Diye sormuş traducir inglés
139 traducción paralela
"Mantık bunun neresinde" diye sormuş akrep. Her zaman mantıklı olmaya çalışırmış.
"Now, where," asked the scorpion, "is the logic of that?" for scorpions always try to be logical.
Sonra bu iki tuhaf tip bir bara gitmiş. Yaşlı barmen onları uzun uzun süzdükten sonra "Kardeş misiniz?" diye sormuş.
So these two little queers went into this bar and this great big old barman was looking at them for a long time.
General, "Sen kiminle konuştuğunun farkında mısın?" diye sormuş.
The general said, "You know who you're talking to?"
Kurt, "Nereye gidiyorsun, kırmızı başlıklı kız?" diye sormuş.
And the wolf asked :
Biri gelip Clapton'a "sizinle çalabilir miyim" diye sormuş.
A guy comes up to Clapton and asks if he can sit in.
Kolay mı? diye sormuş prenses, şaşırmış bir halde.
What do you mean, the princess asked.
"Ne?" "Sen zenci misin?" diye sormuş.
"What?" he says, "You're black?"
Adam, "Nereye gidiyorsun?" diye sormuş.
The man asks, "Where are you going?"
Lenin adama : "Sakalını niye uzatıyorsun?" diye sormuş.
Lenin asks, "Why do you let your beard grow?"
Daha önce nerede çalıştın? " diye sormuş. Ufak tefek adam da :
"Where the hell have you ever worked before?"
Öğretmeni ona sperm yumurtayla karşılaşınca ne olur diye sormuş.
His teacher asked what happens after the sperm meets the egg.
"Seks hayatımı iyileştireceğine emin misin?" diye sormuş.
You sure, you sure they'll improve me sex life?
"Bana bir iyilik yapar mısın?" diye sormuş olsam neyse.
It's one thing if I asked you, "Could you do me a favour?"
"Neden?" diye sormuş, Çavuş.
"Why not?" Says the Sergeant.
Kadın hapı yutmuş ve'peki bu neydi'diye sormuş.
She asks what it is.
Kadın, öksürüğe karşı müshil mi, diye sormuş.
"A laxative for a cough?"
"Sen de kimsin?" diye sormuş Aytim, heyecanla.
"Who are you?" Yatim asked in surprise.
"Sizi oğlum mu soydu?" diye sormuş.
She says, "Did my son rob you?" The guy looks at the kid.
'diye sormuş adama.
'he asked the man.
Esnafız ya bizde, "Nasıl?" diye sormuş bulunduk.
Without thinking, I asked her how.
Adam kızın yanına gidip "neden ağlıyorsun?" diye sormuş. O da " Yirmi bir yaşındayım.
So he asks her why.
Akrep tilkiye sırtında beni taşıyarak karşıya geçirir misin diye sormuş.
He asked the fox to take him on his back across the river.
Kutsal İsa küçük trampetçi çocuğa "Bana bir şey aldın mı?" diye sormuş muydu?
Did Jesus ask the little drummer boy, "Did you get me anything?"
Andy, Bir hastanede 2 çocuk aynı odayı paylaşıyorlarmış sonra, biri diğerine sen neden buradasın diye sormuş çocuk cevap vermiş : sünnet oldum...
Andy, 2 boys are sharing in a hospital room so, one boy ask the other why did he stayed for so the boy says : circumcision..
Cin beyaz adama dönmüş ve "Dileğin nedir?" diye sormuş.
So the genie says to the white guy... "What's your one wish?"
Bir dalga ona'Neden bu kadar üzgünsün? 'diye sormuş.
And another wave says to him, "Why do you look so sad?"
Neyse biz de nasıl olmuş diye sormuş bulunduk.
I'm a tradesman. By habit I couldn't help asking how.
Oğlu, "Baba, niye şu ineklerden birini becermiyoruz?" diye sormuş.
The son says, "Dad, why don't we run down and fuck one of these cows?"
Fil kendini çok daha iyi hissetmiş, "Borcumu nasıI ödeyebilirim?" diye sormuş.
The elephant feels so much better. He says, "Thank you so much. How can I repay you?"
Sonra "Ne kadar çaldınız?" diye sormuş.
And he asked, "How much did you steal?"
Onu yıkamış. "Böyle mi seviyorsun?" diye sormuş.
He washed her. Asked her, "Is this how you like it?"
Sonra bir adam gelmiş ona yardıma ihtiyacın var mı, diye sormuş.
And this guy comes along and asks her if she needs some help.
Bay Stevenson sekiz yaşına geldiğinde bir başka çocuğa, Hurts Donut * sever misin ", diye sormuş.
When Mr. Stevenson was eight years oid, he asked another little boy... if he would llke a Hurts Donut.
Bir gün yeni gelen hemşireye Hurts Donut sever misin, diye sormuş.
One day he asked the new nurse if she would llke a Hurts Donut.
Sonrasında profesör öğrencilere, gorili gördünüz mü, diye sormuş. Yarısı "Hangi goril?" diye cevap vermiş.
Afterwards, the professor asked them if they noticed the gorilla. 50 % responded, "What gorilla?"
"Ne zaman başlamalıyım diye sormuş."
"'When shall I start? 'He asked.
Hemşire, "Peki niye şapka takıyor ve eldiven giyiyorsun" diye sormuş.
And the nurse says, "Well, what do you have on the hat and gloves for?"
Ona bekleyecek misin diye sormuş.
He asked her to wait for him.
Benim duyduğuma göre ise "ne zamandır onu beceriyorsun?" diye sormuş.
- We'll see you in class. I heard she said,'So how long you been fucking her?
Ardından adam : "Ne kadar yüksekteyiz?" diye sormuş.
So the radio's down. He says : "What's the ceiling?"
"Gökkuşağı nedir?" diye sormuş oğlan.
"What's the rainbow?" he asked.
Yedi mi? " diye sormuş. Çok fazla görünüyor, değil mi?
Seven times, it seems like a lot doesn't it?
"Korkuyor mu?" diye adam kendine sormuş.
"Is she afraid?" Thought the man of the maid.
"Korkuyor musun?" diye adam kıza sormuş.
"Are you afraid?" said the man to the maid.
Günün birinde lazım olur diye günah işlemenin diğer yollarının ne olduğunu sormuş.
One day she asked if there were other ways of sinning.
O da, "Nereye gitsin?" diye sormuş.
He asked her, "Where to?" "To his father and mother."
Haham SS askerine, "Onlarla konuşabilir miyim?" diye sormuş.
The guard said yes.
Sonra kıza gidip "Neden ağlıyorsun?" diye sormuş.
He says :
"Şimdi neden ağlıyorsun?" diye sormuş.
"What's the matter now?"
Her soruyu "evet" ya da "hayır" diye yanıtlıyorsun... ve bana bir tek soru bile sormuş değilsin.
You answer every question with "yes" or "no"... and you haven't asked me a single one.
diye sormuş.
"Why is the bride smiling?"