Bu onun suçu değil traducir inglés
261 traducción paralela
Evlat, bu onun suçu değil. Ona ne yapacağını banka söylüyor.
Son, it ain't his fault because the bank tells him what to do.
Bu onun suçu değil.
It's not entirely her fault.
Bu onun suçu değil.
Oh, it's not his fault.
- Bence bu onun suçu değil.
- I don't think it's his fault.
Okullar kapalı, bu onun suçu değil.
The school is closed, it is not his fault.
Bu onun suçu değil.
It's not his fault.
Gerçekten bu onun suçu değil. Anlayacağınız üzere, sorun bende.
It's really not her fault.
Bu onun suçu değil.
It isn't his fault.
Bu onun suçu değil. Dini inanışı böyle.
Well, it's not her fault, really, it's her religion.
Adelaide'i suçlama. Bu onun suçu değil.
Don't blame Adelaide.
Bu onun suçu değil.
Anyway, it's not his fault.
— Bu onun suçu değil.
- It ain't her fault.
Tam 80 kilo, ama bu onun suçu değil.
He weighs close to 180, but it's not his fault.
- Ama bu onun suçu değil.
- But it's not her fault.
- Eğer Mulder hastalandıysa, bu onun suçu değil!
- If Mulder is infected, it's not his fault!
Bu onun suçu değil.
Am I crazy? - Cy, it was not her fault.
Evet, bu onun suçu değil.
Well, it's not his fault.
Bu onun suçu değil.
It's not her fault, you know?
- Bu onun suçu değil.
- She's on medication.
Ama bu onun suçu değil.
But that ain't his fault.
Bu onun suçu değil.
That's not his fault.
Bu onun suçu değil. Neden burada olduğumu anlayamıyor.
He doesn't understand what I'm doing here.
Bu onun suçu değil, koşullar böyle.
He's not brutal, the times are.
Bu onun suçu değil.
- No. It's not his fault.
- Bu onun suçu değil.
- lt's not his fault.
- Bu onun suçu değil.
- It's not her fault.
Bu onun suçu değil - - hormonal.
It's not her fault - it's hormonal.
Bu onun suçu değil.
It is not her fault.
Dün sahne amirini gördüm. Kulak tıkacı dağıtıyordu. Bu onun suçu değil.
Yesterday, I saw the stagehands passing out earplugs.
Ve bu onun suçu değil.
And that is not his fault.
Bu onun suçu değil.
It's not even his fault.
Tanrım! Bu onun suçu değil.
It's not his fault.
Ama bu onun suçu değil!
But that ain't her fault!
Fermin, bırak onu, bu onun suçu değil.
Fermin, let him go, it's not his fault.
Ama Anne, Bu mülkün bir gün ona... miras kalacak olması onun suçu değil.
After all, Mama, it isn't his fault that he is to inherit the estate someday.
Kabul edelim ki onun bebeği olamaz rahmi olmadığından, ki bu kimsenin suçu değil, Romalıların bile. - Ama bebek sahibi olmaya hakkı var. - İyi düşündün, Judith.
Suppose you agree that he can't actually have babies not having a womb, which is nobody's fault, not even the Romans'but he has the right to have babies.
Bu onun suçu da değil zaten.
It's not his fault, either.
Bu onun şuçu değil.
He's not as competent as we are.
Bu onun suçu degil.
HENRY : It isn't his fault.
Bu şarkıyı bilmemesi onun suçu değil.
It is not her fault that she doesn't know it.
Bu onun suçu değil.
It's not her fault.
- Tatlım, bu senin suçun değil. - Aslında hepsi onun suçu
- Oh, honey, it's not your fault
Hey, bu tamamen onun suçu değil.
Hey, hey, hey, it's not totally her fault. I was the one that hooked up...
Güven bana Meg, onun yaşında bu oldukça normal ve onun suçu değil
Trust me, Meg, at his age, it's strictly involuntary.
Bu gerçekten onun suçu değil.
Not his fault really.
Bu kadar muhteşem olman onun suçu değil ki. Çocuk senden başka bir şey düşünemiyor.
It's not his fault that you're so fabulous he can't think about anything else.
Onun suçu değil ki bu.
It's not his fault.
Sanırım sizde farkındasınız ki bu onun suçu değil.
And you know what?
Onun suçu değil bu, tamam mı?
It's not her fault, okay?
Bu onun hastalığının suçu, senin değil.
It's her disease's fault, not yours.
Bu bir tuzaktı. Onun suçu değil.
It was a trap. lt's not her fault.