Böldüğüm için üzgünüm traducir inglés
863 traducción paralela
Böylesine canlı bir sohbeti böldüğüm için üzgünüm ama şu anda her şeyden çok bilmek istediğimiz, bu saldırıyı ve onu nasıl durduracağımız. Kim olduğu ya da nereden geldiği değil!
[G.B.] So sorry to interrup t such a scintillating conversation, but what we want to know more than anything right now is how to end this attack and stop him, not who he is or where he comes from.
Oyununuzu böldüğüm için üzgünüm çocuklar ama kaptan bir saat içinde ranza denetlemesi yapacakmış.
Sorry to break up the game, boys... but the old man's having bunk inspection in an hour.
Böldüğüm için üzgünüm.
Sorry to disturb you.
Selamlar, böldüğüm için üzgünüm, Juanillo... sözünü tutman için çok iyi bir zamanlama.
Greetings, compañero. Pardon me for intruding, Juanillo... but this is as good a time as any to keep your promise.
Ben... konuşmanızı böyle aptalca böldüğüm için üzgünüm.
I... I'm sorry I interrupted the lecture so stupidly.
Böldüğüm için üzgünüm.
Sorry to have to interrupt you.
Bir şey satın almak istemiyorum... ve işinizi de böldüğüm için üzgünüm... ama ben çok ciddi bir hata yaptığınızı size söylemek istiyordum. - Ha?
I don't want to buy anything, and I'm sorry to interrupt you, but I wanted to tell you, you're making a serious mistake.
Böldüğüm için üzgünüm, ama Grant Kalesi genel alarm verdi efendim.
I'm sorry to interrupt, but Fort Grant is flashing a general alarm, sir.
Böldüğüm için üzgünüm, Peder.
Sorry to interrupt, Father.
Böldüğüm için üzgünüm.
Look, captain, I'm sorry to interrupt.
Bunu sormamın sebebi burnunuzu sanki şey gibi ovuyorsunuz... Oh, böldüğüm için üzgünüm.
The reason I asked that was because you were rubbing your nose like... oh, I'm sorry for interrupting.
Böldüğüm için üzgünüm, ama acil bir durum var. Vurulacaksınız!
Pardon me for interrupting, this is urgent because you're going to be shot!
Sohbetinizi böldüğüm için üzgünüm ama sizin için bazı haberlerimiz var.
I'm sorry to keep popping in like this but I've got some news for you.
Böldüğüm için üzgünüm.
Sorry about the interruption.
Çalışmanı böldüğüm için üzgünüm.
I'm sorry I disturbed your practice.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to intrude.
Dansınızı böldüğüm için üzgünüm.
Sorry to interrupt your dancing.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm fakat sabah altıdan beri ayaktayım.
Well, I'm sorry to break this up, but I was out of bed at 6 this morning.
Oyununuzu böldüğüm için üzgünüm ama beyler, ülkem çağırdığında...
Hate to break up the game, fellas, but when my country calls...
Böldüğüm için üzgünüm Doktor Forbin ama ne demek oluyor bunlar?
I'm sorry to stop you again, Dr. Forbin, but exactly what is that?
Yemeğinizi böldüğüm için üzgünüm, Senhor Lazar burada mı yaşıyor?
I hate to interrupt your dinner, but does Senhor Lazar live here?
Böldüğüm için üzgünüm, Sally.
Sorry for the interruption, Sally.
Böldüğüm için üzgünüm ama bir şey sormam gerek.
Sorry for interrupting, but I have something to ask you.
Partinizi böldüğüm için üzgünüm.
I'm sorry to disturb your party.
- Bestenizi böldüğüm için üzgünüm.
- Sorry to disturb your composing.
Böldüğüm için üzgünüm B.A.
FACE : I'm sorry about the interruption, B.A.
Böldüğüm için üzgünüm.
Sorry I've interrupted.
Böldüğüm için üzgünüm.
Sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
Forgive me for interrupting.
Böldüğüm için üzgünüm.
OH - I'M SORRY TO INTERRUPT.
Böldüğüm için üzgünüm Albay.
MURDOCK : Sorry to interrupt, Colonel.
Toplantınızı böldüğüm için üzgünüm.
I'm sorry I interrupted your meeting.
Eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm ama şu havayı gördünüz mü?
[Applause] Thank you, thank you, thank you. Sorry to break up your fun in here, but have you folks seen the weather?
Böldüğüm için üzgünüm, ama buna değebilir.
Excuse the interruption, but this is worth it.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm really sorry interrupting you.
Böldüğüm için üzgünüm, hırdavatçıdaydım ve...
Sorry about the intrusion.
Bay Toovey, böldüğüm için üzgünüm.
Mr Toovey, I am sorry to interrupt.
Başbakan, böldüğüm için üzgünüm, ama bir sorunumuz var.
Prime Minister? I'm sorry to interrupt, but we have a problem.
- Böldüğüm için üzgünüm.
- Sorry about the interruption.
Bahar temizliğini böldüğüm için üzgünüm ama artık burada çalışıyorum.
Sorry to disturb spring cleaning, but i work here now.
Kaptan, böldüğüm için üzgünüm.
Captain, sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm afraid to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
I am sorry for the disruption.
Evet, farkındayım ve bu şekilde böldüğüm için son derece üzgünüm ama normal yollardan sizi görmek çok güç, ayrıca bu sadece bir dakikanızı alacak, gerçekten.
Yes, I know. I'm awfully sorry to interrupt this way... but it's so hard to get to see you the regular way, and... this will only take a minute, really.
Yemeğinizi böldüğüm için çok üzgünüm ama işler çok yoğun.
I'm terribly sorry to interrupt your dinner, but it's hurry hurry hurry...
Böldüğüm için çok üzgünüm.
I'm very sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm sorry for intruding.
Partinizi böldüğüm için gerçekten çok üzgünüm.
I'm terribly sorry to disturb your party.
Bay MacLeod, konuşmanızı böldüğüm için çok üzgünüm.
Mr MacLeod, I'm terribly sorry to have to break this up.
Meditasyonunu böldüğüm için üzgünüm, Piccolo-san.
I'm sorry, Piccolo-san, for interrupting your meditation.
böldüğüm için özür dilerim 27
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgünüm canım 24
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm dostum 74
üzgünüm geciktim 94
üzgünüm tatlım 60
üzgünüm çocuklar 38
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgünüm canım 24
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm dostum 74
üzgünüm geciktim 94
üzgünüm tatlım 60
üzgünüm çocuklar 38