Demişti ki traducir inglés
704 traducción paralela
Notunda demişti ki : "Bu benim kızım, Eleanor Webb."
Her note said, "This is my daughter, Eleanor Webb."
Bir keresinde, Yen demişti ki...
You know, Yen once told me...
Tam üstüne basıp demişti ki...
He hit the nail right on the nose when he said...
Demişti ki...
He, er...
Demişti ki...
Er... he... he said...
Şimdilik o kadar iyi olmayabilirim... ama Manuel demişti ki, iyiye...
Maybe I'm not quite good enough yet but Manuel said I was getting...
Manuel demişti ki...
Manuel said...
- Hem demişti ki..
- He said that...
- Galiba demişti ki...
- I thought he said that...
O da demişti ki : " Yine mi kız?
And he said, a girl again?
Albay Haki bana demişti ki, Batum'da benimle buluşman için seni önden yollayacaktı.
Colonel Haki told me he'd send you ahead to meet me in Batoumi.
O doğmadan annesi demişti ki...
Before she was born her mother said...
Bana demişti ki- -
He told me that...
Carla demişti ki -
Why, Carla said...
- Pardon efendim, motorcu bana demişti ki bir Kızılderili başı gibi şekli varmış.
Excuse me, sir, the boatman told me it's because it's shaped like the head of an Indian.
- Demişti ki...
- he said there is no...
Bir arkadaşım demişti ki ; intihar sadece bir ölme biçimidir, ötesi değil.
A friend has said that suicide is not an action, it is a form of dying.
Demişti ki : Anneciğim, hiç ölmeyeceksin, değil mi, anneciğim? - Ne tatlı.
He said, Mummy, you won't ever die, will you, Mummy?
Ama patron demişti ki...
But the boss - he says he was most particular - he -
Yıllar önce annem bana demişti ki,
Years ago, my mother used to say to me, she'd say,
- Bana daha önce demişti ki...
- He told me before that... - What?
Carl-Adam, yani o öküz, gülerek demişti ki :
Carl-adam... carl-adam, the buffalo, laughed and said,
Adelaide babam bir keresinde demişti ki...
Adelaide... My daddy once told me :
Bir keresinde babam demişti ki, " Atina ne bir kenttir, ne de site devlet.
My father once said " Athens is neither a city nor a state.
Vickie bir defasında bana demişti ki, "Bu ikisi arasında bir şeyler varsa hiç şaşırmam -"
My Vickie once said to me, "I wouldn't be at all surprised if- -"
Acemiyken, beni baştan aşağı süzmüş.. .. ve demişti ki : "benden nefret etmeni sağlayacağım, delikanlı."
When I was a recruit, he looks me up and down... and he says, "Lad, I'm gonna make you hate my guts."
Bir gün birisi demişti ki bir aşk ilişkisinin başlangıcında, bir adam güvende olduğu halde geri adım atıyorsa bunda mutlaka bir anlam vardır.
Oh, somewhere, someone once said... that there's always a point at the beginning of a love affair... where a man can draw back, where he's still safe.
İyi kalpli çiftçi demişti ki :
The good farmer had told me,
Bana demişti ki...
He told me...
Çünkü O bize demişti ki :
Because he said to us :
Ölmeden önce demişti ki :
Just before he died, he said :
- Ama Bay Polo demişti ki...
- But I thought Mr. Polo said that...
Demişti ki "Barış içinde bufalo avlayıp, kendi işleriyle uğraştıklarını..."
Just a minute. He said "Hunt buffalo in peace, minding own business..."
Demişti ki " Bir Cheyenne'li yiğit ve atı tam burada batmış ve tıpkı eski doğal görünüşleri ile yüzeye çıkmayacaklarını biliyorlarmış.
They said a Cheyenne brave and his pony sunk right here, and durned if they didn't ooze up again just as natural-lookin'and as pretty as you please.
Daha önceki bir açıklamada ayni sözcü demişti ki tutuklu ilk fırsatta kaçacağını açıkladığı için el ve ayaklarının sürekli bağlı tutulması gerekli görülmüştür.
Given his stated intention to escape at the first opportunity, it was thought necessary to keep the prisoner bound hand and foot at all times.
Hocamız demişti ki ; O bambuyu eline aldığın gün... Ölüm günü olacaktır!
Teacher swore that the day you saw the bamboo pole would be the day you die
Hanımım demişti ki :
The mistress told me :
- Ama Şef, Muriel Everett demişti ki...
- But Chief, Muriel Everett said...
Bir keresinde "Clarke Kapısı" nda buluşmuştuk. Demişti ki...
Well, we was on a date up to Clarke's Point, and, uh... she says, uh...
Demişti ki : "Ne zaman bir şey öğrenirseniz, önceleri sanki bir şeyi yitirmiş gibi olursunuz."
He said, "Whenever you learn something, it seems at first... " as if you've lost something. "
Bana bir kere demişti ki, "Eğer çok ekmeğin varsa,"
"If you have a loaf of bread," he would've told me,
Ama daha dün demişti ki -
But only yesterday he said...
Evet, bazıları da demişti ki filmim 2001 : A Space Odyssey Stanley Kubrick'inkine benziyormuş.
Oh yes, well, I mean, there were some people who said my film'2001
Bayan az önce demişti ki...
The lady just said...
Ölmeden önce babam demişti ki :
Before he died, my father said :
Roosevelt, büyük vatansever, demişti ki...
In the words of that great patriot Theodore Roosevelt- -
O "Savaş cehennemdir" demişti. Ne biliyordu ki?
He said " "war is hell." " And what did he know about it?
Babam tekrar eski varlığımıza kavuştuğumuzda... ki o gün de yakında gelecek demişti... aç olmanın nasıl bir şey olduğunu unutmamalısın demişti.
My father said that when the time came that we had enough again, and there would be such a time, he said, I must not forget what it is like to be hungry.
Bana şöyle demişti, "Beni kaybedersen bil ki seni seveceğim ve sevmeye devam edeceğim."
She said, "If you lose me, you'll know that I love you... "... and wanted to keep loving you. "
... gözle görünür bir yardım alamadığı için iflas etti. Bilirsin, Frank, bir keresinde kızılderililer bana demişti ki...
You know, Frank, some Injuns told me once...
Gerçekten ismini bilmediğim birisi gelip dedi ki, sanırım Chip demişti onu da yaşı geçkin karısı doğurmuştu da bu beni düşündürmüştü.
There's a cat, and I really don't even know his name but I remember that Chip said that his old lady just had a baby and that made me think.