Düşünsene traducir inglés
4,167 traducción paralela
- Düşünsene.
Well, think about it.
- Yok, hayır. Bir düşünsene.
No, no, no, no.
Büyük denizde küçük balık olursun ama terfi şansını bir düşünsene Carter, bir de maaşını.
I mean, yeah, small fish in a big pond, but think of the prospects, Carter, and the money.
- Düşünsene.
- Think about it.
Düşünsene.
I mean, just think about it...
İnsanları nasıl işleteceğimizi düşünsene.
And just think of the prank calls.
Bir düşünsene.
Think about it.
Düşünsene.
Imagine that.
Bu isimle başıma gelenleri düşünsene.
Imagine me trying to explain that name.
O adamın gerçekten Drakula ile konuştuğunu düşünsene.
Imagine if that guy knew he was talking to the real Drac.
Yaratacağı şok etkisini düşünsene.
Just think of the shock value.
Norman rolüne getirebileceği dualiteyi düşünsene.
Think of the duality he could bring to the role of Norman.
Kazanırsa, payı düşünsene
If she wins, imagine the payout.
Düşünsene, eski kasabaya dönüp birkaç bira yuvarlasak...
Think about it, go back to the old town, sink a few pints...
Düşünsene.
Think about it. They... it's...
Silah sınıfı plutonyum çekirdekli 10 tanesinin ne yapacağını düşünsene.
Imagine what 10 of them will do, with a core of weapons-grade plutonium.
Arabanın lastiği patladığında onu vurman gerektiğini düşünsene.
Can you imagine if you had to shoot your car every time you got a flat.
Düşünsene, şu küçücük parçanın enerjisi ülkenin tüm doğu yakasının bir aylık enerjisini karşılayabilir.
Just think... the potential energy stored in this one tiny piece... could power the entire East coast for a month.
Düşünsene abi. Adamlar stres yapmıyor, hiç sorumlulukları yok.
Think about it, man, they got no stress.
- Evet bir düşünsene.
Yeah, think about it.
Düşünsene ne tuhaf gelirdi bu garip, yamuk yumuk organizmayı görmek.
It'd be this really weird, gangly... awkward organism.
Şunu bir düşünsene, mesela kıç deliğinin koltuk altında olduğunu.
I'm just saying, for example, like... what if your butthole was in your armpit?
Yani insanlar seni, muzlu sütlerine karıştırıp içebilecekler bir düşünsene, seni artık diledikleri şekilde tahayyül edecekler.
And people can... can drink you, in their milkshake, and imagine you the way that they like.
Düşünsene annem gerçekten bunu mu isterdi?
You really think this is what Mom would want?
Düşünsene mastürbasyon yaparken buradaki ışıklar daha da parıldıyor.
You'd think masturbating powered the lights around here.
Bir düşünsene, yani...
Think about it, I mean...
Buradan tüysek iyi olur, belki! - Bunu izlemek oldukça sıradışı, düşünsene!
It is a pretty unusual thing to be watching, when you think about it.
Burayı nereden biliyorum bir düşünsene?
how do you think I knew about this place?
Çocuklarımın burada olduğunu düşünsene, bir de seninkiler.
Think about my kids being here. Plus yours.
Düşünsene, ilk başlarda bu fikir bile dudaklarını uçuklatıyordu.
You can imagine that first... the idea freaked her out.
Bunun etkilerini düşünsene.
Think of the impact this could have.
Burada yaşamak zorunda olduğunu düşünsene.
Just imagine if you had to live in here.
Bir saniyeliğine bir düşünsene.
Just think about this for a second.
Yani düşünsene, bu 8 yaşına kadar bağlamayı bilmediği için ayakkabılarının topuğuna basarak giyen şaşkın kardeşim.
I mean, This is the same spice that wore Velcro on his shoes untill he's 8 years old because he couldn't tie his own laces.
Kendini asan insanları bir düşünsene.
Think about all the people in the world that hang themselves.
Yani, bir düşünsene, ya büyük bir sorunumuz olsaydı ve sadece ben yardım edebilseydim, ne yapardın?
What do you mean? I mean, think about it, what if there was a major problem.. ... and, only I could help you out.
Düşünsene.
Think about it.
Bir düşünsene. Kaç yaşındasın?
Think about it.
Yani, düşünsene.
I mean, think about it.
Bir düşünsene. Sende ki o gizli formül ve bendeki inanılmaz büyüyle yapamayacağız hemen hemen hiçbir şey yok.
And just think, with your secret formula and my incredible magic, there's absolutely nothing that we cannot do.
Evet, ne kadar eğleniriz bir düşünsene, Şirine.
Yeah. Think of all the fun we could have, Smurfette.
Bununla ne kadar iyi şeyler yapabileceğimizi bir düşünsene. Hayır.
Imagine the good that we can do with this.
Bir düşünsene.
Katrine, you shouldn't do it.
Düşünsene Dee, kimse seninle dalga geçmedi!
And think about this, Dee. You didn't even gag once.
Düşünsene onun için kolaylığı, önce Londra sonra Ballymena.
Well, I imagine it's a little easier for him in London than Ballymena.
Düşünsene eskiden sarhoşları kamyonetin arkasına atıyordu.
To think she used to throw pissheads in the back of the van.
Düşünsene, ben 40 olunca sen 21 yaşında olacaksın.
Think about it... when I'm 40, you will be 21.
Düşünsene. Dünyanın yarısını dolaşacaksın, madenci şehri kurup yöneteceksin. Dünyanın derinliklerini keşfedeceksin.
Just think, travelling halfway across the world, building and running a mining town, exploring the depth of the earth.
Denizlere açıldığını düşünsene.
Imagine sailing the seas.
Düşünsene, Govi...
Think about it, Govi...
Düşünsene.
Just think...
düşündüm 122
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129
düşünceli 20
düşünme 63
düşünürüm 38
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmeliyim 39
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünüyordum 129