Ado traducir inglés
392 traducción paralela
Lafı daha fazla uzatmadan Bay Richard Nugent'ı takdim ediyorum.
And so, with no more ado, I present Mr. Richard Nugent.
Şimdi, fazla uzatmadan öğretmenlerin sınıf yoklamasına geçeceğiz.
Now, without further ado, we'll have the teachers call out the roll of their classes.
Böylece, fazla söze gerek yok, Mr. Blanchard'ın sırrını açıklıyoruz.
And so, without further ado, we reveal Mr. Blanchard's secret.
Sizin de başınız gelse anlardınız.
Ado dir not you know? As the same.
Evet, sözü fazla uzatmadan bayanlar ve baylar
Without further ado, ladies and gentlemen,
Hikayemi bitirir bitirmez daha fazla patırtı yapmadan karnımı deşeceğim.
Once I have finished my story, I will disembowel myself with no further ado.
Umuyorum ki bu kriter, komisyon üyelerimizi seçerken bizlere kılavuzluk eder.
I hope these criteria will guide us in electing our commissioners, and I hereby propose we vote without further ado.
" Fazla patırtı olmadan çıkarız düze nasılsa
" And without much ado We can all muddle through
Sizi daha fazla bekletmeden,
Here he is right now, so without further ado,
"Eğer bir Yahudi Hristiyan bir kadınla zina ederse halka açık bir yerde derhal asılarak idam edilecektir."
"If ever a Jew commits a sin of the flesh with a Christian woman, " he shall be publicly hung without further ado. "
"Eğer bir Yahudi Hristiyan bir kadınla zina ederse ceza olarak ve diğer herkese ibret olsun diye halka açık bir yerde derhal asılarak idam edilecektir."
"If ever a Jew commits a sin of the flesh with a Christian, " he shall be publicly hung without further ado, "as punishment, and as an example for all others."
Lafı uzatmadan tanıtıma geçelim.
And so, without any more ado, let's have the titles.
Sözü daha fazla uzatmadan ve her zamanki gibi işte açılış jeneriği.
And now without any more ado and completely as normal Here are the opening titles.
- Lafı uzatmadan...
– And so, without further ado...
Şeytan görmüş gibisin.
Making much ado about nothing!
Fazla uzatmadan, kılıç derine saplanmış.
Without much ado, the sword sliced away.
Boşuna tantana çıkarıyorsunuz.
Much ado about nothing.
Hemencecik öldürüverdi.
Landed on my wife Causing her to snuff it without much more ado.
Daha fazla uzatmadan "Ateşli" Honey Harlowe'u sunuyoruz!
So without further ado, may we present "Hot" Honey Harlowe!
Daha fazla gecikmeden, cebime on liret koyup beni dışarı attı.
Without ado, he put ten lire in my apron pocket and pushed me out
ADO...
ADO...
Artık orası sadece askerlerin girdiği bir "ADO" kulübü oldu.
It's a USO club now. For servicemen only.
Baba, baba, ADO'ya katıldım.
It won't open! Dad, Dad, I joined the USO.
Eğer benim gibi sıradan bir Joe şu ADO danslarından birine gelseydi ve senin gibi güzel bir kızı görseydi, ve onunla dans etmek isteseydi,...
Never. If an ordinary Joe like me went to one of those fancy USO dances, you know, and he saw an awful pretty girl like you, and, I don't know, and he wanted to ask her to dance,
ADO'da sana ne dediler, bilmiyorum ama bir sürü yabancı adamla... tanışacaksın.
I don't know what they've told you down at the USO, but you're going to be meeting a lot of strange men.
Artık beklememeyi öneriyorum.
I propose we go without further ado.
Bu tarihi bilgiyi zihninize yerleştirdikten sonra, sözü fazla uzatmadan size,
With that history in mind, I present, without further ado,
Ve daha fazla söze gerek yok, karşınızda Kazıklı.
And now, without further ado, I present The Impaler.
Ve şimdi, hemen güller, sümbüller, leylaklar ve çan çiçekleriyle ilk moda buketimizle karşınızdayız.
And now, without further ado, roses, hyacinths, lilacs and bluebells - make up our first fashion bouquet. - Ooh!
Ona : " Louise hakkındaki bu gürültü patırtı da ne?
And I said to her, " What is all this ado about Louise?
Boş yere bir sürü yaygara.
Much ado about nothing.
Lafı uzatmadan, karşınızda boğul boğma sahnesi.
OK, so without further ado, the strang the strangulation scene.
Boşuna telaş etmişler yani.
Much ado about nothing.
Kuru gürültüyü kes!
Come along with no more ado!
Sizi daha fazla bekletmeden Apollonia Six'i davet ediyorum!
Now, without further ado, ladies and gentlemen, Apollonia Six!
Sözü şimdi Peder Lowe'ye vermek istiyorum.
Alright, without further ado, I'd like turn things over to Reverend Lowe.
Okuldaydım. Ado'yu gördüm ama bir şey söylemedi.
I was at school. I met Ado, but he said nothing.
Daha başka zahmete girmeden size balayı tatlınızı takdim edeyim.
Without further ado, i present the honeymoon sweet.
Ortada hiçbir sorun yok.
Much ado about nothing.
Daha fazla konuşmadan mesajı yayınlıyorum.
So without further ado, here's a farewell extravaganza.
Lafı daha fazla uzatmadan..... şimdi kaçmaya başlama zamanı!
Without further ado... it's time to start running!
Ve daha fazla lâfı uzatmadan, işte müzayede tellâlımız ve tüm bunların ardındaki adam belediye başkanımız, Herman Block.
And so without further ado, our auctioneer and the man behind all this, our mayor, Herman Block.
Ve şimdi başka söze gerek olmadan size Albino Red'i takdim ediyorum!
And now, without further ado, I bring to you Albino Red!
Ve öyleyse, şimdi... Burada bildiriyorum ki bu dava kapanmıştır.
And so, without further ado..... I hereby declare this case... .. closed.
" ve daha fazla oyalanmadan...
" and without further ado...
Lafı uzatmayım. Jüri üyeleri lütfen yerleriniz alın
Yes, well, without further ado, judges, please take your positions.
Lafı uzatmadan sizlere, Dr. Fleischman'ı takdim ediyorum...
So, um, without further ado, Dr Fleischman...
Şey, açıkçası bu havadan nem kapmak gibi.
Well, it's obvious this is much ado about nothing.
Artık daha fazla bekletmeyelim, işte günün adamı.
And now, without further ado, the man of the moment.
Söze daha fazla uzatmadan, size Bay Varyemez'i takdim ediyorum.
Without further ado, I give you Scrooge McDuck.
Ben ADO'danım!
You wanna dance with me?