English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Benim için de

Benim için de traducir inglés

8,016 traducción paralela
- Benim için de öyleydi.
Me too, also. No, I...
Benim için de öyle.
It's not really a good time for me either.
Sanırım sorun olmaz benim için de.
Yeah. I think I can put him to work.
Belki benim için de dans edebilirsin.
Maybe you can dance for me.
Aynı zamanda, ben de seninle birlikte yönetim kurulunda olduğumdan tahmin edersin ki, bu durum benim için de kolay değil.
I guess in the same way I've been on your board of directors for years now, so you can imagine- - this situation's no picnic for me, either.
Siz bana Santana ve benim için de bir yer olduğunu gösterdiniz.
You showed me there was a place for me and Santana, too.
Sadece benim için de değil.
Not just for me.
Benim için de.
For me, too.
Benim için de Salı günü.
It's my Tuesday also.
Diyor ki, "Benim için de büyük bir onur."
He says, "The honour is mine."
Benim için değişiyorsa, senin için de değişebilir.
If they change for me, they can change for you.
Constance için geldikleri gibi benim için de geleceklerdir.
And they will come for me as they did for Constance.
Biliyorsun ki benim için de mükemmel koşullar değil. Ama çalışmak zorundayım.
And you know it's not the perfect situation for me either but I'm making it work.
Benim için de öyle.
To me, too.
- Steve'in senin için ne kadar önemli olduğunu biliyordum çünkü benim için de o kadar önemli.
I knew how much Steve meant to you, because I know how much he means to me.
İkinizin de birbirinize gay öpücükleri vermek isteyip de veremeyeceğinizi bilirken benim için kesinlikle moral bozucu bir yemek olacak.
Well, it is going to be a depressing dinner for me, Knowing you're sitting there wishing you could gay kiss him But you're not allowed.
Belki de benim için yanlış tercihtir.
Maybe he's the wrong choice
Sevgili New Yorklular, hükümetimiz bu harika şehrimize yardım etmek için her şeyi yaptığını söylüyor ama siz de benim gibiyseniz, bunu görmekte zorlanıyorsunuz demektir.
Fellow New Yorkers, the federal government says it's doing all it can to help our great city, but if you're like me, you have a hard time seeing much evidence of that.
Ben de benim için özel birini kaybettim.
I lost someone special to me, too.
Birisinin de benim kadar istekli bu aile için uğraşmasını çok isterdim.
I wish somebody was just willing to try as hard for this family as I am.
Yine de benim için öyle çünkü ben bunu biliyorum, Bill.
Although, to me, because... I know this, Bill.
Ve benim yokluğum için de bir bahane bulman gerek.
And I need you to excuse my absence tonight.
Bunun icabına bakacağım ama senin de benim için bir şey yapman gerek.
Now, I'm gonna take care of this thing for you, but I'm gonna need you to take care of something for me.
Kız, Güçlüler Polisi olduğum için benim de gücümün olduğunu sanıyordu.
So this chick thought being a Powers cop meant that I had powers myself. Yeah.
Bunun için onu verip de benim doğmama vesile olduğun için minnettarım.
I for one am glad you gave her away so that I could be born.
Ben senin için bir şeyler yapmayı beklerken senin de benim için yapabileceğin bir şey var.
So, while I'm waiting to do something for you, there's a little something that you can do for me.
O ve sen her zaman göz göze değildiniz ama ikiniz de benim için bir baba gibiydiniz.
I know you and he didn't always see eye to eye, but you were both like fathers to me.
Sen de benim için endişelendin.
You were worried about me.
Ya benim için Siber Bölümün'de çalışacaksın ya da hapse gireceksin.
You're either working for me in the Cyber Division or you go to jail.
Benim de zor zamanlar geçirmişliğim olduğu için ona yardımcı olabilirim diye düşündüm.
I've gone through my own share of tough times in this regard, and I thought that I might be able to help.
Uğradığınıza sevindim Commendatore Pazzi, çünkü benim de... -... sizin için bir aile yadigârım var.
I'm so glad you stopped by, Commendator Pazzi, as I have a family heirloom for you.
Sonra bizim oraya götürüp sizi bu insanlarla tanıştıracaktım. Benim için en değerli olan insanlarla.
Then I was gonna lead you back to our cul-de-sac, introduce you to all these people who mean the most to me in the world.
İlk rütbe atladığım zamanlar benim için en zor olan şeylerden biri de yetki vermekti.
Uh, when I first moved up the ranks, one of the hardest things for me to learn was how to delegate.
Başkaları için endişelenmeyi bırak özellikle de benim için.
Stop worrying about everybody else, especially me.
- Benim de olmamam için bir sebep yok.
Well, there's no reason I can't be, too.
Benim rezil, hayırsız, namussuz babama Kuzgun Kral'ın kitabını Derbyshire Hills'teki bir adama götürmesi için emanet etmişler. İngiltere'de Kral'ın mektuplarını okuyabilen son adammış.
My rotten, no good, bastard father..... was stupidly entrusted to deliver the Book of the Raven King to a man in the Derbyshire Hills, the last man in England who could read the King's letters.
Benim acınası tohumum için Oakland'de bir kulüp açacağım.
My farkakte offspring I will set up with a club in Oakland.
Belki de- - ki sadece benim düşüncem, belki dünyaya düzüşmek dışında bir şey için gelmiş olabilirsin.
Maybe- - and this is just a thought, maybe you were put on Earth for more than fucking.
Benim için gelecekler ve gelmeye de devam edecekler.
They'll come for me and they'll keep coming.
Şimdi de benim için yap.
Now you do this for me.
Herkese mektup yazdım, sebebini benim de bilmediğim bir şey için adalet arıyordum.
I wrote to everyone to try to get some justice for something I didn't even know the answer to myself.
"Yine de benim için..." "... o değil topraktan ötesi. "
Yet, to me she's only dust.
Patronuma benim için merhaba de!
Say hi to my boss for me!
Sen de aynısını benim için yapardın.
You would have done the same, right?
Lütfen artık benim de gerçek bir işim olduğunu ve bu işi elimde tutabilmek için aşırı uğraştığımı anla artık.
Please, comprehend the fact that I have my own real-person job, a real-person job that I am trying desperately to keep.
- Sen de aynısını benim için yapardın, değil mi?
- You'd do the same for me, right?
- Kont de Rochefort'a söyle benim için bir zevk olacak.
Let the Comte de Rochefort know it'll be my pleasure.
Gel, TV şovunda benim için çalış ve... ben de Sue'ya parmaklarından birini saklayıp, onu hayalet rehinen olarak tuttuğunu söylemeyeyim.
You come and work for me on my TV show, and I don't tell Sue that you're secretly keeping her hostage as a ghost.
Yani, sen de şimdi benim konuşup kendimi kurtarmak için kendi çocuğumu ateşe mi atmamı istiyorsun?
So now you want me to crack, Throw a child of mine under the bus To save myself?
Belki de sinir oyunu benim için iyi bir fikir değil.
- Yeah. Maybe a game of nerves isn't the best idea for me.
Ama Detektif Blake boyle uygunsuz bir zamanda konuşmayi secerse... sonuclari... hic hoş olmaz, hem senin hem de benim icin..
But if Detective Blake chooses to speak out of turn... the result would be... unpleasant, for you and for me.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]