Diyorum ki traducir inglés
4,776 traducción paralela
Hayır, sadece diyorum ki, benden aldığın sonucu Mark Cross'dan almayı bekleme.
No, I'm just saying don't expect the same results from Mark Cross.
Yani diyorum ki.
So, what I'm saying is :
Diyorum ki günün sonunda yine evrende yalnız başımıza kalıyoruz.
I'm saying that at the end of the day, we're all just alone in the universe.
Sonuç olarak, daha ileri gidip, diyorum ki : Bu muhtemel, gerçi çok olası değil belki, sadece belki, bu gerçekten cinayet olabilir.
In conclusion, I'm gonna go ahead and say that it's possible, though not probable, that maybe, just maybe, this was, in fact, murder.
- Diyorum ki gideceksen durma hemen git!
I'm saying if you're going to leave, hurry up and do it!
Diyorum ki siktiğimin bir kuşu ön camımda intihar etti az önce.
I'm saying a fucking bird just committed suicide on my windshield!
Diyorum ki, şu, şu konuşmamız bana ilham verdi.
I'm just saying that... that the conversation inspired me.
Şunu diyorum ki, ben, benim sahip olduğum tek şey onun sözü, ve... alınma ama, bana en güvenilir kaynak olarak görünmüyor.
I mean, I... all I have is his word to go on, and... and no offense, but he doesn't present as the most trustworthy source.
Bak, sadece diyorum ki bu birbirine bağladığın olaylar,... tamamen alakasız olabilir.
Look, all I'm saying is that these events, which you are linking together, could be completely random.
Diyorum ki şu anda sen söyledikten sonra bile hâlâ haberim yok.
I'm saying, even now, after you told me I still haven't heard of it.
Diyorum ki, isteseler bunun için istemezlerdi.
I'm just saying if they did, it wouldn't be for that.
Diyorum ki birlikte bir tatile çıkalım.
You know, I was thinking. We should take a trip together.
Diyorum ki...
It means...
Evet, ben de diyorum ki eğer aşağıdan vurursam zaten bütün atışlarım isabetli olur.
Yeah, and I'm just saying if i served'em underhand, i could get every serve in.
- Ben de diyorum ki "verdiniz".
- Yes you did.
- Ben de diyorum ki "vermedim". - Ben de diyorum ki "verdiniz".
- No I didn't.
Diyorum ki cennete inmişiz.
I think we've landed in paradise.
- Evet, diyorum ki...
Yeah, so you see- -
Diyorum ki...
Look, I just mean...
Sadece diyorum ki sen... evet, enlisin.
I'm just saying that you're... yeah, you're broad.
Diyorum ki şimdi yarısını ver diğer yarısını borcu sıfırlanınca verirsin.
I say give him half now and the other half when that debt drops to zero.
Sadece diyorum ki ; fabrikada çalışmak yeteneklerine yazık etmen demek.
I still think that working in a factory is a waste of your talents.
Diyorum ki yapabiliriz.
I was just saying what we could do here.
Diyorum ki, toprak kimin hakkı?
I mean, who has the right to the land?
Diyorum ki anne, ikimiz için bir yer bulurum.
I mean it, Mam. I'll find a place for us both.
Diyorum ki, "Hakikat, üzerinde dikilebileceğin tek güvenli zemindir."
I'm saying, "Truth is the only safe ground to stand upon."
Diyorum ki önümüzdeki ay izin yapalım.
Hawkeye : Well, I say we take the next month off.
- Ne diyorsunuz? Diyorum ki İngiltere'de kimsenin Sırbistan'ı umursamadığı konusunda sizi sadece uyarıyorum.
I'm saying I'm just warning you that nobody in England much cares about Serbia.
- Ben diyorum ki sen benim eşim değilsin.
- I'm saying... you're not my husband anymore.
Diyorum ki, bu işin içinde olacaksan hazırlıklı olman lazım.
I'm just sayin', if you wanna be involved, you need to be prepared.
Ben diyorum ki, sizler suçlu değilsiniz!
I say you're not criminals!
Diyorum ki, maske taktılarsa ve mezarlıktan çıkarken de çıkarmadılarsa...
[camera shutter clicks] And, uh, I was thinking... If they were wearing masks and they still had them on
Ben diyorum ki, bu sene onlarla savaşalım.
I say this year, we fight back.
Bir noktadan sonra da diyorum ki...
And at some point, I would like to...
Diyorum ki bunu yapmanın daha iyi bir yolu olmalı!
I'm just saying that there's gotta be a different way, like, a better way!
- Diyorum ki evde Proctor Pro ile daha iyi gözlemeler yapıyorum.
- I'm saying that I make... that I make better waffles at home, with the Proctor Pro.
Diyorum ki, dünyada bunu yapabilecek herhangi bir laboratuvar varsa bu benim çalıştığım laboratuvardır.
I'm saying that if there is any lab on the planet that can, it's the one that I work for.
- Diyorum ki, bir şeyler değişiyor.
I'm saying that things change.
Diyorum ki, o ilgimi normal karşılardı ama onun haricinde hiç bir şey olmadı.
I'm saying that she welcomed the attention, but nothing happened. Nothing.
Evet ve şimdi de diyorum ki adamın hayatının ayrıntısına kadar in.
Yes, and now I am saying drill down into his life.
Yalnızca diyorum ki son zamanlarda başına çok şey geldi ve duyguların darmadağın oldu.
I'm just saying that you've been through a lot lately, and your emotions are all over the place.
Ben sadece diyorum ki daha önce onu hiç böyle uzaklaştırmamıştın.
I'm just saying you've never really closed him off like this before.
Şu kadarını söylemeliyim ki yağmurda çamurda sizin işi yapan birini ne zaman görsem kendime diyorum ki "Bu işi hayatta yapamazdım."
I gotta tell you, every time I see one of you standing out in the wind, and the rain, I think, "I couldn't do that."
Diyorum ki...
Well, I'm saying...
Diyorum ki belki de müdürün sekreterlerinden göt yalayan ve boyun masajı yapan başka birisi yedek jeneratörler için yakıt siparişi vermeyi hatırlardı.
I'm saying that maybe someone who came up a different path from Warden's secretary, who kissed ass and gave neck massages, might've remembered to order diesel for the backup genny.
Diyorum ki..
I'm saying...
Hayır yani diyorum ki buraya, bu hastaneye gelmeniz büyük cesaret yani. Bill'in yaşadığı fiyaskodan sonra.
I simply mean that it's very brave of you to come back here, this hospital, after that debacle with Bill.
- Ben de diyorum ki "vermedim"..
- Yes you did.
Samimiyetle diyorum ki, bugün,
Truly I say to you,...
- Diyorum ki sen haklıydın.
It means you were right.
Ben de diyorum ki :
Then I have to say, " No, no that's accurate,