Doughnut traducir inglés
1,051 traducción paralela
... şimdi haberi yok donutuna bahse girerim, bunu öğrendiğinde,... ki bunu benden öğrenecek işte o zaman kıyamet kopacak.
... nothing about this but you can bet a dollar to a doughnut that when he finds out, and he will find out'cause I'll tell him there'll be hell to pay.
İlk olarak ortaya bir dilim çörek koyarız.
we'll put a piece of doughnut... right in the middle.
Sonra siz....... Alf'in böcekten önce yemediğine emin olursunuz.
then, you guys... make sure alf doesn't get the doughnut before the roach.
Sanki bir çörekten bahsettin.
you mentioned something about a doughnut.
Gidip çörek siparişi vereceğim.
i'm going to call a doughnut place... that delivers.
Bir içki için, bir lokma yeyin.
Have a drink and a doughnut.
Efendim, reçelli çörek efendim!
Sir, a jelly doughnut, sir!
Öyleyse neden sandığına reçelli çörek sakladın?
Then why did you hide a jelly doughnut in your footlocker?
Ve bence ana kuzuları... bana bu reçelli çörek için borçlusunuz!
And the way I see it, ladies you owe me for one jelly doughnut!
Bu konu, tatlı çöreğin nasıl yeneceğidir.
And that's the correct way to eat a doughnut.
- Tatlı çörek...
- A doughnut -
Ehliyetime şekerli çöreği iliştiriyorum ve sana doğru kaydırıyorum...
Suppose I tape a doughnut to my driver's license and slip it to you...
Bana geri veriyorsun, ve çörek, gizemli bir şekilde... kayboluyor.
You give it back, and the doughnut just mysteriously... disappears?
Ha bu arada Al ısmarladığın lastik don, dün geldi.
Oh, by the way, Al, that little rubber doughnut you ordered came in yesterday.
Bir erkek, bu çörek gibi şiştir.
A GUY IS A LUMP LIKE THIS DOUGHNUT.
Bir çörek ister misin?
Would you like a doughnut?
Büyük sikik bir donut deliği gibi, 16.
A big fucking doughnut hole for 16.
Jölesiz kek isteyen varsa hazır.
If anyone wants a doughnut without jelly, they're ready.
Kahve... ve bir donut, lütfen
Coffee... and a doughnut, please
- Çörek isteyen var mı?
SUGAR : Any of you guys want a doughnut?
Bak çöreğin yüzünden ne oldu gerzek!
MOUSE : You squirted me with your doughnut, moron!
Hem de mükemmel sağlıklı bir yemek Hamburger, patates, kahve ve doughnut.
I'll get you something healthy, from all food groups : hamburger, French fries, coffee and donuts.
Çörek dükkanı açmak için yaklaşık $ 20,000 daha lazım.
We're gonna need about $ 20,000 for that doughnut shop.
Köftenin ortasındaki deliğe bak.
See that doughnut hole in the patty?
Çörekçi fabrikasındaki polis gibi.
Like a cop in a doughnut factory.
- Kentte poğaça filan yerim.
- No, I'll catch a doughnut downtown.
Sabahları soğuk bir çörek yerdim sınıfın en arkasına oturup uyurdum.
And in the morning, I'd eat a cold doughnut and find a seat in the last row of the classroom and slide down on my tail bone and just sleep.
- Bana bir donut ver.
- Give me a doughnut.
Bırak da bayat donatımı huzur içinde yiyebileyim.
Let me eat my stale doughnut in peace, please.
Mike, ufaklığa tatlısını ver.
Mike, give the Kid a doughnut.
- Bu şekerlerin içinde jöleli yok.
- There's no jelly in that doughnut.
- Tracy şeker ister misin?
- Tracy. Want a doughnut?
Kaptan Çatırtı ve onun tatlı tayfası burada.
Captain Crunch and that doughnut crew is here.
Muhtemelen de görmeyeceksin,... sizin bölgedeki çörekçiler aceleci davranıp kod 17'yi çağırmadıkça.
You probably won't, unless there was a sudden rash of Code 17 s... at all the doughnut shops in your sector.
Bir çörek al. - Hayır.
Have a doughnut.
Çörek alır mısın? - Hayır, teşekkürler.
- How about a doughnut?
Çörek yemek için acıkmak mı gerekiyor?
- You have to be hungry to eat a doughnut? - You don't?
- Hiç olmazsa bir çörek al.
- At least have a doughnut. - Stuff it!
- Sana bir çörek ısmarlarım.
- I'll buy you a doughnut. - I'm not hungry.
- Aç değilim. Ne zamandan beri çörek yemek için acıkmak gerekiyor?
Since when do you have to be hungry to have a doughnut?
Bir çörek alır mısınız Bayan Sullivan?
Would you care for a doughnut, Mrs. Sullivan?
-... ayinine uymalıyız.
- Traditional pre-fight doughnut.
"Savaş öncesi çörek" mi?
Pre-fight doughnut?
Sonra da ülkedeki bütün hamile kadınları toplar bir tatlı çörek kamyonuna doldurur....... konvoy halindeBosie'ye gönderir ve nasıl olsa aldıran olmayacağından eyaletin adını değiştirip "Hamil-ado" yapardım.
Then I'd get every pregnant woman in the country I'd stick them into a doughnut truck and I'd convoy them to Boise. Since nobody cares anything about Idaho I'd change the name to "Pregnaho."
Annemi bir tatlı çörek komasına soktuktan ve uyanırsa diye puding tuzakları kurduktan sonra bebeği resmen yuhaladık, ve toplantıya başladık.
" After feeding Mom into a doughnut coma and setting pudding traps, should she awaken we officially booed the baby and began the meeting.
Gerçekten, baktım ve orada kahvesini içip çöreğini yiyordu.
You know, I looked in there and there he was having coffee and a doughnut.
Eğer Joe DiMaggio çörek isterse, güzel bir restorana gider.
If Joe DiMaggio wants a doughnut, he goes to a fancy restaurant.
Neden o da herkes gibi çörek yiyemesin ki?
Why can't he have a doughnut like everybody else?
Çörek yiyebilir, ama bir Dinky çöreği değil.
He can have a doughnut, but not a Dinky.
DiMaggio'yu bugün çörek dükkanında tekrar gördüm.
I saw DiMaggio in the doughnut shop again.
Hey, Homer... çöreğini sakladık.
Hey, Homer... we saved you a doughnut.