Ama neyse traducir inglés
2,269 traducción paralela
Tam olarak bir cevap değil ama neyse.
Not much of an answer.
Tam da benim nasıl kötü durumda olduğumu konuşuyorduk, ama neyse, haydi senden bahsedelim.
We were just talking about how I'm in hell, but whatever, let's talk about you.
Satrançta hamle yapmak zorundasınız ama neyse ki hayat bu konuda daha esnek.
In chess you must move, but, fortunately, life is more flexible.
Gerçi şimdiye kadar benden bıkmıştır ama neyse.
Although he's probably sick of me by now.
Güldüğü zaman hala beyin özürlü gibi gözüküyor, ama neyse.
When he smiles he still looks like a retard, but hey.
Bir süredir aramız açıktı, kavgalıydık ama neyse, artık barıştık sayılır.
He's letting me crash with him for a few months, while I get settled here.
Hasar çok fazla ama neyse ki dövmenin bir kısmı duruyor.
The damage is pretty extensive, but luckily some of the tattoo remains.
Öyle bir kere olmuyor. Ama neyse... Ödemeyi yaptığınız yıl içinde bir defalık.
It's not a one time fee but... it is one time in that you only pay one time a year.
Tichgibus'ü sevmedim ama neyse bakalım öyle olsun.
I don't like Titchgibus. But, all right, Titchgibus.
Biliyorum, ama neyse ki, Carl ile biraz araştırma yaptık.
I know, but luckily, me and Carl have been doing some research.
Biraz geç oldu ama neyse.
You're kind of slow...
Allegra'yıda yendi, ama neyse bu başka bir konu.
He won Allegra, too, but, uh, that's another story.
Pek çok kişi "Neden taşımışlar?" diye sorardı ; ama neyse ki ben "pek çok kişi" değilim.
Now, most people would dive into the question of, why did they move? I, however, am not most people.
Eksi yedi derece burası ama neyse ki müzik yok!
It's 20 degrees in here, but at least there's no music.
Ama neyse ki annem var.
- But i still got my mother
Ben olsam işe burundan başlardım, ama neyse.
Yeah. I probably would have started with the nose, but whatever.
Bugünlerde hiçbir şeyi kıçına takmıyor ama neyse.
Not that he gives a crap about anything nowadays.
- Elamanı görebilir miyiz? - Evet, sizi ona götüreceğim, ama beklentileriniz neyse onları azaltın.
I was inside the kid's mind for a few seconds ;
Ne anlama geliyor bilmiyorum. Ama annem Concordia'nın başlamasıyla ilgili Tyler'dan istediği şey neyse ona şimdi ihtiyacı var.
I don't know what it means, but my mother said with Concordia starting, whatever she needs Tyler for, she needs him now.
Bak sen ve ben aramızdaki şey ne bilmiyorum ama her neyse çok güzel.
Look, you and me... I don't know what it is, but it's good.
Pekala bakın, kulağa çok çılgınca gelecek ama o adam, yani Miguel, ya da adı her neyse sokakta gelip beni buldu.
All right, look, this is gonna sound crazy, but the guy... Miguel, whatever-his-name-is... he came up to me out on the street.
Neyse, hep ayaküstü oluyor ama gidip çalışmamız gerek... Ben ile.
Anyway, sorry to run, but I've got to go work with...
Ama nedeni her neyse, anne babam sonunda büyümeleri gerektiğini anladılar.
But whatever it was, my parents finally realized it was time to grow up.
Ama her neyse, ayık olmana çok sevindim.
But anyway, I'm so glad that you're sober.
Neyse, beni dinle. Bugün Zoey'le barışacaktım ama buraya gelene kadar aklım başıma geldi.
Anyway, listen, I was going to get back together with Zoey today, but I came to my senses on the way out here, so...
Ama aradıkları şey her neyse onu, Salon YDot'ta bu yüzden öldürmemiş olabilirler.
But whatever they were looking for could be the reason why she wasn't killed at the Y Dot Lounge.
Her neyse, bugün belediyeye gidecektik ama sonra düşündük ki neden küçük bir tören yapmıyoruz?
Anyway, we were just gonna hop over to city hall, but we thought, I don't know, why don't we just have a little ceremony?
Peki, sizinle tekrar beraber olmak istedi, ama siz dediniz ki, mümkün değil ve parayı Brandon'ın almasını istiyor, okul masrafları için veya sizce en iyisi neyse.
Well, he wanted to reconnect with you, but you've said that that's not possible, and he wants Brandon to have money for college or whatever else you think is best.
Bilmiyorum ama her neyse, 13'ün aradığı silahla ilgisi olduğu kesin.
I don't know but whatever it is, it's tied to the weapon that XIII's looking for.
Eğer maç olsa neyse ama bu ne sorgu zamanı mı?
If that was sport, fair enough, but what's that - Question Time?
Her neyse, kalmanı isterdim ama bir bayan arkadaşım gelecek.
Anyway, I would invite you to stay, but I have a lady friend coming over.
Ama geçen akşam o ve Mike gizli erkek meseleleri konuştular. ... ve mesele her neyse Mike ağzını sıkı tutuyor.
But I know that he and Mike had a little secret man talk last night, and Mike's being very cagey about it.
Hayır, film de çektik, ama her neyse.
No, we were filming too, but whatevs.
Neyse, uğrayıp kendimi Tracy Jordan'a tanıtayım demiştim ama...
Anyway, I thought I'd just swing by and introduce myself to Tracy Jordan, but- -
Hasat zamanı ya da her neyse bitene kadar gelmeyecektim ama salla gitsin. Zaten buradaki herkes beni basit bir fahişe olarak biliyor.
I know it's harvest time, or whatever, and I wasn't gonna come back until it was over, but screw it, everyone here already knows me as the dirty prostituta.
Senin olmamı istediğin neyse o olmak için çok çalıştım ama bu bana göre değil.
I did the best I could to do what you want me to do, but it's not working for me.
Çok tuhaftı neyse senin de orada olacağını sandım... ama değildin. Çok garipti.
It was so weird, but, anyway, I thought you were gonna be in there, and you weren't in there.
Evet, neyse, annem üniversiteye gitmemi çok ama çok istediğinden para kazanmam gerekiyordu.
Well, anyway, my mother was dead set on me getting a college education, so I had to earn some money.
Hayır. Ama her neyse ve bunu yapanın Percy olduğu bilinerek başarısız olursa işi biter.
Whatever it is, if it fails with Percy's fingerprints on it, then he burns, and he knows that.
Neden bilmiyorum ama, şu sakladığın şey neyse, onun da öğrenmesini istemiyorsun.
I don't know why, but I think whatever it is you're hiding, you don't want her to find out about it, either.
Ama her neyse, İnternete girdim ve bu harika fasulyeleri buldum. Ne yapmalıyız biliyor musun?
But anyway, I went online and found all this great stuff, like, about the - - the beans - - well, you know what we should do?
Ama her neyse...
But anyway...
Bu okulu seviyorum, ama bu şey her neyse onunla işim bitti.
I like this school, but I'm done with whatever you call this.
Her neyse, Milli'ye hiç vermedim ama ölü olan o.
Anyway, I didn't give any to Milli and she's the one that's dead.
Neyse ne ama sen,... çok güzel görünüyorsun.
Well, for what it's worth, you look amazing.
Hanna'ya ne yaptın bilmiyorum ama her neyse, bunu bir daha sakın yapma.
I don't know what you did to Hanna, but whatever it was, don't do it again.
Her neyse, komşunun köpeği de oradaydı, ama kendi köpeğimiz gibi davranıyorduk.
Anyway, neighbor's dog was there, but we was all acting like it was our dog.
Büyük ihtimalle de öyle, ama artık o her neyse Jack ve Rebecca- - onun yok edildiğini söylüyor.
It probably is, except whatever this thing was, Jack and Rebecca, they say it was destroyed.
Neyse o benim dostum ama şimdi onu buraya resmi olarak çağırdım.
Anyway, he is my friend, but I had to call him here officially today.
Tamam. Soru cevap şeklinde bir şeyler planlamamıştım gerçi ama her neyse, sorun bakalım.
Okay, I wasn't planning on doing a QA, but go ahead.
Ama her neyse, pek hoş olmadığını söyleyebilirim.
But whatever it is, it ain't pretty, - I can tell you that.
neyse 3091
neyse ne 68
neyse ki 178
neyse boşver 38
neyse boş ver 40
neyse artık 17
neyse işte 50
ama neden ben 22
ama ne zaman 32
ama neden 695
neyse ne 68
neyse ki 178
neyse boşver 38
neyse boş ver 40
neyse artık 17
neyse işte 50
ama neden ben 22
ama ne zaman 32
ama neden 695
ama ne 242
ama niye 82
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama new york 23
ama nasıl 295
ama nerede 60
ama nasıl olur 20
ama niye 82
ama ne oldu 16
ama nereye 53
ama ne olursa olsun 24
ama ne için 23
ama new york 23
ama nasıl 295
ama nerede 60
ama nasıl olur 20