English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ B ] / Bütün bunlar

Bütün bunlar traducir inglés

11,691 traducción paralela
Rüyalar muhtemelen kendiliğinden geçecekken bütün bunları neden mahvedelim ki?
I mean, why go turning over stones when the dreams will just probably just go away?
O... O bana bütün bunları hatırlamamamın bir nedeni olduğunu söyledi.
He told me the reason I couldn't remember.
Onu bir anlığına gördüğüm an bütün bunlar başladı.
Just catching a glimpse of his face is what started all this.
Bütün bunlar bu yüzden, değil mi?
That's what all this is all about, isn't it?
Bu adamın bütün bunları yapmasının sebebi Holmes'un kız kardeşini bulmasını istemesi mi? Olivia.
And the reason this guy's doing all this is he wants Holmes to help him find his sister?
Bütün bunlar ne anlama geliyor?
So what was all this about?
Bütün bunları bana neden anlatıyorsun?
Why are you telling me all of this?
Eğer bütün bunlar bir roman olsaydı tüm oklar Perry'i gösteriyor olurdu.
See, if this were a novel, this would be a big neon sign pointing directly at him.
Bütün bunları tekrar yaşayamam.
I just can't get things going again.
Bütün bunları siz mi inşa ettiniz?
You built all this?
Üzgünüm ama bütün bunları kabullenmekte zorluk çekiyorum.
Look, I'm sorry. I'm just having trouble coming to terms with all of this.
Sadece... bütün bunlar için biraz erken.
It's just... it's a little early for all of this.
Her an, bütün bunlar bu cezaevi, bu ülke, bu hayat bir anda yok olabilir.
Any second, all this, this prison, this country, this life could just, poof! Go away.
Bütün bunlar onun için miydi?
Is that what all of this was for?
Ve Liza, o ne düşünüyor bütün bunlar hakkında?
And Liza? What does she have to say about all this?
Bütün bunlar bir yana, çok hoş bir geceydi "Bayan Lincoln".
Aside from that, "Mrs. Lincoln," it was a lovely evening.
- Dinleyin, bütün bunlar büyük bir yanlış anlaşılmadan ibaret.
Listen, this whole thing is a big misunderstanding. I'm sure it is.
Federaller Nesbitt'e güvendikleri sürece bütün bunlar boşa gidecek.
And it's all for nothing as long as the feds are putting their trust in Nesbitt.
Ya bütün bunları değiştirmenin tek yolu silbaştan yapmaksa?
What if the only way to change things around here is to start over, hmm?
Bu ayine bütün bunları bitirmek için başladın.
You began this rite to end all of this.
Bütün bunlar da ne?
What is all that stuff?
Bütün bunlar nereden çıkıyor?
Where is all of this coming from?
- Bütün bunları neden soruyorsunuz ki?
Why are you asking me all this stuff anyway?
Ve bütün bunlar olurken, ellerimizi tutuyor ve bize masallar anlatıyorlar. Halktan genç bir kız yada herhangi bir Amerikan kızı kim onun altın oğluna aşık olacak ve ileride kim kral olacak?
And all the while, he holds our hands and tells us fairy tales... a young woman, a commoner, an all-American girl, who falls in love with the golden son who would be king?
Bütün bunların anahtarı o kasette ama bulması aylar sürebilir.
Angela doesn't think so, okay? The key to all of this is on the tape, but, you know, it could take her months to find it.
Bütün bunlar hiçbirşey için
All of it for nothing.
Bütün bunları ayarlayıp kötü rüyalarımı çalanların iyi bilmeleri gerekiyor.
Anyone who can put all of this together and steal my bad dreams, they should know better.
Bütün bunları nereden öğrendin?
Where'd you find out all this?
Bütün bunları neden yapıyor?
Why is he doing all this?
Bütün bunlar doğruysa...
And if all of this turns out to be true...
- Bakın, bütün bunlar bir yanlış anlaşılmadan ibaret.
Look, this whole thing has been a misunderstanding.
Fakat bütün bunlar şüpheli.
But it's all very murky.
Tamam, bütün bunlar harika ve muhtemelen bayağı faydalı.
Okay. This is great stuff and probably very helpful.
Bütün bunlar kaderin bir cilvesi.
This is all meant to be.
Bütün bunlar için çok üzgünüm.
I'm so sorry for this.
Bütün bunları sağlayacağımıza dair söz veriyorum.
I promise we will provide all these things.
Bütün bunları Gusti'nin binasına bırak.
Put these all over Gusti's building.
- Bütün bunlar beni sarine götürdü.
That's the big conspiracy?
- Evet. Bütün bunların arkasında Briggs varsa, Ve Gusti'ye kırmızı cep telefonunu veren kişi oysa,
If Briggs is behind all of this, if he's the one who gave Gusti the red cell phone, then wouldn't he and Gusti know each other?
Bütün bunlar kayıtta olabilir.
This whole thing could be on tape.
Bütün bunlar için çenemi kapatacağım.
I'll shut up about all this.
Bütün bildiklerim bunlar.
That's all I know.
Bütün hatırladıklarım bunlar.
That's all I remember.
Bütün bunlar kime?
What's all this in aid of?
Ama sence de bunlar, bütün Hintliler hakkında yapabileceğin tahminler değil mi?
But... don't you feel like those are just assumptions you can make about any Indian person?
Bütün bunlar ben yokken mi oldu?
All this happened when I was out of the house?
Çünkü şu anda ölçebildiğimiz bütün partiküller standart model partikülleridir ve bunlar üç boyutlu evreni terk ederek bir başka boyuta geçemezler.
'CAUSE ALL OF THE PARTICLES WE HAVE MEASURED UP TO NOW, THE SO CALLED STANDARD MODEL PARTICLES, CANNOT LEAVE OUR THREE DIMENSIONAL SPACE
Bunlar gerçekten İsa'nın kelimeleriyse... -... bütün inandıklarım, bütün vaazlarım temelinden...
If these are truly his words, the very foundation of all that I believe and all that I preach...
Güven bana bu şey bunları atlatmana yardımcı olacak. Bütün o iğrenç öğle yemeklerini ve sergileri düzenleyeceksin. Bütün o sıkıcı durumları umursuyormuş gibi davranacaksın.
Trust me, this stuff is the only thing that gets you through... the lady lunching and the curating, the tedious cause you have to come up with and then pretend to care about.
Elinden tutup seni bütün dünyaya sunduğunda bunların hepsini kaybedeceksin.
You forfeit all that the moment he takes your hand and presents you to the world.
Bütün bunları zaten yaptım.
That's bullshit, man.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]