Benim için çalışıyor traducir inglés
406 traducción paralela
Benim için çalışıyor.
This guy's working for me.
Shane benim için çalışıyor.
Shane's working for me.
- Bu adamlar benim için çalışıyor.
- These men work for me.
Goujet uzun süredir benim için çalışıyor ve her zaman iyi davranış sergilemiştir.
Goujet has worked for me for a long time and has always behaved well.
Benim için çalışıyor.
He's working for me.
- Hayır. Benim için çalışıyor.
No, he works for me.
Benim için çalışıyor ve işini çok iyi yapıyor.
She has a job here at which she's very good.
O benim için çalışıyor.
He works for my outfit.
- Benim için çalışıyor.
- Works for me.
Şimdi benim için çalışıyor, işlerimi idare ediyor... faturalarla ve para işlerimle ilgileniyor.
Now he works for me, handles my business... takes care of all my endorsements and all my money.
- Benim için çalışıyor olabilirsin.
- You could be working for me.
Bakın, John Klute benim için çalışıyor.
Look, John Klute works for me.
Benim için çalışıyor!
He works for me!
Onlar benim için çalışıyor.
They work for me.
Benim için çalışıyor.
He works for me
Benim için çalışıyor.
He works for me.
Benim için çalışıyor.
Work for me.
Hiç de bile. Benim için çalışıyor.
Like hell he does.
Benim için çalışıyor ve ücretini alıyor.
He works for me and gets a wage.
- Kardeşin artık benim için çalışıyor.
I made it. - I got your brother on my payroll.
Hayır, benim için çalışıyor.
No, he's working for me.
Ben mi onun için çalışıyorum, o mu benim için çalışıyor arkadaş?
Am I working for him or is he working for me, man?
Bu adamlar benim için çalışıyor.
These men work for me.
Bu beyefendi benim için çalışıyor.
THIS GENTLEMAN WORKS FOR ME.
Onun için çalışan herkes artık benim için çalışıyor.
Everyone who worked for him is workin'for me.
Tuzlu su gargara ve bir limon içkisi kovalayan her zaman benim için çalışıyor.
A saltwater gargle and a lemon toddy chaser always works for me.
o benim için çalışıyor.
He works for me now.
O aslında... Benim için çalışıyor.
She is actually working for me.
Bir kardeş öldü, diğeri uzaklara gitti ve en küçük benim için çalışıyor.
Another one has left his elder brother, and works for me!
Kevin benim için çalışıyor.
- Kevin works for me.
Dr.Lynskey benim için çalışıyor.
Dr. Lynskey works for me.
Bak, Raymond'ın adamların biri zaten benim için çalışıyor ve en önemli tanık olacak şanslı vatandaş da sensin.
Now, you see, I already have one of Ray's people workin'for me, and you're the lucky citizen who is gonna be my material witness.
Harold on yıldır benim için çalışıyor.
Harold's worked for me for ten years.
Genellikle saklamak zorunda kaldığım kısım... bu kısım sadece burada benim için çalışıyor... anlıyor musun?
The part I usually have to hide. Only here that part works for me, you see?
Benim için çalışıyor.
He work for me.
Bu benim için doğru çalışıyor.
It's working all right for me.
Benim yanımda olmak için seni kullanıyor... arkandan bana gülümsüyor... kalbimde ölmüş olan şeyi canlandırmaya çalışıyor.
He's using you to be near me... to smile at me behind your back... to try to rouse something in my heart that's dead.
Cora için iki kez çaldı şimdi de benim için iki kez çalıyor, değil mi?
Well, he rang twice for Cora and now he's ringing twice for me, isn't he?
Kardeşim benim için bir şeyler yapmaya çalışıyor ama kadın olarak ben istemiyorum.
My brother wants something else for me, but as a woman, I don't.
Ama benim için çalışmıyor. Benim için de çalışmıyor.
- He's not working for me either.
Benim için çok çalışıyor.
She works so hard for me.
Benim için çok çalışıyor.
I understood. She does so much work for me.
Biliyor musunuz, efendim, Sizinle tekrar çalışıyor olmak benim için büyük bir şeref.
You know, sir, it's a great honor to be working with you again.
Benim için daha 10 dakikadır çalışıyor ve şimdiden başkan olmak istiyor.
Working for me 10 minutes, and already he wants to be president. The nerve.
Benim için 253 kişi çalışıyor.
253 people work for me.
Çünkü, Al parası için çok çalışıyor kazandığı parayı bana harcaması için benim de aynı şekilde çok çalışmam gerekiyor.
Because Al works very hard for his money, and he deserves me to work equally as hard to get him to spend it on me.
Kendi kornanızı çalmanız pek hoş değil... bu yüzden benim için adamım çalıyor.
It's not polite to blow your own horn... so I'll let the soundman do it for me.
Chili Palmer benim için çalışmıyor, Brooklyn'deki Momo için çalışıyor.
Chili Palmer don't work for me.
- Aşağıda, kileri benim için bir ofise çevirmeye çalışıyor.
It's been down in the basement.
Benim için müzik çalıyor.
He's playing music for me.
30 yıldır Numara 2 Virtucon için çalışıyor. Benim kötülük imparatorluğumun yasal yüzü.
For 30 years, Number Two has run Virtucon... the legitimate face of my evil empire.
benim için çalışıyorsun 18
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63
benim için fark etmez 98
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim için farketmez 29
benim için öyle 32
benim için önemli 63