Ben yapayım traducir inglés
2,975 traducción paralela
İlk hamleyi ben yapayım, sonra sen kendini gösterirsin.
I'll make the first move, then you show me what you've got.
- Sen kaza yapacağına ben yapayım daha iyi.
I'd rather see me crash than you crash.
Tamam, bak, konuşmayı ben yapayım.
Okay, look, let me do the talking here.
Tarif et, ben yapayım.
Tell me what to do, I'll do it.
- İstersen ben yapayım.
- Do you want me to do it?
Ben yapayım demiyorum.
Not me. I'm not saying I would.
Çeki sen yaz, kirli işi ben yapayım.
You write the cheque. I'll press the flesh.
Şimdi, içeri girip şarkıyı söyleyecek misin, yoksa onu da mı ben yapayım?
Now, you want to go in there and re-record the vocal, or do I need to do that, too?
Bırak ben yapayım.
LET ME DO IT.
Sen söyle, ben yapayım.
you name it, I will do it.
Bırak ben yapayım, belki Smiley gelir ve onun sosisini kökünden keser.
Let me do it. Maybe smiley Will come out and cut off his wiener.
- Sen iste, ben yapayım.
Mmm-hmm. You want it, I got it.
Öyleyse bırak da ben yapayım.
Fine, then let me do it.
Ben yapayım.
Let me.
Durun, ben yapayım.
Here, let me.
Dur, Bırak ben yapayım.
Here, let me do that for you.
Bırak ben yapayım.
Please let me do it.
- Lütfen bırak ben yapayım.
- Just please let me do it.
Bırak konuşma işini ben yapayım. Yoksa geceyi hapiste geçireceksin.
You're gonna let me do the talking, or you're gonna spend the night in jail.
Ben de George'da hazırlık yapayım.
I'll be taking rooms at the George.
Dur ben kahve yapayım. Sana da bir taksi çağırayım.
I'll just make us some espresso, I'll call you a cab.
- Ben ne yapayım?
- What do I do?
Ne yapayım ben o üçünü?
I didn't want to hang out with these three.
Ben ne yapayım? Anne, baba, tamam...
Calm down, you two.
Ben de size çay yapayım.
I'll make some tea.
Sen bana, ne anlatacaksan anlat, ben de gidip ikimize birer kahve yapayım, olur mu?
How about that?
Ya da boş verelim. Ben çıkıp basına açıklama yapayım.
Better not, I'll go and talk to the press.
Ne yapayım, ben de...
If we get to the point...
Sen anneni ve halanı ararken ben de seyahati için düzenlemeleri yapayım.
I'll make arrangements for her travel while you call your mom and aunt.
Ben kahve yapayım.
I'll make coffee.
Hey, çocuklar, bir dakika ufaklığa göz kulak olun da ben de Karen ile ufak bir konuşma yapayım.
Hey, kids, really take care of the little ones for a minute so I can have a little talk with Karen.
Bana Sinbad'la ilgili bildiklerinizi, nereye yöneldiğini anlat ben de arkadaşlarını korumak için elimden geleni yapayım.
Tell me what you know about Sinbad, where he's headed, and I will do everything I can to protect your friends.
Sen eşyalarını kaldır, ben kahve yapayım.
- Make yourself, I'll make coffee.
- Ben de bahçe yapayım diyordum.
That'd be great. I was thinking I should start a garden.
Bırak da ben yapayım.
Let me.
Ben bir alem yapayım.
I'll be having a piss-up.
Bu şerefe sen mi sahip olmak istersin, yoksa ben mi yapayım?
Do you want to do the honors, or shall I?
O kolyeyle ne yapayım Ian ben burada?
What the shit am I supposed to do with that in here?
Hank, araştırmanı yap, ben araştırmamı yapayım notlarımızı karşılaştıralım, tamam mı?
So, Hank, you do your research and I do my research, we compare notes, ja? Hells ja.
Kampanyasına katılmamı rica etti ve ben de arkadaşımız için hiç değilse bu yapayım dedim.
She asked me if I would campaign with her, and I figured it was the least I could do for our friend.
Eh sen yapıyordun, ben de yapayım.
Then that makes two of us.
Birbirimizi özleyip duruyorduk. Hem doğum günün de yaklaştı. Ben de sana sürpriz yapayım dedim.
Well, we kept missing each other, and, you know, your birthday's soon, so I thought I'd surprise you.
Tamam sen aletleri toparla Ben de gerekeni yapayım
All right. Get han and dakila. Keep them working on the bilges, and we'll get to shallower waters.
En iyisi balığı küvette yapayım ben.
You know what? I am going to do the fish in the tub.
Her şeyi ben mi yapayım?
Do I have to do all of it?
Ben de sana bir güzellik yapayım.
I'm going do you the same favor.
Ben ne yapayım peki bu listedeki adamları?
And what am I supposed to do with these names?
- Ben çay yapayım.
- I'll make tea.
Sen kahvaltını bitir, ben de makyajımı yapayım.
You eat your breakfast, and I will put my face on.
- Güzelliğini ben ne yapayım?
I don't care about pretty.
Bana lütfen ne yapmam gerektiğini söyler misin? Ben de yapayım.
Could you please tell me what to do and I'll do it.
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68
ben yapıyorum 19
ben yapmadım 408
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yapamam 117
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yapacağım 68
ben yapıyorum 19