Bardaklar traducir inglés
1,163 traducción paralela
Evet, bardakların incelenmesinde bir sakınca görmüyorum.
If, in any case, an analysis cup would not hurt.
Bunlar kokteyl partide kullanılan bardakların aynı mı?
Are these the same cups that were used that day at the party?
Siz hepiniz Charles'a doğru koşup, onu merak ederken, bardakları değiştirmek için yeterli zamanım oldu ve bunu hiç kimse fark etmedi.
While everyone watched what happened to Charles I had time to change cups without anyone noticing.
Sen bardakları değiştirdin ve şuradaki adam senin benim kokteyl partimde olduğunu doğruladı, sonra Albay Mateo tarafından kısaca sorgulandın.
Changed cups as I showed in my meeting this afternoon. Then went to the interrogation of Colonel Matthew.
Zehirin etkili olup olmadığını ve bardakları değiştirmenin mümkün olup olmadığını görmek istiyordun.
You wanted to know if the poison was effective and you could change the cups.
Kimse masadan kalkmıyor. Tabaklar ve bardaklar boşalana kadar.
No one leaves the table before empty the plate and the glass.
Demek istediğim servis yaparken parmaklarınıza dikkat edin bardakların içine girmesin, çorba servisi yaparken saçlarınıza dikkat edin ve kahrolası kızlarına güzel vakit geçirtin!
That means you keep your fingers out of the water, hair out of the soup... and show the goddamn daughters a good time.
[Bardaklar şıngırdar] Tamamdır.
[Chips clinking] lt's all right.
[Bardaklar tokuşturulur] Cuma günleri ödemelerimi alıyorum.
[Chips clinking] I get paid on Fridays.
Demliği, bardakları ve çay tabağı var.
It has a teapot and cups and saucers.
Bardaklar nerede?
Where can I get a mug?
Bardakların boş kalmamalarına dikkat et.
Make sure you keep all the glasses full.
Bardakların boş kalmamalarına dikkat et.
Make sure everybody's glass is kept full.
Hoş bir vakit- - belki çiçekli bir masa... şarap bardakları olan.
- A nice time- - maybe flowers on the table... - glasses of wine.
Bardaklar ve bir siparişim var.
Some glasses and an order for you.
- Bardaklar mı?
- Glasses?
Bardakları yıka kem gözlü.
Hey, evil-eye, wash the glasses.
Bardaklar hep kirli...
The cups are dirty...
Bir cinayeti araştırıyorsam, efendim, beni bağışlayın, ve bu bardakları araştırmam gerekiyorsa, şey, bu durumda bu iki bardağı ilginç bulmam gerekir.
If I'm on a homicide case, sir, forgive me, and I had to work with these glasses, well, then I have to find these two glasses interesting.
Soda bardakları konusunda?
About the soda glasses?
Bana şu bardakları ver.
Give me those glasses off that table.
Üç çeyrek burbon ve plastik bardaklar.
Three quarts of bourbon and the plastic glasses.
Fondip, bardaklar boşalsın.
Drink up! Empty your glasses.
Numunelik bardaklar mı?
Specimen cups?
Myrtle, şampanya bardakları, hepsi kırılmış.
Myrtle, the champagne glasses, theyre all broken.
Kadına, kocasının ve ofis çalışanlarının adına... ev hediyesi olarak aldığı bardakları hatırlar.
She remembers a set of glasses she bought for the woman... Some time before, a housewarming gift from her husband and his office.
Kim sallıyor bu bardakları?
Why the glass shakes?
Şampanya ve bardaklar.
A glass of champagne first.
Dinleyin, herkes daha önce olmadığı kadar çok içecek bu gece danimarkanın şerefine kaldırın bardaklarınızı danimarkaya ve yeni kralicemize
No jocund health that Denmark drinks today... but the great cannon to the clouds shall tell!
Masa hâlâ burada. Oturdukları sandalyeler ve kullandıkları bardaklar da öyle.
The long table is still there... the chairs they sat on, the cups they drank from.
Bardaklar kalsın.
Save the glasses.
Mümkünse bardaklarınızı ve fincanlarınızı tekrar kullanmak üzere saklamanızı rica ediyoruz.
If you would please hold on to all cups and glasses as you may need to use them again.
Bunlar benim bardaklarım, şunlar da senin bardakların.
These are my glasses and these are your glasses.
Haydi bardakları şıkırtadalım.
Let's clink glasses!
- Sadece bardakları çok doldurma!
- Just don't fill the glasses to the top.
İmzalı bardaklar satarsın.
Sell autographed cups.
Evet. İçki bardaklarını temizliyordu.
Yes, she was clearing the drinks glasses.
Doldur bardakları.
- Call me Thomas.
- bardaklar?
- Glasses?
Bardakları saklamalıyım!
I gotta hide the mugs.
- Bardakları verir misin?
- Give me the glasses.
- Bardaklar bende.
- I got'em.
Bardakları unutmamışsın.
You remembered the glasses.
Gitti, bize içki getirdi... Deseni çok güzel shot bardaklarıyla.
He went over, he brought us back a drink- - little shot glasses with a pretty design in'em.
İlk bira bardakların.
Your very first beer steins.
- Bardakları dışarı getir.
- Bring out the glasses.
ben Mr. Bajodia Ahmedabad ile mi konuşuyorum kim kutuları dağıtıyor, bardaklar ve ve buketler. Sen kimsin?
I am Mr. Bajodia speaking from Ahmedabad who deals in boxes, buckets and tumblers.
Bardakları ve diğer eşyaları paketliyordum birden korkmaya başladım.
I was wrapping some some glasses up and some things and I got really scared.
Servis tabaklarındaki lokar bezelyelerini Gramilan kum bezelyesiyle değiştirirsen... müşterilerinin bardaklarını doldurmaya yetişemezsin.
If you replace your dishes of lokar beans with these, your customers'glasses will never be empty.
Bardaklar.
[Crystal Vibrates] The Glasses.
Bardakları bile yıkıyorlar.
They even wash the glasses.