Anım traducir inglés
148,157 traducción paralela
Gitmeden önce pasta yiyeceğiz ve güzel bir anımız olacak.
We'll do cake before the drive and we'll make a good memory.
Üzgünüm o geceyi pek anımsamıyorum nedeni ise kalitesiz şarap ve dayanılmaz sohbetler.
I'm sorry, that night is a blur of bad Pinot and intolerable conversation.
Şu an bana dosyalarımı gönderiyorlar.
They're sending me my files now.
Gezici Psikiyatri Birimi'nde ilgilendiğim dava dosyalarının hepsini inceledim ve bağlantılı olabilecek bir şüpheli bulamadım.
I've looked at every case file from my time at the mobile psych unit, and no suspect's an obvious match.
Ambulans lazım.
We're gonna need an ambulance!
Sana bir adres gönderiyorum.
I'm texting you an address.
Yani hayır, kaza gibi görünmesi lazım.
It has to look like an accident.
Beni heyecanlandıran özel bir ameliyat buldum. Başaracağımı biliyordum. Harika bir iş çıkaracağımdan bir an bile kuşku duymuyordum.
I found a special surgery that I was excited about, that I knew I could excel at, and I wasn't worried for one second about whether I'd be able to perfect it... not for one second until you guys got here,
Dr. DeLuca, Dr. Edwards için ameliyathane hazırlayacak. Ameliyatı o yönetecek. Ben de yanında olacağım.
Dr. DeLuca is prepping an O.R. for Dr. Edwards who will be your lead surgeon, and I will be there the whole time.
Bugün onun bakımına engel oluşturdum.
I was an obstruction to his care today.
Bunu bir anneyle çocuğunu utandırmak için mazeret olarak mı gördün?
So is that an excuse to shame mothers and their children?
Bir an öldüğünü sandım.
I mean, for a minute there, I thought you died.
İlk yardım çantasında solunum maskesi var mı Candace?
Candace, did the kit have an ambu bag?
MR çektirdikten sonra tekrar konuşalım.
Uh, we'll get an MRI, and we'll go from there.
E.O.M. yapacağız.
We're doing an E.O.M.
Yarım saat sürecek bir işlem.
The procedure will only last about a half an hour.
- Araba kazası mı?
- It's an MVC?
- Kimliğini bulamadım.
- Haven't seen an ID yet.
Ben eve gidip albüm bulabilir miyim diye bakayım.
You stay here. I'm gonna go to the house and see if I can find an album...
Yardım etmekten mutluluk duyarım,... ama olağanüstü bir durum tehlikali insanları sokağa salmamak için güçlü bir argüman gibi gözüküyor.
I'm happy to help, but an extraordinary situation seems like a great argument to not let dangerous people run in the streets.
Bu bir salgın olmaya başladı sanırım.
Seems like it's becoming an epidemic.
Şu an onun üzerinde çalışacağım.
I'm gonna work on him right now.
Doktor Bailey'e göre, sadece beni öldürecek olan enfeksiyonu bekliyorum.
According to Dr. Bailey, I'm just waiting for an infection that's gonna kill me.
Enfeksiyon kapıp öleceğim o zamana kadar, burada acı çekerek yatacağım.
I'm gonna get an infection and die, and until then, I'm gonna lay here in unbearable pain.
"Scarlet'in Mektubu" ndan bahsederken biz sırf annesi ona benim seksle alakalı sağlıksız bir ilişkim olduğunu duymayı mı?
'cause her mom told her that I had an unhealthy relationship to sex.
Yarım enerji barı ve biraz su var.
There's half an energy bar and some water.
Ama okuduğunu ve kütüphane âşığı olduğunu varsayalım hadi.
But assuming that he does read and he's an avid library fan...
- Şu an yazıyorum.
- I'm writing it now.
Harika, bir saat içinde onları almak için uğrarım.
Great, I'll be over in an hour to come get them.
Yarım saate kadar çıkacak.
She goes on in half an hour.
İşin doğrusu sanırım o sadece daha çok kalmak için sebep arıyor, teşekkürler.
Truth is, I think he's just trying to find an excuse to stay longer, so thanks for that.
Buradaki anılarımızla.
To the memories we made here.
Devler Savaşı'nı sen bitirmiş olabilirsin... ama ben Karanlık Olan'ı yenen... kahraman olarak anılacağım.
You may have ended The Ogres War, but I'll be remembered as the hero who defeated the Dark One.
Bahse varım şu an mutlusundur.
I bet you're happy now.
Bir onurdur, Bay Beaumont, Ama korkarım ki, burada sizin yapacağınız fazla bir şey yok.
It's an honor, Mr. Beaumont, but I'm afraid there isn't much for you to do here.
Listede adını gördüğüm an anladım.
I knew it the moment I saw her name on that list.
Sürtüklük yaptığım için sana bir özür borçluyum.
I owe you an apology for being a bitch.
Üzgünüm ama randevun olmadan girmene izin veremem.
I'm sorry, but without an appointment, I can't let you in.
Gizlilik sözleşmesi imzaladım.
I signed an nda.
Ofisimdeki bu erkek partisine davetiye almadım.
I didn't get an invitation to this sausage party in my office.
Zombi inananlarının yarın akşamki toplantısına davetiye ayarladım.
I landed us an invite to the zombie truthers meeting tomorrow night.
Ve gizli bir zombiye eşlik ediyorum.
And I'm accompanying an undercover zombie.
Sana, geleceğime yatırım yapmakla ilgili
Um, I wanted to give you an opportunity
Beni aptal mı sanıyorsun?
You think I'm an idiot?
Sadece ufak bir geçiş evresi yaşandı ama bunu yapabilirim, yaparım.
It's just- - it's been a little bit of an adjustment period, but I can-I can do this, I got this.
Kanıtlanmamış bir teoriyim.
I'm an unproven entity.
- Şimdi olmaz Alba, anın tadını çıkartıyorum.
We have a problem. Not now, Alba, I'm gloating.
Karar veriyorum ; elimle halledeceğim, tamam mı?
I'm calling an audible, I'm going in manually, okay?
Kai safkan bir yarış atı ve bize bu atı sürecek tecrübeli bir jokey lâzım.
Kai's a thoroughbred, right, and we really need an experienced jockey riding that horse.
Gel sana bir Arnie Palmer * ısmarlayayım, olur mu?
Let me buy you an Arnie Palmer, all right?
- Tanrım, sen bir aptalsın.
- Oh, God. You're an idiot.