Biz bir numarayız traducir inglés
41 traducción paralela
Biz bir numarayız!
We're number one!
Biz bir numarayız!
We're number...
Halkım, biz bir numarayız.
My people, we're number one.
Biz bir numarayız, Ben.
We're number one, Ben.
Biz bir numarayız!
We are number one!
- Biz bir numarayız.
- We're primed.
Biz bir numarayız!
We're number one.
Biz bir numarayız! Biz bir numarayız!
We're number one!
Biz bir numarayız.
We're number one!
Biz bir numarayız.
We're number...
Kötülüğün güçlerine karşı takım çalışmasının keskin kılıcıyla ve dostluğun balyozuyla saldırdık. Biz bir numarayız.
We struck down evil with the sword of teamwork, the hammer of not bickering.
Biz bir numarayız, biz bir numarayız.
"We're number one! We're number one," right?
biz bir numarayız dostum!
Number one on super speed!
Biz bir numarayız.
Numero uno.
Biz bir numarayız!
We are the best.
Hadi, İğneler! Biz bir numarayız!
Let's get it on, Stingers!
Basketbola geldiğinde, biz bir numarayız.!
When it comes to basketball, we are the best!
Basketbola geldiğinde, biz bir numarayız.!
When it comes to basketball, there is no contest!
- Biz bir numarayız, bebek.
- We're number one, baby.
Gelecek sezon, Teksas'taki tüm takımlar bizim için bekliyor olacak. Çünkü biz bir numarayız.
Next season every other team in Texas is going to be gunning for us'cause we're number one.
Yaban Kedileri bunu halledecek Yaban Kedileri, biz bir numarayız
# Wildcats gonna tear it up Go, Wildcats, yeah, we're number one
Greendale, biz bir numarayız!
Greendale, we're number one!
"Biz bir numarayız!"
This is where they turn out to be number two.
Biz bir numarayız.
We are one and one.
- "Biz bir numarayız."
Uh, "we're number one."
Ulusalda biz bir numarayız.
Nationally, we're number one.
- Biz bir numarayız!
We're the best!
Biz bir ve iki numarayız, sen ve ben.
We're number one and two, me and you.
Ama ihtiyacından fazla alışveriş etmeye gelecek olursak biz hâlâ bir numarayız.
But when it comes to shoppers spending beyond their means, we are still number one.
Bir sıkıntı çıkarsa numarayı aramamızı söylemişlerdi, biz de aradık.
They said if there was ever a problem we should call the number, and well we called it.