English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Dediğin gibi

Dediğin gibi traducir inglés

3,269 traducción paralela
Kirlileri dediğin gibi yıkadıysan, üzerinde parmak izlerim olamaz.
Well, my fingerprints won't be on it if you did the dishes like you said you did.
Tamam, dediğin gibi olsun.
Fine, I'll do as you say.
Senin dediğin gibi.
It's like you said.
Dediğin gibi.
Like you said.
Umarım her şey dediğin gibi olur.
I hope so, for both your and their sake.
Senin dediğin gibi oldu, şimdi ne söylemek istiyorsun?
Now you've got me to yourself, what do you want to say to me?
Senin de dediğin gibi, somut olmak gerekir.Bunu iyi ki sordun çünkü,... İkincisi Amandine ve ben evleniyoruz.
Concretely, it's good you asked because... because concretely, as you say, the second thing is that Amandine and I are getting married.
Bu yavaşladığım ya da senin de dediğin gibi değiştiğim anlamına mı geliyor, bilmiyorum.
- Mm-hmm. - And I don't know if it's that I'm slow or... Like you said... or that I'm different, or-or what, but I feel different.
Aynen dediğin gibi yaptım.
I did what you said.
Ama dediğin gibi yaptım.
Yeah, but just like you said, though.
Dediğin gibi, taksileri kontrol etmekle uğraşmıyorlar.
Just like you said : they don't bother checking cabs.
Senin de dediğin gibi, o yalan söyleyemez.
He can't lie, you just said so.
Baksana, plan tam senin dediğin gibi gidiyor.
Listen. The plan's going just like you said.
Dediğin gibi olsun.
No, you didn't.
Dediğin gibi terapi ve doğru ilaç tedavisiyle... topluma yeniden katılmaya hazır.
Like you said, therapy and the right meds and she'd be ready to rejoin society.
Dediğin gibi en başa dönmeye karar verdim.
You know... I think I'll go back to the start...
Böylece, dediğin gibi, beraber dinleyebileceğiz.
Now we can listen together, like you said.
Bizlere sonsuz şefkatinle dediğin gibi : " Kalbinizi kirletmeyin.
As thou hast told us with infinite compassion, let not your heart be troubled.
Seninde dediğin gibi..
Told you so.
Ama seninde dediğin gibi, Fea olsa bile bize söylemez ki..
You said you couldn't tell if he was Fae.
Dediğin gibi olsun.
We'll do it your way.
Muhtemelen senin de dediğin gibi dinozorun tekidir, öyle değil mi?
It's probably- - like you said, it's probably... a bloody dinosaur, isn't it?
Senin de dediğin gibi biz politikacı değil, askerleriz.
Come on, you were the one who said, we're not politicians, we're soldiers.
Ve dediğin gibi GPS kayıtlarıyla kanyonda olduğunu söylediği saatler uyuşmuyor, çünkü telefonu 13 saat boyunca kapalıymış.
And like you said, the roaming signals do not match up to the time she said she was in the Canyon because... Her phone was off for 13 hours.
Beni dediğin gibi üzmedin ve bir kenara atmadın.
You didn't hurt me or discard me like you said you would.
Dediğin gibi, adam almıştır.
Just like you said.
Ve senin dediğin gibi belki de o şu anda Aster Şirketi'nin elinde bile olmayabilir.
And, like you said, maybe Aster Corps doesn't even have her anymore.
Tamam, senin dediğin gibi yapıyoruz!
Alright, we'll do it your way!
- İyi. Dediğin gibi DNA örneğini verdi.
He gave up his D.N.A. just like you said he would.
Senin de dediğin gibi Volker onun peşine düşecektir. Evet ama bugün değil.
Volker will go after him, just like you said he would.
Senin de dediğin gibi bu seni yansıtmıyor.
This is not - as you said - the essence of you.
Dediğin gibi, bizim işimiz bu değil ve ben bunu asla yapmam. Ama nereye gideceksin?
Well, like you said, we don't really do that, and I would never do that, but where are you gonna go?
Dikkatliydim, dediğin gibi.
I was careful, like you said.
İksirin dediğin gibi mest ederse, geleceğin garanti altındadır.
If the potion entrances as you promise, your future's assured.
- Dediğin gibi Vertigo'yu tahlil edeceğiz.
Like you said, we analyze the Vertigo.
Dediğin gibi geliyor "ince penis."
It sounds like you said "thin penis."
Senin dediğin gibi, sadece en güçlü olan yönetecek.
Like you said, only the strongest shall rule.
Dediğin gibi hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için.
All for one and one for all and whatever you said before.
Dediğin gibi ayrıldığımızda değil, birlik olduğumuzda çok daha güçlüyüz.
Like you said, we're stronger together than we could ever be apart.
Dediğin gibi, elektroşok tedavisi reseptörlerdeki ilaçı vurup çıkarması gerekir.
Electroshock therapy should knock the drug off the receptors, just like you said.
Dediğin gibi olsun, 1000 dolar.
You're on. 1,000 bucks.
Ama dediğin gibi, kurallara riayet etmezse gruptan çıkıp hemen buraya gelir.
But as you say, any non-compliance and he's off the group and back down here.
Bu, dediğin gibi bir ipucuysa o hâlde Zach aşırı derecede sakin ve mantıklı hareket etmiş. Evet.
If this is a clue, as you said, then Zach acted with extraordinary calm, rational thought.
Tamam, dediğin gibi olsun.
Fine, we'll do it your way.
Dediğin gibi beni önemsiyorsan bunu çözecek bir yol bulmalısın.
If you care about me the way you say you do, you'll figure out a way to make this work.
Dediğin gibi, adımı temize çıkarmak istiyorum.
Like you said, I just wanna clear my name.
Tıpkı Jack'in okuldaki sorunları varken ki gibi. Senin dediğin tek şeyse "İyi olacaktır." Kafamda hep bu sorun vardı.
Just as Jack was having all those problems at school, all you said was, "He'll be fine." I was out of my mind with worry.
Geçici bir heves dediğin, yeni bir dondurma denemek ya da dün gece baş parmağınla yaptığın şey gibi olur bu arada hiç hoşuma gitmedi.
A whim is trying a new flavor of ice cream or that thing you did with your thumb last night, which by the way, I didn't like.
Ardında üç evlilik bırakmış biri olarak dediğin ne yazık ki doğru gibi geliyor.
As the proud owner of three ex-wives, that unfortunately makes sense.
Bu dünya düzeninde, insanlar dediğin senin benim gibi, Hollis gibi, Mellie gibi, Verna gibi insanlar. Halk biziz.
The way this world works, the people is you and me and Hollis and Mellie and Verna.
48 saat dediğin sanki 48 hafta gibi.
48 hours is like 48 weeks.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]