Bunu yapmaya hakkınız yok traducir inglés
65 traducción paralela
Jambon kutumu açmışsınız. Bunu yapmaya hakkınız yok.
You've no right to open my ham!
Bunu yapmaya hakkınız yok!
You have no right to do that!
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You have no right!
Ama bunu yapmaya hakkınız yok!
But you had no right to do this!
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You have no right to do this.
Bana bunu yapmaya hakkınız yok.
You ain't got no right to make me.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You've no right to do this.
O bir hizmetçi olabilir, ama bunu yapmaya hakkınız yok.
She may be a maid, but you've no right to do it.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You can't do that!
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You've no rights to do this.
Ben akredite bir muhabirim, bunu yapmaya hakkınız yok.
I'm an accredited correspondent, and you have no right to do this.
Bunu yapmaya hakkınız yok!
You have no right to do this!
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You have no right to do that.
- Bunu yapmaya hakkınız yok.
- You've got no right to do this.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You don't got no right doin'this.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You have no right to suppress...
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You don't have a right to do this.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You can make no such claim.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You have no right to do this!
Bunu yapmaya hakkınız yok, Bayan Eulália, lütfen.
You don't have the right to do this, Dona Eulália, please.
Bunu yapmaya hakkınız yok!
You have no right!
"Ama bu bir skandal, bunu yapmaya hakkınız yok."
" That's scandalous! You can't do that.
Şunu söylemeliyim ki, bunu yapmaya hakkınız yok. Bunu bir suç delili olarak mı yorumluyorsunuz?
I assume if I point out the fact that you have no right to do that, you'll interpret that as a sign of guilt?
Bunu yapmaya hakkınız yok?
Are you allowed to do that?
- Bunu yapmaya hakkınız yok.
- You have no right to do this.
Efendim, her kimseniz, bunu yapmaya hakkınız yok.
Sir, whomever you are, you don't have the right.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You've got no right to do this.
- Bunu yapmaya hakkınız yok!
- What the hell is going on here? ! - We have a warrant, sir.
- Bunu yapmaya hakkınız yok!
- Police business, sir. You have no right to do this!
Bize bunu yapmaya hakkınız yok.
Do not you have no right to make back us this.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You had no right to do that.
Bunu yapmaya hakkınız yok
You people don't have the right to do this
Bunu... Bunu yapmaya hakkınız yok.
You don't... you don't get to do this.
Bunu yapmaya hakkınız yok. Bu resmen her şeye yapılmış bir tecavüz!
You can't do that, it's a violation of everything.
Tayland topraklarında bunu yapmaya hakkınız yok.
You have no right to be here on Thai soil.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You can't do this! I can explain everything.
- Bunu yapmaya hakkınız yok.
You got no right to do this.
Afedersiniz efendim bunu yapmaya hakkınız yok.
Excuse me, Sir. You have no right to do that
- Bunu yapmaya hakkınız yok!
- You had no right to do that!
Bunu yapmaya hakkınız yok.
You're not allowed to do that.
Bunu yapmaya hakkınız yok!
You've got no right to do what you're doing!
Bana bunu yapmaya hakkınız yok!
You have no right to do this to me!
Bunu yapmaya hakkınız yok. - Ne?
You got no right to do this to me.
Hayatımdaki herhangi birine müdahale edebilirsiniz ama konu kızlar olunca bunu yapmaya hakkınız yok.
You can interfere in everything else in my life. But when it comes to girls... You have no right.
- Bunu yapmaya hakkınız yok!
So ten days in jail.
- Buffy sizin köleniz değil. Bunu yapmaya hiç hakkınız yok!
- She's notyour bloody instrument!
Evlerinin ve akıllarının içindeyiz. Bunu yapmaya hakkımız yok.
We're in their homes and in their heads and we haven't the right.
Olan şimdi karın ile çocuğuna oluyor. Onlara bunu yapmaya hakkımız yok.
Your wife and child are the ones hurting, we can't let that happen.
Bunu yapmaya hakkınız yok.
And you have no right to do this
En basitinden hayatta başarısız olduğunu söylemek, bunu ona yapmaya hakkın yok.
Basically saying her life is a failure and you have no right to do that.
Bunu yapmaya yetkiniz var efendim ama hakkınız yok.
You have the authority, sir, but you do not have the right.
bunu yapmayacağım 143
bunu yapmayacağız 16
bunu yapmayacaksın 29
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu yapmayacağız 16
bunu yapmayacaksın 29
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu yapmana gerek yok 38
bunu da 65
bunu nereden biliyorsun 159
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu yapmana gerek yok 38
bunu da 65
bunu nereden biliyorsun 159
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834