English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ D ] / Düşünmüyorum

Düşünmüyorum traducir inglés

9,240 traducción paralela
Bunun hiç de iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Not certain this was a good idea. I really am not.
Ve ben de yapmayı düşünmüyorum.
And I'm not looking to give it.
Sigara içtiğini bile düşünmüyorum.
I don't even think he smoked.
Bunun mümkün olmadığını biliyorum ama yalnız olduğumuzu düşünmüyorum.
I know it's not possible, but I don't think we're alone.
- Ne, o konseri düzenledim diye, düşünmüyorum mu sanıyorsun?
- What, you think I don't,'cause I threw that little concert?
Asla gitmeyi düşünmüyorum.
I never planned to leave.
Hayır, hepimizin ölmesi gerektiğini düşünmüyorum.
No, I don't think we were all meant to die.
Öyle düşünmüyorum.
Not like that.
Ama onu babasının kaçırdığını düşünmüyorum.
Yeah. But I don't think it was his father that broke him out.
- Çok naziksiniz efendim ama uygun olduğunu düşünmüyorum.
- That's very kind of you, sir, but I don't think it's appropriate.
- Ben öyle düşünmüyorum.
- I don't think so.
- Size karşı kötü şeyler düşünmüyorum.
I have no ill intentions toward you.
Gerçek bir polis olarak, gerçekten onun yaptığını düşünmüyorum.
- But as a cop, I really don't think that she did it.
- Onun dondurma olduğunu düşünmüyorum.
- I don't even think it's ice cream.
Bu ürüne hiç gerek olduğunu düşünmüyorum.
I just don't see any need for it at all.
Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
I don't think that's a good idea.
İyi ve kötü senin o zamnki düşüncendir. çünkü X miktar zaman önce, bunun kesinlikle kötü bi'şey olduğunu sanıyordum, şimdi kötü olduğunu düşünmüyorum.
Good and bad is what your opinion is at the moment because X amount of time ago,
Bunun uygun olduğunu düşünmüyorum.
I don't think that's appropriate.
Ve esasen senin de benimle dövüşmek istediğini düşünmüyorum.
I don't want to fight you, and deep down, I don't think you want to fight me either.
Bu adamın yakın zamanda birinin beyinini çıkardığını düşünmüyorum.
I don't think that man's bludgeoned anyone recently.
Tesadüf olduğunun düşünmüyorum.
This may not be here by coincidence.
- Şu anda kendimi düşünmüyorum.
I don't care about me.
Ben de yapabileceğimi düşünmüyorum.
I don't think I can do it, either!
Karşınızda olmadığımda sizi tek bir kere dahi düşünmüyorum.
When I'm not in your presence, I don't give you a moment's thought.
Akşam yatağa girdiğimde bunları düşünmüyorum.
That is not what I dreamed about when I was in bed at night.
Hiromitsu-kun hakkında gerçekten öyle düşünmüyorum...
I don't really think that way about Hiromitsu-kun...
Evet, tekrar sahalara dönmek güzeldi ama herhangi bir şey ifade ettiğini düşünmüyorum.
Mmm. Yes. It was nice to dip my toe back in the dating pool, but I don't think it's gonna amount to anything.
Hayır, bok gibi olduklarını düşünmüyorum.
No, I do not think they are shit.
Kimseyle çıkmadığın için bu konuda konuşacak halin olduğunu düşünmüyorum.
I don't think you have any room to talk since you have practically no dating experience.
- Hiç de öyle düşünmüyorum.
- That's not what I think.
Hayır, o adı bilmem ne olan kızı düşünmüyorum.
No, I'm not thinking about what's-her-name at all.
Niyetinizin o adamları terk etmek olduğunu düşünmüyorum, efendim.
I cannot imagine your intention is to abandon those men, sir.
Aslında ben öyle düşünmüyorum.
Actually, I beg to differ.
Annene pek iyi davrandığımı düşünmüyorum, Rachel.
I don't think I treated your mum very well, Rachel.
Annenden aldığını düşünmüyorum.
I don't think you get it from your mother.
Ama artık onu düşünmüyorum.
But now I'm not even thinking about her.
- Ben öyle düşünmüyorum.
I don't think like that.
Ben hapishaneyi düşünmüyorum.
I don't think about the prison.
Zaten, ödevden başka bir şey yapmayı düşünmüyorum.
I'll be sure to do some rigorous stretching before I tackle my homework.
- Ben hiç öyle düşünmüyorum.
I disagree.
Fakat kızımı ya da büroyu arayacak kadar büyük bir şey olduğunu da düşünmüyorum.
But it's nothing I wanted my daughter or anybody down at the Bureau to make a big deal about, either.
- Ben öyle düşünmüyorum gerçi.
I'm not one of them.
Branch'in intihar ettiğini düşünmüyorum.
I don't think Branch killed himself.
Hayır, ben öyle düşünmüyorum.
No, I don't think so.
Ben bunu internete yüklemeyi düşünmüyorum.
I didn't forward it or think of uploading it on the net.
Ben yanlış birşey yaptığımızı düşünmüyorum.
I don't think, we've done anything wrong.
Ben öyle düşünmüyorum.
Ifs good of you to feel that way.
Ama aslında öyle düşünmüyorum.
Except I don't.
İyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum majesteleri.
I don't think this is a good idea, Your Grace.
Hayir, hiç de "yağlarını eritmek için" iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyorum.
Yes, and thanks for watching a.J., I- - [sighs] no, as a matter of fact, I don't think it's a good opportunity to quote, "work some of that fat off her," unquote.
- Hayır düşünmüyorum.
No, I don't.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]