Bu çok iyi traducir inglés
10,880 traducción paralela
Anlıyorum ve bu çok iyi.
I understand that.
- Bu çok iyi.
- It's really great.
Bu çok iyi bir parti.
It's a great party.
Oysa bu çok iyi olurdu.
This, on the other hand... This would do quite well indeed.
Bu çok iyi, sağolun.
This is great, thanks.
Eğer, biliyorum hiçbir doktor ı'm ama bu çok iyi ses etmedi.
[chokes ] - [ laughs] You know, I'm no doctor but that did not sound too good.
Bu cok iyi.
That's great.
Bu biz ölümlülere kendini iyi ve önemli hissettiriyor. Ama ben çok yoruldum ve bu yaptıkların sana pislik olma hakkı da vermiyor.
You thrive on it, and it makes you feel more important than the rest of us mortals, but I'm pretty tired of it, and it does not give you the right to be an asshole.
Bu kadın işini çok iyi biliyor.
I swear, that woman is the ultimate hustler.
Arkadaşın asla bulunamadı. Ki bu da senin için iyi çünkü bu Cole'la ilgili pek çok soru işareti var.
Your friend's was never found... which is very good for you, because there are a lot of questions regarding this Cole.
Bu gerçekten çok iyi bir tavsiye, Rogelio.
You know, that's really good advice, Rogelio.
Pekala, aram bebeklerle pek iyi değildir, ama bu çok tatlı bir çocuk.
LATIN LOVER NARRATOR : Okay, I am not a huge baby person, but that is one cute kid.
Onu çok iyi dinleyemedim, ve hep bu yüzden pişman olurum.
I didn't pay any attention to him, and I've always regretted it.
- Bu gerçekten çok iyi.
- This is really good.
Şaşırtıcı bir derecede, aynı anda hem iyi hem de çok kötü bu işte.
Because he's simultaneously surprisingly good at it, and really, really bad at it.
Evet ama bu Alacakaranlık Kuşağı seviyesinde bir olay. Ve bodrum katımızda kendisini zehirli gaza çeviren birisinin kilitli olduğunu çok iyi bildiğimi söyleyebilirim.
Yeah, but this is like some Twilight Zone level stuff, and I say that knowing full well that we have a guy locked up in our basement who can turn himself into poison gas.
Sadece bir fırsatımız var ve bu fırsatı çok iyi kullanmalıyız.
We have got one opportunity and we need to be all over it.
Bu durumda her şeyi hesaba katarsak başını ağrıtan bir olayı başkasına devretmek çok daha iyi.
So, all in all, much better to hand the whole headache over to yours truly.
Bugün çok iyi bir iş çıkardık. Bu iyi iş için şerefe.
Great work today and a toast to good work.
Bu çok iyi geliyor.
This feels good.
Bu çok hoş, ama bildiğin gibi federal hapishanede karma durumu yok ve bu muhtemelen ikiniz için en iyi senaryodur ama dürüst olmak gerekirse, bence yolunuzun sonu mezarlığa çıkıyor.
Oh, that's sweet, but you do know that a federal detention center is not co-ed, and that's probably the best case scenario for the two of you, but honestly, I think this path you're on is leading to a cemetery.
Bu ikinizi yakalamak için çok iyi bir bahane oldu.
Well, this is a great excuse for the two of you to catch up.
Bu virüsten çok iyi antibiyotik olur. Tabii önce bizi vampire dönüştürmeseydi.
This virus would make a great antibiotic, if it didn't turn us into vampires first.
Ve merak etme bu konuda çok iyi olduğumu söylediler.
And don't worry, I've been told that I'm very, very good at this.
Çok iyi oldu bu ufak sohbet.
Oh... oh, it was very nice, having a little chat.
Unutma ki bu rejimin en iyi hâli çok özel biriyle yapılanıdır.
But know that this regimen works best only if done with someone you find very special.
Cevherleri keşfetmekte çok iyi olduğun için,... bu kişiyi nerden tanıyorum demiştin?
Since you're so great at noticing untapped potential, how do you know this person again?
- Bu çok iyi.
I flipped it.
- Bu benim elimde olandan çok daha iyi.
This is better than what I have.
Bu sefer olacağına dair çok iyi umutlarım vardı.
I have high hopes that this was going to happen.
Bu çok hoş bir davranış ama sanırsam şu anda yalnız kalsam daha iyi olur.
Uh, that's very nice of you, but, uh, I kind of think I just want to be alone right now.
Bu seçmeler için çok iyi bir his var içimde.
I've got a really good feeling about this audition.
Bu ikiniz için de çok zor bir zaman olmalı, anlıyorum. Bu yüzden biraz daha iyi hissetmenizi sağlamaya çalışarak başlayacağım.
Uh, I understand what a difficult time this must be for both of you, so I will start by trying to make you feel a little better.
O bir terörist değil. Amacı olan yüksek motivasyonlu bir casus. Kendini bu işe adadığını çok iyi bir şekilde gösterdi.
She's not a terrorist, she is a highly-motivated operative with a mission she has shown incredible dedication to.
Bu adam beni çok iyi tanıyor işte!
This man knows me too well, huh?
Bu oyun, senin saçma dikiş tahmin oyunundan çok daha iyi.
Oh, this is much better than your dumb stitch-guessing game.
Bu da aklıma çok iyi bir fikir getirdi.
_
Onu bu işe sokarak çok iyi ettin.
You did a really good thing bringing him onto this.
İçimden bir ses bana eğer Pope babandan bu kadar çok nefret ediyorsa, belki de baban iyi adamdır.
My gut feeling told me that if Pope hated your father so much, maybe your father was a good man.
Çok sağlam bir avukatın var Wynn ve bu işten çok iyi anlarım...
Hey, you've got a damn good lawyer, Wynn,
Hayır, ben tanrıyım, ki bu beni senden çok daha iyi yapar.
No, I am God, which pretty much makes me better than you.
Çok iyi biliyorsun ki bu okul yaralarım için nakit 50.000 dolar ödedi.
You know very well that this school paid me $ 50,000 in cash for these injuries.
Walter, Ralph'ın arkadaşı ve çok değerli biri fakat bu sefer yaptığı en iyi davranışı değildi.
Walter is Ralph's friend and a huge asset, but this was not his finest moment.
Bu durum onu suçlu gösterdi, çünkü bilgi çok iyi gizlenmişti.
It made him look guilty because it was hidden so well.
Çok iyi geliyor bu, çok iyi.
Thank you, that feels good. That feels good.
Çok iyi programlanmış bu.
This is actually a really good program.
Bu da benim sırt ağrılarıma çok iyi geliyor, Düşesçik.
And it's doing wonders for my lower back pain, Duchie.
Bu çok fiyakalıydı, ama belki biraz daha kötü görünebilsen daha iyi olmaz mı?
That was so nifty, um, but maybe see if you could be more... evil?
Maddeye, enerjiye, uzaya ve zamana vesile oluyorlardı. Bu kulağıma çok iyi gelmişti.
They were cause over matter, energy, space, and time, so it sounded damn good to me.
Bu arada orada çok iyi insanlar var ve hayatları mahvoluyor.
Meanwhile, you got very good people in there, and their lives are being destroyed.
Bu çok iyi olur.
That'd be so super.
bu çok iyiydi 76
bu çok iyi olur 37
bu çok iyi bir fikir 32
bu çok güzel 567
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok iyi olur 37
bu çok iyi bir fikir 32
bu çok güzel 567
bu çok üzücü 63
bu çok 150
bu çok zor 90
bu çok hoş 216
bu çok heyecan verici 50
bu çok korkunç 105
bu çok fazla 165
bu çok doğal 48
bu çok doğru 46
bu çok güzeldi 52
bu çok para 46
bu çok ilginç 132
bu çok kötü oldu 29
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok doğal 48
bu çok doğru 46
bu çok güzeldi 52
bu çok para 46
bu çok ilginç 132
bu çok kötü oldu 29
bu çok komik 209
bu çok eğlenceli 50
bu çok kolay 78
bu çok saçma 642
bu çok kötü 494
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126
bu çok kötü 494
bu çok önemli 351
bu çok iğrenç 62
bu çok tuhaf 143
bu çok tehlikeli 167
bu çok gülünç 58
bu çok basit 58
bu çok garip 190
bu çok aptalca 126