English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bir kere

Bir kere traducir inglés

20,063 traducción paralela
Efendim, sizi bir kere daha uyaracağım.
Sir, I'm gonna warn you one more time.
O zaman özür dileyecekler, bir kere olsun, benim tarafımda olacaklardı.
Then they'd apologize. Then everyone would be on my side for once.
Bir kere daha şanlı ulusumuza sesleniyorum.
And I am once again, calling on the people of our great nation.
Basına hiç gizli bilgi sızdırmadım. Bir kere bile.
I've never leaked classified information to the press.
Bir kere daha temizleyin sonra anlaştık.
I mean, rinse it off one more time... And we have a deal.
Haftada bir kere buraya gelip benimle görüşürsen bunu sağlarım bak.
If you come back here and see me, say once a week, - and I'll make it happen.
Yılda bir kere yapılmasını tavsiye ediyorlar, ama ben fazladan yaptırmayı, her şeyin düzgün olduğundan emin olmayı seviyorum.
They recommend one a year, but I like to go extra. Make sure everything's up to code.
Bir kere, fabrikadan yeni çıkmış, yepyeni, kirlenmemiş bir araba kullanmak iyi olabilirdi, anlarsın ya.
Just once it would be nice to experience a brand-new one, straight from the factory, that hasn't been all dinged up, you know?
Bir kere de başkası sorunu çözsün.
Let somebody else fix it for once.
Bir kere daha.
One more time.
- Merak etme mi? Dostum, içime kurt düşürdün bir kere.
Man, you got me buggin'.
O virüs bir kere çıkarsa olay bitmiş demektir.
And once that virus is out, it is out.
Daha önce bir kere onun izini kaybettim.
And I already lost track of him once.
Daha önce bir kere kaçmış olabilirim.
And maybe I would have once, okay?
Zaten bir kere kariyerimi sıfırdan inşa etmek zorunda kalmıştım.
I have dug myself out of oblivion once already in my career.
Bana söz ver geri kalan hayatın boyunca günde en az bir kere gülümseyeceksin.
Promise me you'll smile at least once a day for the rest of your life.
Bak, bizi bir kere terk ettin ve sorun etmedik ama bu mevzu senle ilgili değil.
Listen, you walked out on us once and we dealt with that, but this isn't about you right now.
Ve Constance'ın yüzünü son bir kere daha görmeden ölemem, değil mi?
And I can't die without seeing Constance's face one last time, can I?
Sadece bir kere.
Just once.
Bir kere gördüm Bu iki kişi oldukça iyi bir çift yapmış olabilir.
I saw once that those two could have made quite a pair.
Kıçını bir kere beladan kurtardın yani.
All I'm saying is, you already escaped the hornet's nest once.
Ayda bir kere mi?
Once a month?
Bir kere öpüştük, ancak bir daha asla olmayacak.
We kissed... once... but it's never gonna happen again.
Hitler bir kere denemişti, şimdi Kara Pençe tekrar deniyor.
Hitler tried once, now Black Claw is trying again.
Bir kere daha büyük bir fedakarlık yap dostum.
Make the right choice. The big sacrifice one more time, man.
Kadın erkeğe kral muamelesi yapmayı biliyor bir kere.
Woman knows how to treat a fella like royalty.
Kafanı araba kapısına geçirmeye çalışmıştım. Bir kere de değil iki kere.
I tried to smash your head in the car door, not once but twice.
Ama sadece bir kere.
But only once.
Bir kere daha kontrol etsinler.
That checked for twice.
Göze batmamasını söyledim ama bir kere dahil olduysam her şeyi istiyorum dedi.
I told him to lay low, but he said if he was in, he wanted to be all in.
Bu makale bir kere çıktı mı artık dokunulmazım.
Once this article comes out, I'm untouchable.
- Oval ofise gelmiş miydin? - Bir kere.
- Have you ever been in the Oval?
Ve sen ona bir kere kapıldığında, kendini uyuşturulmuş gibi hissedersin.
And when you're in that guy's thrall, you know, it feels like a drug.
Benim için bir kere de olsun denemeyecek misin?
Not even gonna try one for me?
Hayır hayır, senin yüzünden bir kere hapse girdim.
No way! I was in jail once, thanks to you.
Seninle yaşamayı bir kere denedim.
I tried living with you once.
Bir kere'asla seni seviyorum deme'diyorsun.
Some days you say : "Never say I love you."
Bir kere bile mi kafan güzel olmadı senin?
You've never gotten high before, like, not even once?
Bir kere çözüm bulduk bir daha bulabiliriz.
Well, we found a solution once, we can do it again.
Onun adını bir kere daha söyle.
Say her name one more fucking time.
Ty'in tekrar kaçma riskini göze alamam. O hatayı bir kere yaptım.
I'm not risking Ty running again.
Sanırım beni bir kere tutuklamıştın.
I guess you did arrest me once.
Oraya bir kere girdin mi çıkman hiç de kolay olmaz.
Once you get there, it is not an easy place to get out of.
Bir kere.
Once.
Bir kere seninle gideyim.
No, seriously, you have to let me come with you, just once, okay?
Bunu duymak istemediğini biliyorum, bu yüzden bir kere söyleyeceğim.
I know you don't want to hear it, so I'll just say it once.
Onu bir kere kapı dışarı ettin.
You threw him out of here once.
Tavukları günde iki kere beslemen ve haftada bir de evi komple temizlemen gerekiyor.
You need to feed the chickens twice a day and once a week you need to clean out the whole place.
Çünkü biz bunu en az 10 kere yaşadık ve tekrar bir araya geldik.
We've been through this tens of times. Breaking up, getting back together.
Belki bir dahaki sefere üstün bir subaya saldırmadan önce iki kere düşünürsün.
Maybe next time, you will think two times if you attack a superior officer.
Önümüzdeki yirmi dört saat boyunca altı saatte bir, dört kere birer doz daha alacağız.
And we'll take another dose every 6 hours for 24 hours, 4 shots.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]