Bir an traducir inglés
349,831 traducción paralela
Leonard bana en mükemmel hediyeyi verdi. Tarihi bir demiryolu gezisi ve gerçek bir lokomotif kullanacağım.
Leonard gave me the most incredible gift, a trip to a historic railway, and I get to operate an actual locomotive.
Ondan sadece öğleden sonrası için kurtulabilmemizi sağlayan bir hediye için 4 bin dolar bayıldım ben.
Oh, boo-hoo. I spent four grand on a gift that only got rid of him for an afternoon.
Artık bir mühendisim.
I'm an engineer now.
Bayan White'ı geçirmek için bir Eli Manning yollayın lütfen.
Send in an Eli Manning to escort Ms. White out, please.
Şu aşamada LeBron, yaşlı bir teyzeyi bıçaklayabilir.
At this point, LeBron could stab an old lady in public.
" Silahlı saldırgan montunun içine uzanıp'Allahuekber'diye bağırdı ve Brianna diye bir kadın tarafından anında yumruklandı.
" The gunman reached into his jacket, yelled'Allahu Akbar,'" and was immediately punched in the face by a woman named Brianna...
Hatta yazdığım, söylediğim, yönettiğim komik şeyleri not ettiğim bir kağıt vardı. Bana idare eder olduğumu hatırlatıyordu.
In fact, I used to have to carry around an index card of funny things I'd written or said or directed just to try to remind myself that I was okay.
Ayıldığımda ameliyattan çıkmış gibiydim, çok da mantıksız değil çünkü bir tür anestezi sonuçta.
When I came out of it, I felt like I just came out of surgery, which makes sense because it is an anesthetic.
Doktora gidiyorsunuz, kafanıza haleye benzeyen bir tür cihaz takıyorlar, sonra da beyninize manyetik ışınlar yolluyorlar, iki buçuk santimetre derinlikteki, iddialara göre büyüme sağlayan ve depresyona iyi gelen bir bölgeye.
Go to a doctor's office, and they put a contraption on your head, looks like kind of a halo, and they basically shoot magnetic beams into your brain, about an inch deep into your brain, to a certain area that stimulates growth and can alleviate depression, allegedly.
Big Brothers hayır kurumunda gönüllüyüm çünkü gökten düşmüş bir meleğim.
I'm in the Big Brothers program, because I'm an angel that fell to earth.
Onlar ve uzaydan gelmiş, sınırsız bütçeli... bir pezevenk gibi giyinmek.
That, and dressing like an outer-space pimp... with an unlimited budget.
Polisler hakkında ne derseniz deyin, gerçekten kötü bir meslek.
Look, say what you want about cops, that's an awful job.
Mesleğimden ötürü birçok ünlüyü tanıyorum ama bazılarıyla arkadaş oluyorum ve onları takıntı yapıp bana kızdılar mı diye düşünüyorum, niye bir saattir cevap atmadılar diye düşünüyorum ya da üç yıl önce haklarında söylediğim o şeyi duydular mı diye.
I mean, I know a lot of famous people from work, but certain ones I become friends with, and I obsess about them and worry if they're mad at me and why they haven't texted me back in an hour or if they heard about that thing I said about them three years ago.
Konuşursak ve aksanınız varsa yanımdan gittiğinizde oldukça saygısız bir taklidinizi yaparım.
If we talk, and you have an accent, when you walk away, I will do a very disrespectful impression of your accent.
İyi bir dinleyici misin tatlım?
You an active listener, Ma?
İyi bir dinleyici misin?
You an active listener?
Bir mimara gidip kadın yapmasını istesek "Bu güvenli değil!" der.
If you told an architect to build a woman, he'd be, like, "It's not safe!"
Sonraki hafta telefonuma bir e-posta geldi : "Daniel J. Brennan'ın vasiyeti."
And the next week, I got an e-mail on my phone, and it said, "The will of Daniel J. Brennan."
Benim için bir espri bulabilmek, nefes alabildiğim ufak bir boşluk gibi.
And for me, to be able to think of a joke is like an air bubble.
Yaşamım hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip gibisin, sadece yakınımdaki biriyle işbirliği kurarak elde edebileceğin bilgiler.
You seem to have a comprehensive knowledge of my life that you could only realize through an association with someone close to me.
Resim Üstadının yerine imza atan adam bir sahtekardı. ve Caravaggio eserleri ortadan kayboldu.
The man who signed for the old master was an imposter and the caravaggio disappeared.
Reddington'ın diyişine göre Architect Philadelphia'da Kara Kitle 13 adında bir hacker ekibi topluyormuş.
Reddington says the Architect is in Philadelphia recruiting hackers at an underground gathering called Black Mass 13.
"Enter", ardından "bar", sonra bir "=" işareti, sonra da şu kelimeler "binary arbitrary reason".
"Enter", then "bar", then an "equals" sign, then the words "binary arbitrary reason".
- Bir SD çipi buldum.
Found an sd chip.
Kara Kitle'ye girip Architect'in kimliğini saptamak için o toplanma noktasında bir ajanımız olmalı.
We need to get an agent to that pick-up point to get into Black Mass to ID the Architect.
Gavin, parlak bir muhasebeci ve sana tapan daha da iyi bir adamdı.
Gavin was a brilliant accountant and an even better man who worshipped you.
İşlemlerini her yönüyle ayrıntılı olarak açıklayan isimsiz bir paket aldım.
I got an anonymous package, detailing files about every aspect of your operations.
Ben... affedersiniz, sanırım eski bir arkadaşı gördüm.
I'm... excuse me, I think I see an old friend.
Bir buz kraliçesi.
An Ice Queen.
Bir patlama oldu.
There's been an explosion.
Bir yazılımı hackleme denemesi.
It was an audition to hack a tranche of softwares.
David, bankandaki bir hesap sahibi paramı çaldı, işlerimi mahvetti ve ortaklarımı öldürdü.
David, an account holder at your bank has stolen my money, damaged my businesses and killed my associates.
Sana bir özür borçluyum.
I owe you an apology.
Bir SOS gönderiyor.
He's sending an SOS.
Daha çok bir teklif diyebiliriz.
More like an offering.
Ateş böceği deniyor buna, kızılötesi bir verici cihaz.
It's called a firefly, an infrared transmitter.
Belli ki 24 saat içinde döşemeleri çok güzel bir şekilde mahvedebiliyorsunuz.
But you sure can fuck up an upholstery job in 24 hours.
Bilirsin, şu an tatili nasıl geçirmemden bir şey eksik olmaması için.
You know, not to take anything away from... how I'm currently spending the holiday.
Onun sevimli küçük kulağına sahip bir maymun.
He's an ape that has her pretty little ear.
77 kodlu ekibinizdeki uzman doktorum. ve acil bir durumunuz var. Neden nefes alamıyorum?
I'm an on-call specialist on your code 77 team, and you had an emergency.
Ancak belirtileriniz şiddetli ve endişe verici bir oranda ilerliyorlar.
But your symptoms are severe, and they're progressing at an alarming rate.
Örgütümdeki birisi. Bana yapılan son saldırıların finanse edilmesi için kullanılan bir offshore hesaba erişimi olan biri.
Someone within my organization, someone with access to an offshore account that was used to fund recent attacks against me.
Egzotik bir zehir, aşırı doz ilaç etkisi gösterebilir. Kişiye özel alerjik tepkime, kardiyovasküler çöküşü tetikleyebilir.
An exotic venom might replicate a drug overdose, a personally tailored allergic reaction might trigger cardiovascular collapse.
İki gün sonra, Panetti bir iş ortağına 200 bin ödedi... hizmetlerin kime sunulduğunu hala bilmiyoruz.
Two days later, Panetti paid 200 grand to an associate, we still don't know who, for services rendered.
Akut alerjik bir reaksiyon gösterdi
Well, it presented as an acute allergic reaction.
Ya birisi alerjik reaksiyon belirtilerini taklit etmek için bir zehir tasarladıysa?
What if someone designed a poison to mimic the symptoms of an allergic reaction?
Ne nahoş bir sürpriz.
What an unpleasant surprise.
Bunun alışılmadık, korkutucu bir durum olduğunu biliyorum. Ancak temin ederim ki sana zarar vermek niyetinde değilim
I know this is an unusual, Frightening predicament, but I assure you, I mean you no harm.
Tanışıklığımızın... nasıl başladığı göz önüne alındığında olağanüstü bir dereceye kadar nazik davrandın.
You've been... Kind to an extraordinary degree, considering how we began our acquaintance.
Ve önümüzdeki birkaç saat içinde etkileri tersine çevirmek için bir panzehir bulmalıyız.
And find an antidote to reverse the effects. all in the next several hours. Right.
- Bir panzehir buldun mu?
Did you find an antidote?
bir anda 56
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir an için 64
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33
bir an önce 40
bir anlamda 46
bir anlamı yok 53
bir anlaşma yapalım 69
bir an için 64
bir anlaşma yaptık 80
bir anlaşmamız var 19
bir anlaşmamız vardı 48
bir anlaşma yapmıştık 33