English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ A ] / Ağabey

Ağabey traducir inglés

2,382 traducción paralela
Ağabey!
Hey!
Ben de bir savaşçının oğluyum. Sana yumuşak davranmayacağım ağabey!
I'm the son of a military official.
Sana yumuşak davranmayacağım ağabey!
I'm going easy on you.
- Peki ya sen ağabey?
- What about you?
Seni orada bekleyeceğiz ağabey!
We'll be waiting.
Ağabey!
Nam-yi!
Ağabey, yapma!
No, Nam-yi!
Ağabey... hayır!
No, Nam-yi!
Ağabey!
Nam-yi.
ve bazen, bir ağabey kız kardeşinin sınıfa yetişmesine yardımcı olur, kız hiç farketmese de.
And sometimes, it was a brother who helped a sister make it to class on time, and she never even knew it.
Ağabey!
Hyungnim!
- Ağabey.
- Hyungnim
Bunu hallet, ağabey.
You take care of this, Hyungnim.
- Ağabey!
- Hyungnim!
Ağabey.
Hyung.
Ağabey, benim.
Hyungnim, it's me.
Gidelim, ağabey.
Let's go, Hyungnim.
- Ağabey...
- Hyungnim...
Ağabey...
Hyungnim...
İyi misin, ağabey?
You okay, Hyungnim?
Burada kal, ağabey.
Hang in there, Hyungnim.
Ağabey.
Hyungnim.
Sung Chul ağabey.
Sung Cheol hyung.
Sung Chul ağabey!
Sung Cheol hyung!
- Sung Chul ağabey!
- Sung Cheol hyung!
Gözlerini aç, ağabey!
Open your eyes, Hyungnim!
Sung Chul ağabey, Sung Chul ağabey..!
Sung Cheol hyung, Sung Cheol hyung...!
Ağabey sen insan değil misin?
You're not a human?
Ağabey sen hep burada mısın?
Are you always going to be here?
Sana ağabey tavsiyesi veriyorum.
I'm giving you some brotherly advice.
Ağabey zarf sana.
This envelope's for you.
Ağabey biz ilk T-41 uçurmadık mı?
Bro didn't we fly T-41s?
O zaman bu bizi ağabey kardeş yapıyor.
Well, you know what that makes us, then... brother and sister.
Ağabey, benim.
Hey, it's me.
Ağabey.
Bro.
Ağabey kardeş olacaktık sözde.
We were supposed to be brothers.
Yüzüne renk geldi, ağabey.
Your pretty face is ruined, mister.
Bak bana, ağabey.
You there, mister. I'll make the cat-girl mine with an elegant, crazy dance. You there, mister.
İnsanlar buraya geldiklerinde tek başına geliyorlar fakat... kısa zamanda ağabey gibi sevdikleri birilerini bulup tanışıyorlar.
When somebody arrives here, they arrive alone, but they always meet right away one person that will be like their big brother.
Ağabey. Bırak ben gideyim.
Oppa, I will go.
Cha Ağabey de aynı şekilde.
You're also included in this.
Her neyse ağabey, ben Chul Dong Ajussinin odasını kullanacağım, tamam mı?
The point is, I just want my own room. Please?
Ağabey, lütfen benim odamı değiştirin.
Please sir! Let me change rooms!
Beni mi çağırdın, ağabey?
Did you want to see me, boss?
Ağabey, sanırım Woo Tae Bok'u kaçırmayı planlıyorlar.
I think they are going to get Woo Tae Bok!
Sen onu... onu öldürmeyeceksin değil mi ağabey?
Perhaps... does he want to kill him?
- Evet, ağabey.
- Okay.
Hayır, ağabey!
No!
Ağabey T-41 uçurmadık mı ilk hepimiz ya? Kafa mı yapıyor benimle?
Didn't we all fly T-41s?
Ağabey olacaksın.
You are going to be a big brother.
Ağabey.
Oppa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]