onun sayesinde oldu ve kurtuluşumdaki en büyük etkendi.
Уолтер, твой облик - наше спасение.
Walter, senin bu benzerliğin bizim kurtuluş yolumuz olacak.
А сейчас ты почти уничтожил целую рассу существ, и все для того, чтобы получить награду за спасение мира.
Şimdi de koca bir varlık ırkını dünyayı kurtarma şanı uğruna yok etmek üzereydin.
Признаюсь, не самое лучшее спасение.
En iyi kurtarma operasyonu olmadığını kabul ediyorum.
Я знаю, что шансов мало. Но неужели спасение жизни - не стоит такого риска?
Evet uzak bir ihtimal, ama uzun vadede kurtulabilecek olman bu riske girmeye değmez mi?
Спасибо за спасение.
Kurtardığın için teşekkürler.
[ "СМОЛЛВИЛЛЬ", Сезон 9, Эпизод 21 ( 22 ), заключительный, "Спасение" ]
Bölüm : 21 "Kurtuluş"
И я дал Господу клятву, что положу эти 50 лет на спасение таких заблудших душ, как ты.
Ben de bu 50 yılı senin gibi kayıp ruhları geri kazandırarak geçireceğime yemin ettim.
Зачем мне уходить оттуда, где моя душа обрела спасение?
Ruhumun kurtulduğu bu yerden niye ayrılmak isteyeyim ki?
Спасение мира - грязная работа.
Dünyayı kurtarmak pis iştir.
Укрытие, защита, спасение...
Barınak olsun, güvenlik olsun...
Эй, хочешь отпраздновать спасение?
Demedim mi? Kaçışımızı kutlayalım ister misin?
Так что у нас 9 часов, 9 часов на спасение человеческой жизни.
9 saatimiz var bir insanın hayatını kurtarmak için 9 saatimiz var.
Непрерывные внутривенные вливания. И солдатские нейролептики, - Это как постоянное спасение и реанимация утопающего.
Sürekli serum ve devlet malı antipsikotikler uzun bir dinlenmişlik hissi veriyor.
Спасение нашего мира от разрушения.
Dünyamızı yıkılmaktan kurtarmak.
Я полагаю, мне просто кажется странным твое спасение некоторых осужденных
Galiba, birkaç suçlu için yanından ayrılmak bana tuhaf geldi.
В обмен на спасение её жизни, визитеры попросили тебя убивать для них?
Onun hayatını kurtarmaları karşılığında Ziyaretçiler o adamları öldürmeni mi istediler senden?
И за спасение моей жизни.
Hayatımı kurtardığın için de.
Так вы благодарите меня за спасение ваших шкур?
Sizin gizliliğinizi korumama böyle mi teşekkür ediyorsunuz?
Спасение задания зависит от Вашего умения менять тактику и умения сообщить команде о плане "б".
Bir görevi kurtarmak taktik değiştirme ve takımınla "B" planı için iletişime geçme yeteneğine başlıdır.
Что, спасение твоей жизни не дает мне немного времени со свободными руками?
Ne yani hayatını kurtarmak ellerimin serbest kalması hakkını kazandırmadı mı?
¬ итоге, спасение Ёй-јй-ƒжи стоило налогоплательщикам более $ 150 миллиардов.
Sonuç olarak AIG'nin kurtarılması vergi mükelleflerine 150 milyara mal oldu.
Ребята, я хотел поблагодарить вас за своё спасение.
- Yok. Beni kurtarmaya geldiğiniz için teşekkür etmek istiyorum.
И, как проходит спасение?
Kurtarma işi nasıl gidiyor peki?
Спасибо за спасение!
Kurtardığın için teşekkürler.
А что насчет Клары... формально, миссис "спасение от финансового краха"?
Clara'ya ne olmuş, resmi olarak Bayan Kurtarıcı?
Для Билла это любимое спасение от стресса.
Bill'in favori stres yiyeceğidir.
Они - твое спасение.
Aynı zamanda kurtuluşunlar.
Я так хотел отблагодарить вас за спасение моей жизни, и я подумал - лучшее, что я могу - это пригласить вас сюда на мой маленький островок рая
Hayatımı kurtardığınız için size teşekkür etmeyi çok istiyorum. Düşündüm ki, bunun en iyi yolu sizi naçizane cennetime davet etmek.
Ладно, это ложь во спасение.
Nefesim hızlanır. Bu beyaz bir yalan.
Хочу выразить свои соболезнования семье Питера Руссо, и попросить всех молиться вместе с нами за спасение мистера Даблина.
Peter Russo'nun ailesine taziyelerimi sunuyorum ve sizi de Bay Dublin'in güvenliği için dua etmeye çağırıyorum.
Я отплачу тебе за мое спасение.
Sana olan can borcumu ödüyorum.
Спасение жизней всегда было камнем предкновения для исследователей Глобал Тека.
Hayat kurtarmak her zaman Global Tech araştırmalarının temel amacı olmuştur.
И я хотел поблагодарить тебя за моё спасение.
Sana teşekkür etmek istedim, beni kurtardığın için.
Я благодарна за свое спасение, но ваше полное безрасудство причинило огромные страдания очень многим людям.
Hayatımı kurtardığınız için teşşekür ederim, But your utter recklessness Ama diğer düşüncesizliğiniz Ülkedeki insanlar için inanılmaz derecede acı ve ızdıraba sebep oldu., ve bunlar önce daha fazlasınada sebep olacak.
Вы чуть не отдали свою жизнь за спасение ее.
Onun hayatını kurtarmak için az kala kendininkini feda ediyordun.
Чудесное спасение.
Güzel kurtarma.
Они гораздо важнее, чем спасение детей от смерти?
Daha fazla çocuğun ölmesini görmekten daha mı önemliler?
Разгадывание тайн, спасение жизней. Но, я полагаю, вы привязаны к педиатрии?
Ama sanırım pediatriye oldukça bağlısındır.
Я просто хочу тебя поблагодарить... .. за спасение моего брата.
Ağabeyimi geri getirdiğin için sana gerçekten teşekkür ediyorum.
Его не волнует спасение мира.
Dünyayı kurtarmak umurunda değil artık.
Я не могу так рисковать. Их всех убьют в отместку за мое спасение.
Beni kurtarırsanız, buna kısas olarak adamlarımı öldürmelerine göz yumamam.
Должен признать, спасение Пита это первая хорошая вещь, что случилась со мной за эти месяцы, и теперь, когда Дре уничтожен, может проклятие СПИДРЕ закончилось.
Ne yalan söyleyeyim, Pete'in bizi kurtarması aylardır başıma gelen ilk güzel şey, ve şimdi Dre de gidince belki de DRAIDS laneti de kalkar.
Спасибо за спасение моей сумки.
Çanta için teşekkürler.
Если ОРС возьмёт спасение дочери Президента на себя, всё, что мы запланировали, рассыплется как карточный домик.
Operasyonu biz yürütürsek planladığımız her şey suya düşer.
Ли Чжон У, наша цель - благополучное спасение дочери Президента.
Lee Jung Woo, bizim görevimiz VIP güvende mi, değil mi kontrol etmek.
Разве основная цель нашего задания не спасение её жизни?
Operasyonun asıl amacı VIP'yi kurtarmak değil mi?
Но теперь спасение нам предлагает Аид.
Ama bize kurtuluş teklif eden Hades oldu.