Bu insanlar traducir inglés
28,903 traducción paralela
Ve tüm bu insanlar yok yere ölüyorlar.
And all those people dying for no reason.
Bu insanlar bu işi bırakmak istememi hoş karşılamayacak.
And these people aren't gonna like it when I try to get myself out of it.
Bu insanlar projenin şekillenmesi için bana bel bağlıyorlar.
These people are really depending on me to shape the whole project.
Sana söylüyorum bu insanlar çok zeki.
I am telling you very clever these people are.
Bu insanlar korkuyor.
These people are scared.
Kız arkadaşın güzelmiş, ama bu insanların arasına nasıl gireceksin?
Your girl's pretty, but how do you fit in with these people?
Bu insanlar rahatsız olmuş görünüyor da.
These people seem upset.
Bu insanların sorunu ne?
- What the hell is wrong with you people? !
Bu insanlar çok tehlikeli.
These people are dangerous.
Bu insanlar profesyonel Nampo deniz dalgıçları.
These people are professional sea divers from Nampo.
Bu insanları tanıyor muydun?
Did you know these people?
Eğer gaz salınırsa bu insanların hepsi gazdan nasibini alacak.
projection... they're all gonna be collateral damage if... when the Noah Objective releases the gas.
O zamanlar bu insanlar kim bilmiyordum.
I didn't know exactly who these people were at the time.
Bu insanları güvenli bir yere götür.
Just get these people someplace safe.
- Demek istediğim bu insanları tanıyorum.
- Point being? - Point being,
Bunu anlamak için, bu insanların kafalarının içine girip, sevgilerini, davranışlarını, ve...
To understand it, we've got to get inside these people's heads, their loves, their quirks, their...
Eğer bu insanlar ölürse, zaman çizgisindeki hasar... felaket olur.
If these people died, the... the damage to the timeline it's... it's catastrophic...
Doğum gününü paylaşmanın bu insanlar arasında bir davranış bağı sağladığı hakkında bir kanıt yok.
_
Aman tanrım, bu insanlar benden nefret ediyor.
Boy, these people hate me.
Hanımefendi, bütün bu insanlar da kayıp.
Ma'am, all these people are missing as well.
Kim bu insanlar?
Who are these people?
Evet, fakat bu insanlar, onlar...
Yeah, but these people, they're not...
Bu insanlar bir şekilde ya da başka bir şekilde ölecekler.
These people are going to die one way or another.
Gölün aşağı tarafında, bu insanları gördüm.
Down by the lake, I saw these people.
Bu insanlar kafayı yemiş.
These people are nutjobs.
Bütün bu insanların görüşünü almak lazım.
You have to take the voice of all these people.
Çünkü bu insanların onlara karşı savaşmasını zorlaştırıyor.
'Cause that makes it harder for people to fight them.
Bu insanların bize ihtiyacı var, tamam mı?
These people need us, all right?
Bu binada bundan hoşlanmayacak insanlar var.
There are people in this building who won't like it.
Daedong nehri'nin bu kısmına sıradan insanların girmesi yasaktır!
Common people are prohibited from this part of the Daedong River!
Bazı insanların özel bir gene sahip olduğunu ve bu sayede hayvanların onlardan uzak durduğunu düşünüyor.
They think some people have a special gene that makes the animals leave them alone.
İşleri yoluna koyacak insanlar bunlar bu sayede tekrar gerçek bir at sürebileceksin.
These are the people who are going to make so you can ride a real horse again.
Hayvanlar değişmeye başladığında beni bu işe alan insanlar hükümete gidip benim aslında sandıkları gibi ölü olmadığımı söylediler.
When the animals changed, these people that recruited me told the government that I wasn't quite as dead as they'd assumed.
Ama bu ülkenin insanlarına gelecek felaket için yardım edebilirim.
I couldn't help you save the animals, but I can help the people of this country try and survive whatever comes next.
Bu etkisizleştirici gazı insanlar için güvenli hâle getirmeyecekmiş.
This neutralizer isn't going to make it so that the gas is safe for humans.
İnsanların uzakta olduğu bu evi biliyordum. Ve, um... iyi... Onu plastik bir varile koyduk.
I knew this house where people were away, and, um... well... we put her in a plastic barrel.
Bu, tepedeki insanları yakalamamız için bir fırsat.
This is our opportunity to catch the people at the top.
İnsanlar şöyle der ya, "Büyükbabam başka bir soydan." ve bu söylem ırkçı ya da cinsiyetçi anlamına gelir mi?
You know when people say, "My grandpa's from another generation," and it means that he's racist or sexist?
Güzel insanların hepsi bu odada.
All of the beautiful people in this room.
Tek söylediğim şey insanlarınızın bu ülkeye gelip işlerimizi almasıydı.
All I'm sayin'is your people keep comin'to this country and takin'our jobs.
İnsanlar bu hastaneye yardım alabilmek için geliyorlar.
You know, people come to this hospital so that we can help them.
Bu cam, seninle buradaki insanlar arasinda duran...
This is nothing but a window condom?
Kahveyi içiyorum. Bu arada sohbet ediyoruz çünkü insanlar böyle yapıyor sanırım ama bazen sohbet etmek istemiyorum. Neden gülüyorsun?
So, I drink the coffee and make the small talk because that's what people do, apparently, but sometimes I don't want to make the small talk.
Ama bu emekli insanlar için yanlış bir çıkarım.
But that's the misconception about retired people.
Arabama binen bu farklı insanlar bana ne kadar birbirimize bağlı olduğumuzu hatırlatıyor.
It just... It's a reminder of how connected we all are.
Neden hep bu dramatik insanlar var etrafımda, neden?
Why am I surrounded by these dramatic people all the time, why?
Pekala, parti insanları bu akşam nasılız?
All right, party people, how you all doing tonight?
Bu yüzden kimse onu satın almıyor. Oraya bir kere gelebilirseniz - ve kanalınız aracılığıyla böyle bir şey olmadığını gösterebilirseniz - insanlar rahatlayacak...
Spreading tomoursthat its a haunted bungalow 50 no body is buying it if you could come there once and through your channel if you could show there's no such negative energy
İnsanlar tarafından işlenen sevaplar ve günahlar... bu karmadır.
The goods and sins done by human in between this is karma
Ve insanlar da bu işte gittikçe iyileşiyorlar.
And people are going to be better for it.
Bu fikre hiç açık olmayacak insanlar var.
And there are some people who will never be open to that idea.