De var traducir inglés
59,573 traducción paralela
İyi bir nedeni de var.
For good reason.
Başka sebepler de var meclis üyesi.
There are other reasons, too, councilwoman.
Ayrıca Gregor'un açıklamadığı, Kovar'dan gönderilen 40 milyon ruble banka transferinin de var.
It also contains 40 million rubles worth of bank transfers from Kovar that Gregor hasn't disclosed.
Pekâlâ... biz de varız.
All right. We're in.
Dördüncü de var.
It's four.
Eğer şiddet uyguluyorsa başka seçenekler de var.
Well, if he's violent, there are always other options.
Elinde de tedavi var.
He has the cure.
Bir, sana verilen hediyeyi yermek var, bir de paranoyak sanrılara kapılıp gen kökü çiftlerinde kıyaslama yapmak mı?
You know, there's looking a gift horse in the mouth, and then there's... Being driven by paranoid delusions, drawing comparisons on genetic base pairs?
Orada bizim tıpatıp aynılarımız var. Karakterleri de sonsuz sayıda değişene göre çok yakın veya inanılmaz uzak olabilir.
Over there, we all have doppelganger versions of ourselves who could be very similar or incredibly different based on an infinite amount of variables.
Üzerimde de büyük bir yük var. Ben sadece...
I'm feeling a lot of pressure, and I just want...
Bir de şu var. Ortağının ölümüyle ilgili tutulan olay sonrası raporu.
Then there's this, the after-action report on her partner's death.
Star City'de, kurtarılmayı çoktan geçtiğim için dokunduğum herkesin hayatını mahvettiğime beni ikna etmeye çalışan bir adam var.
There is a man in Star City who's trying to convince me that I destroy the lives of everyone that I touch because I am beyond redemption. Yeah, yeah.
Benim de kötü babalarla ilgili biraz tecrübem var.
Yeah. I mean, I have some experience with evil dads, too.
Sen dahisin, tamam mı, ikiniz de dahisiniz. Bunu yapmanıza ihtiyacımız var. İkinizin de bunu yapması gerek.
You're the genius, all right, you both are, so we need you to do this, so you guys just got to both do this right now.
O mikrofonların gelmesine de rahat iki gün var.
And those microphones you wanted are gonna be another two days, at least.
Mesela CNN'de bir sunucu var.
Like, there's this anchor on CNN.
Uber'de hepsi var.
Yeah, Uber's got all of that.
- Okumak istersen bir de kart var.
Yeah. There's a card, too, if you wanna read it.
İkimizin de sorunları var.
We've both got issues.
Monte'nin hala sözleşmemi yenilememe seçeneği var, ki yenileme günü de yaklaşıyor ve oldukça eminim ki Drew kelimenin tam manasıyla Monte'nin kıçını öperek benim işimi almaya çalışıyor.
Well, Monte still has the option not to pick up my contract, which is coming up, and I'm pretty sure that Drew is gunning for my job by kissing Monte's ass, possibly literally.
- Orada onun çetesinin üyeleri var ve kesinlikle benim üstüme atlayacaklar özellikle de, onun üstüne oynadığımı anlarlarsa.
- And... he got members of his gang in there, and they'll... they'll jump me for sure, especially if they think I'm trying to roll over on him.
Çalışmak için buraya geldim çünkü herkes ofisime uğrayıp nasıl olduğumu soruyordu ve benim de ilgiye ihtiyacım yok ayrıca daha yeni Oliver'la görüştüm telefonda ve dediğine göre Rusya'ya gidiyormuş, o yüzden senin burada ne işin var?
Well, I came in here to work because everyone's been dropping by my office, asking how I am, and I don't need the attention, and by the way, I just got off the phone with Oliver, who says he's on the way to Russia, so what are you doing here?
Biliyorum ama yine de yardımına ihtiyacım var çünkü Thea kılını kıpırdatmıyor.
I know, but I still need your help because Thea is not budging.
Omzundan vurulmuş ve kafasında şişlik var ama iyi. Sen sormadan söyleyeyim, Bruce Lee'ye dönüştüğünü de görmemiş.
He took a hit on the shoulder, and he's got a bump on the head, but he's fine, and before you ask, he didn't see you turn all Bruce Lee back there.
Daha çok "tüh" denilebilir. Oliver da beyin sarsıntısı geçirmiş olabilir. Ama yine de, dışarıda hala bir kanunsuz var.
More like and Oliver might be concussed, but in the meantime, there's still the vigilante out there.
Prometheus var, kanunsuz var, bir de bizim tarafımızda olabileceğini düşündüğüm polis öldüren bir joker var.
We got Prometheus, the vigilante, and the one wild card I thought maybe might be on our side just murdered a cop.
- Neden? - Felicity'de bizde olmayan bir istihbarat var.
- Felicity has information that we don't have.
Helix güvenliğini ihlal etti. Şimdi de James'i çıkarmak için Argus'un peşine düşen paralı askerleri var.
Helix has compromised your security, and now they have hired mercenaries that are gonna go after Argus to get James out.
- Benim de bir adım var, biliyor musun?
I have a name, you know?
Şimdi aklıma geldi de kocam Paul'le randevum var bu akşam.
I--you know, I just remembered I have a date night with Paul, my husband.
Bu yüzden de bana gözü kapalı güvenmene ihtiyacım var.
But that is why I can't settle for anything less than your full trust.
Ben de havaya uçmaktan herkes kadar zevk alıyorum ancak gözden kaçırdığım bir şey mi var?
Look, I enjoy getting blown up just as much as the next guy, but am I missing something here?
- Millet, bir durumumuz var. - Bizim de öyle.
Guys, we got a situation.
Benim de çoraba ihtiyacım var bayağı.
I need socks bad.
Dünya 2'de de böyle güzel konteynırlarınız var mı?
You got shipping containers as nice as this on Earth-2?
- Sayı üstünlüğü de yok pek. - Daha kötsüyle başa çıkmışlığı var.
The numbers aren't exactly in his favor.
- Yine de... - Ne var?
- Although...
Sana göstermem de bir sakınca var mı?
Would you mind awfully if I... showed you?
Bunun çalışan bir modeline ihtiyacımız var. ... çalışan cihaza takıp ne bulacağımıza bakarız.
We'd need to source a working version of this model, de-solder the data chip from this and see what we get.
Zaman da var ; 7 : 30, 9 Mart'ta. Yanındaki isim de ;
There's the time, 7 : 30, on the 9th of March, and then next to it, a name -
Elimizde bir IRA eylemcisi ; Sinead Quinn bir de Muhafazakar Parti destekçisi cinayeti var. Bunları birbirine bağlayan isim ;
So we have one IRA activist, Sinead Quinn, the murder of a Tory party fund-raiser, and linking them, we have Marion Kelsey.
Belki de onu iş çıkışı takip ettin şu "geç saatte toplantım var" dediği gecelerden birinde.
And maybe you follow him... from work..... on one of those nights when he always said that he had late meetings.
9'unda, Napoli'ye bir tren bileti var ve Napoli'de bir barda fotoğraf çekilmiş, tarih yine 9'u.
On the 9th, a train ticket to Naples and a photo of her... inside a bar in Naples, date stamped on the 9th.
Ayın onunda yazılmış lokanta makbuzları var. 11'inde inter-rail kartı almış. Üzerinde Napoli'de bulunduğu tarih yazılı.
On the 10th, restaurant receipts in Naples, and on the 11th, a new inter-railing card, stamped and dated with her photo in Naples.
Bir de şunu dinleyin gemide Bush Tersanelerinden çalınan füzyon sürücülerinden biri var.
But get this, the ship has one of the fusion drives that were stolen from the Bush Shipyards.
LADAR hiç hareket tespit etmedi. Ne ısı işaretleri ne de gemilerden gelen acil bir mesaj var.
LADAR hasn't picked up any movement and no heat signatures or EM from any of the ships.
Evrende yabancı bir yaşam var. Ben de köpeğe yapışan bir kene gibi onun üzerinde gidiyorum.
There's alien life in the universe, and I'm riding it, like a tick on a dog.
Bir grup var. Birlikte yemek yapıyoruz, birlikte vakit geçiriyoruz. Ayrıca bir partnerim de yok.
It is this group, and we cook together and spend time together, and you know, I don't, um...
Dünya etrafınızda hareket ederken sizin de hareket kabiliyetiniz var.
As the world moves around you, you too are capable of moving.
Polisi dâhil etmeye değer mi? Bu drama ne gerek var? Hem de kanıtlayamıyorsan.
Is it really worth getting the police involved, all this drama, if you can't even really prove it?
Bunun iş yürütmenin bir sonucu olduğunu biliyorum ama yine de etkisi var işte.
I get that's the price for doing business, but it still has an effect.
var mısın yok musun 30
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varsa 36
vardık 38
varenka 16
var tabii 24
varşova 132
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19