Aklıma bir şey geldi traducir inglés
657 traducción paralela
- Aklıma bir şey geldi.
- I've got something in mind.
Aklıma bir şey geldi.
I've got an idea.
Aklıma bir şey geldi.
Oh, I just thought of something.
Büyükbaba, aklıma bir şey geldi.
Listen, Gramp, I was just thinking.
Aklıma bir şey geldi.
I have it. You're jealous.
Aklıma bir şey geldi.
I just thought of something.
Dur, aklıma bir şey geldi.
Wait, I got an idea.
- Aklıma bir şey geldi.
- Ollie. - What?
- Aklıma bir şey geldi sadece.
- I just remembered something.
Aklıma bir şey geldi. Hayatım boyunca hiç otelde kalmadım. Belki bir şey satıp üçümüz bütün gece o otelde kalabiliriz.
The idea what I got, I never spent me all night in a hotel in my life and the idea was maybe we could sell something and all three of us stay all night in that hotel.
Sadece aklıma bir şey geldi.
It's just an idea that went through my mind.
- Aklıma bir şey geldi komiserim.
- You know, I was just thinking.
Dur, aklıma bir şey geldi.
Say, I have an idea.
Aklıma bir şey geldi.
I just happened to think of something.
George, aklıma bir şey geldi.
George, I'm beginning to get an idea.
Bu sabahleyin aklıma bir şey geldi Jane.
Jane, I thought of something this morning.
Bak şimdi aklıma bir şey geldi. Ödemeyi kadın yaptı.
You know, I just thought of something.
Joe, aklıma bir şey geldi şimdi... Bir yol buldum.
Joe, i just thought of a way...
Bir dakika, aklıma bir şey geldi...
Hey, wait a minute....
Aklıma bir şey geldi...
I got an idea.
Aklıma bir şey geldi.
I just had a thought.
Şimdi aklıma bir şey geldi.
I just thought of something.
Aklıma bir şey geldi. İhtiyacım yok aslında.
Come to think of it, I don't even need it.
Bilirsin, Her nasılsa aklıma bir şey geldi.
You know, I just happened to think of something.
- Ep, ya, aklıma bir şey geldi.
- Ep, I've been doing some thinking.
Aklıma bir şey geldi belki arabaları bulabilirsin.
I've got an idea those wagons might find you.
Bu sabah aklıma bir şey geldi.
I had an idea this morning.
Şimdi aklıma bir şey geldi.
I J UST REMEMBERED SOMETHING.
- Aklıma bir şey geldi.
- I thought of something.
Aklıma bir şey geldi.
I just remembered...
- Aklıma bir şey geldi.
I... I was thinking
Evet, aklıma bir şey geldi.
Yeah, I've got a hunch.
Aklıma bir şey geldi.
My mind's made up.
Dur, aklıma bir şey geldi.
Wait. I've got an idea.
Aklıma bir şey geldi.
Alfie, I was thinking.
Aklıma bir şey geldi.
A thought strikes me.
Aklıma bir şey geldi.
It reminded me of something.
Evet. Aklıma bir şey geldi şimdi.
That reminds me of something.
Durun bir dakika. Aklıma bir şey geldi.
One of my big successes was this one.
Aklıma bir şey geldi.
Ollie?
Bay Manders, yapmam gereken bir şey vardı, şimdi aklıma geldi.
Mr. Manders, sir, there's something I got to do, something I forgot.
- Aklıma bir şey daha geldi.
- I just remembered something else.
Aklıma çok eskiden okuduğum bir şey geldi.
Something I had read about a long time ago.
Hey, ah, aklıma şu anda bir şey geldi.
Hey, uh, I just thought of something.
Ama aslında aklıma geldi,.. ... garip bir şey vardı.
Come to think of it, there was something.
- Her şey karma karışıkken, birden aklıma çok güzel bir şey geldi
Right in the middle of everything, suddenly I knew one thing so clearly.
Bağışlayın, bir şey aklıma geldi.
Excuse me, I just remembered something.
Sadece aklıma senin de çok ilginç... bulabileceğin bir şey geldi.
Though something did just occur to me that you might find of some interest.
Aklıma güzel bir şey geldi.
I've thought of something nice.
Birden aklıma geldi, Reggie, benim kayınbiraderim son görüşmemizde hiç kimsenin bilmediği müthiş bir şey bildiğini söyledi.
I was thinking that if Reggie, my brother-in-law... If Reggie got hold of information like this information it's likely that would be the last time anyone would ever see or hear of dear old Reggie.
- Dostuma yardımı dokunacak bir şey geldi aklıma.
- I got an idea how I can help my buddy.