Acımayacak traducir inglés
197 traducción paralela
Hem gerçek suçlu benim hem de burada çalışmadığım için kimsenin canı acımayacak. Evet!
I have the advantage of actually being guilty and I don't actually work here, so no one actually gets hurt.
" Ve ölürsem, hiç kimse bana acımayacak.
" And if I die, no soul shall pity me.
Acımayacak.
It won't hurt.
Canın fazla acımayacak.
It ain't going to hurt much.
Hadi gel, hayatım. Hiç acımayacak.
It won't hurt a bit.
Davan görüşülmeye başladığında, savcı sana hiç acımayacak.
When your trial comes up, the prosecutor won't spare you.
- Acımayacak, değil mi?
It's not gonna hurt, is it?
Canın acımayacak sandım.
I was afraid this wouldn't hurt.
Acımayacak diyorlar, Leydim.
They say not, My Lady.
Hiçbir zaman acımayacak mısın?
Not on any condition?
Babasından ona acımayacak kadar nefret ediyordu, neredeyse benim kadar.
He had a merciless hatred of his father, almost equal to mine.
- Bir şey yapmayacağım. Canın acımayacak.
- No, I won't do anything, come on, I won't hurt you
Şimdi rahat ol hiç canın acımayacak.
Now, relax. It won't hurt a bit.
Hiç acımayacak.
This won't hurt a bit.
- Acımayacak, söz veriyorum.
- There'll be no pain, I promise.
Acımayacak, biliyorum.
There'll be no pain, I know it.
- Artık acımayacak.
- lt won't hurt anymore.
Acımayacak.
This won't hurt.
Hiç acımayacak.
This won't hurt much.
Söz veriyorum, hiç acımayacak.
I promise you'll feel no pain.
Ben kemiğe varıncaya kadar acımayacak.
It won't hurt until I hit the bone.
Acımayacak!
It won't hurt!
- Pekala, acımayacak.
- Okay, no pain.
Hiç acımayacak. "
This ain't gonna hurt. "
Canın acımayacak.
This won`t hurt.
Ama sen canın acımayacak.
But this won't hurt you.
Canın acımayacak.
It won't hurt.
Ve istediğini vermekten kaçmaya devam edersem bana hiç acımayacak.
And I know that if I continue to deny her what she wants... she can never feel pity for me.
Hiç acımayacak.
Now, this won't hurt a bit.
Acımayacak ki.
There will be no pain.
Canın acımayacak!
This won't hurt a bit.
Acımayacak.
It don't hurt.
Acımayacak.
It's not gonna hurt, Annie.
Biliyorsun acımayacak.
You know it won't hurt.
Biliyorsun.Acımayacak.
You know it won't hurt.
Öteki o kadar acımayacak.
The next one won't be so bad.
Canınız acımayacak.
- One or two. This isn't gonna hurt.
T.J. acımayacak sana söz.
T.J., this won't hurt, I promise.
Öldüğümde kimseler acımayacak hâlime.
When I die no soul shall pity me.
Bu maskeyi size takarken tıkanmamış burun deliğinizi kapatın. Meraklanmayın, acımayacak.
Hold the unblocked nostril closed while I put this mask over your mouth.
Kımıldatma, acımayacak.
Keep still and it won't hurt.
Canın acımayacak.
Okay, now, that doesn't hurt.
Acımayacak dedin!
You said it wouldn't hurt!
Yavrum, ben bakınca acımayacak.
Dear child, it won't hurt when I look.
Hiç acımayacak.
It won't hurt.
Acımayacak.
It's not gonna hurt.
Ve hiçkimse sana acımayacak.
And no one will pity you.
Gerçekten, acımayacak.
Really, it won't hurt.
- Tamam. Acımayacak.
It's not gonna hurt.
Acımayacak.
It'll be fun.
Acımayacak. Tamam mı?
Look, this isn't gonna hurt, okay?