Dans mı traducir inglés
7,137 traducción paralela
Dans mı?
- Dancing?
- Şimdi de ağır bir dans mı ediyoruz?
- Are we slow dancing now?
Alkışlar, Varsity dans takımı için gelsin.
LET'S GIVE IT UP FOR THE WESTLAKE HIGH VARSITY DANCE SQUAD!
Tamam, şimdide alkışlarınızla karşınızda Junior Varsity dans takımı.
FOR THE WESTLAKE HIGH JUNIOR VARSITY DANCE SQUAD! ALL RIGHT! YOU GOT THIS.
Weslake Lisesi J.V. dans takımı
REPRESENTING THIS SCHOOL
İlk dansınızı "Bana Hastalık Bulaştır" da mı yapacaksınız?
Will your first dance be to you give me fever?
Son kısım için yeni bir dans bulmalıyız.
We have to work on a new dance for that last part.
- Evet, bir de dans ederek yapalım.
- Yeah. Let's do it dancing?
Onu pikabımla aldım, bir Merle Haggard şarkısında dans ettik sonra ben taş ocağındaki vardiyama gitmek için erken ayrıldım.
Picked her up in my truck, we slow-danced to a Merle Haggard song, and then I left early to go to my shift at the quarry.
Adam Duke Üniversitesi'nde koçluk yaparken, bir avuç çocukla dans edecek halim yoktu.
Like I'm gonna dance with a bunch of kids while he's coaching Duke to the final four.
Kızın birine evlenme teklif edeceğini sandım Ayrıca ertesi sabah oraya gittiğimde pikapta'Son Dans'plakı takılıydı.
I figured he was proposing to some girl. Plus, when I opened up the next morning, Last Dance was on the turntable.
Tüm bu olanlar için yalnızken sevinç dansı yaptığımı mı zannediyorsun?
You imagine me performing private pirouettes of glee at all this, do you?
Yani, resmi bir dans kulübü falan açmalıyız demiyorum.
I MEAN, I'M NOT SAYING WE SHOULD START AN OFFICIAL DANCE CLUB OR ANYTHING.
- Dans etmem ben.
- Lina : I'm not dancing.
İlk dansınız için çok heyecanlıyım.
I'm excited for your first dance.
- Yavaş bir dans olduğu sürece varım.
Oh, as long as it's a slow dance, I'm in. Oh.
Baba-kız dans ediyoruz.
I'm doing the father-daughter dance.
Sizi dans ederken izliyordum ve şimdi düşündüm de, sanırım ben kızlardan hoşlanıyorum.
And I was watching you guys dance together, and now I'm thinking I might be into girls.
Tap dansı dersinden yeni çıktım.
Just got out of tap class.
Yardım için dans yarışması yapacağız.
We are going to be having a little charity dance competition.
Benim barım, benim dans pistim ve benim kupam, anladın mı?
This is my barre, my dance floor and my trophy, okay?
Dans yarışmasını kazanmak için sana ihtiyacım var.
I need you to help me win a dance competition.
Dans ayakkabısı mı giyiyorsun?
Are you wearing tap shoes?
Tamam, bak şimdi, sadece dans pistine git, tamam mı?
Somebody else. Okay, look, babe, just get out on the dance floor, okay?
Step dansı için olanları giydiğimde anlarsın.
You'll know when I'm wearing my tap shoes.
Bir erkekle ilk dansımı hiç böyle hayal etmemiştim.
This is not how I imagined my first dance with another guy.
- Dans etmeyeceğim.
I'm not going to dance.
- Her adım attığında "dans" demene lüzum yok.
You don't have to say "dance" every time you make a step. Good call.
İlk dansımız.
Our first dance.
Kaç kez o sahneyi oynarsam oynayayım son dans hep gözlerimden yaşlar getiriyor.
No matter how many times I perform it, that last dance always brings tears to my eyes.
İlk kraliyet balomdaki ilk dansımı seninle yapıyorum ve tek söyleyeceğin şey "Ben demiştim." mi?
You get my first dance at my first royal ball and all you can say is, "I told you so"?
Dans partisinin olduğu depo burası mı?
Is this the warehouse dance party?
Umarım dans ayakkabılarını getirmişsindir.
I hope you brought your dancing shoes.
Finch, çok iyi swing dans yaptığımı biliyor muydun?
Finch, did you know I'm a great swing dancer?
Atalarımın eskiden böyle dans ettiğini söyledi.
He says it's the dance of my ancestors.
Her yıl onu bu benim yeni nişanlım dediğim yerde birlikte dans ederiz. Ona bu adam aradığım adam derim.
We do this dance every year where I bring my new fiancé to dinner and tell him I'm sure this is the one.
Ben de bir tane sis makinesi ayarlayabilirim bir de müzik koyarım, dans falan ederler.
I could rig up a fog machine too, you know, crank some tunes, really get'em dancing. Just boom, boom, boom.
Siz kızların kucak dansı yapmadan önce paranızı aldığınızı sanırdım.
I thought you girls were paid up front before the lap dance.
Söylermisiniz, Kardinallerin dans etme izinleri var mı?
Tell me, are cardinals permitted to dance?
Kızınla dans etmemde sakınca var mı?
You mind if I dance with your daughter?
Bilmiyorum, bölümleşmeyi bozmamızdan mı korkuyor yoksa biz rüzgarda dans ederken izlemekten mi hoşlanıyor.
I don't know if he's scared to break compartmentalization or he just enjoys watching us twist in the wind.
Benimle dans et yoksa seni utandırırım. Umurumda bile olmaz.
You're dancing with me, I'll embarrass you, I don't even care.
Dans dersini yarıda bıraktırdığım için özür dilerim.
I'm sorry to pull you out of your dance class.
- İlk Aşk, İlk Dans izliyorum. - Biliyorum. Biliyorum.
I'm watching Dirty Dancing.
Sinirlendiğim zaman, Footloose dansı yaparım.
Whenever I get angry, I go do some Footloose dancing.
Aslında pek dans şarkım yok ama bas ayarını artırdım.
You know, I don't actually have a ton of dance music, but I turned the bass way up.
Kucak dansı bile almadım.
I didn't even get a lap dance.
Dans ayakkabılarını getirmemi istedi ne giyeceğimi bilmiyorum.
She wants me to bring her capezios, so I don't know what I'm going to wear.
Yine o Rus dansını mı yapmaya çalıştın?
Were you trying to do the Russian dance again?
Arkadaşlarımın, şaşaalı bir eşcinsel düğününde baba-oğul dansını görmek istemeyeğini belirtmekle uygunsuz konuştuğumu düşünmüyorum.
I don't think I'm out of line suggesting my friends don't want to see a father-son dance at a big gay wedding.
Televizyon programımızda şarkı söyleyip dans ederek çok eğlenebiliriz.
We could have such a fantastic time, singing and dancing on our own TV show.