Dına traducir inglés
33,263 traducción paralela
Kaçmak yerine, otelin dışına yürümenin hayalini kuruyorsun.
You're fantasizing about walking out of the hotel, Running away, instead of just doing it.
Raines seni, D Kısmına götürecek.
Raines will take you to area D.
Eşim onur madalyasına saygılıdır.
My husband respected the Medal of Honor.
Olamaz, onları alacağına ve kazanacağına dair kafamda zerre şüphe yok.
Oh, no, not a doubt in my mind she'd take them and she'd win.
"İki insan birbirini severse, onları ayıran neden çok önemli önemli olmalıdır, sebep önemsizse aşklarına güvenleri az demektir" derdi.
She would say that if two people love each other, then the obstacles which keep them apart must be substantial, else they lack the courage of their convictions.
Basına gönderilen bildiride, kendini "Los Pepes" olarak tanıtan, akronimi "Pablo Escobar'ın Zulmettiği İnsanlar" olan bir grup ya da "Pablo Escobar'ın Zulmettiği İnsanlar" olarak tanınan yasa dışı örgüt üyeleri uyuşturucu kralıyla ilişkisi olanlara savaş açtı.
In a letter sent to the media, a group that identifies itself as "Los Pepes," an acronym for "People Persecuted by Pablo Escobar." ... or "People Persecuted by Pablo Escobar,"
Kimse içine girmez, dışına çıkmaz.
No one walks in or out.
Gün gelecek, içinin güzelliği dışına da vuracaktı.
Someday her beauty on the outside would match her beauty within.
Bizimle işbirliği yaparsa, onu ülke dışına çıkarabilir miyiz?
If he comes through for us, you think we can get him out of the country?
Bu yetkiye sahip olsan iyi olur çünkü ailem ülke dışına çıkmadan teslim olmayı aklımın ucundan bile geçirmeyeceğim.
You better find that kind of power, because I won't even discuss surrender until my family is out of the country.
Şu an en önemli şey Tata ve çocukları ülke dışına çıkarmak.
The only thing that matters now is getting Tata and the children out of the country.
464 sefer sayılı Washington yolcularının 2. çıkış kapısına gelmesi rica olunur.
We will now start boarding Flight 464 to Washington, D.C. at Gate Two.
Mülakata ve müfredat dışı ilgi alanlarına daha çok önem veren okullar da var. Ama sınavdan en az % 90 başarıyla geçmediğin müddetçe seni kaale bile almazlar. O yüzden puanını yükseltmelisin.
Now, there are some schools that put more weight on the interview and your extracurricular, but most of these schools won't even consider you if you are not testing in at least the top 90 %, so you need to get these scores up.
Aslına bakarsan, biraz daha buralarda takılayım diyordum.
In fact, I was thinking that I'd stick around for a little while.
Dış hattaki onca kaynaklarına rağmen orada olduğunuzdan bihaber olurlar.
And with all of their resources at the perimeter they'll never know you're there.
Her zaman bulunması gerekenler bunlar, misafiriniz bile gelse, alıştığınızın dışına çıkmayın, anlaşıldı mı?
And that's what it's always gotta be, even when the guest comes, don't change your habits one bit, ok?
Ayağımın altına dolaşan herkesi öldürürdüm.
I'd have killed anyone who got in the way.
Piscinola, Napoli Ponticelli ya da merkezden gelip her şeyi alırlardı, Bunun olmasına izin veremezdim.
They'd have come from Piscinola, Ponticelli or center of Naples and taken everything, I couldn't let that happen.
O nereden aklına geldi?
Where'd you get that?
Sana beş dakika mühlet vereceğim, sırf benim tanıdığım eski Bob Lee'nin hatırına.
I'll give you a five-minute head-start out of respect for the Bob Lee I used to know.
Bu da onu lig dışına çıkarıyor.
That makes him way out of our league.
Başkan Jin yakalandıktan sonra sen saklanacaksın, benim cezam ertelenecek. Sonra parayı alıp yurt dışına kaçacağız.
After Chairman Jin is arrested, you're in hiding, and my sentence is suspended, then we take out the money and go abroad.
Böylece plana uygun olarak gizlice yurt dışına gideceksin.
Then, according to plan, you just go abroad secretly.
Dışarıdakilerin sana inandığına emin misin? - Ne?
Are you sure the people out there will believe you?
Yurt dışına aktardığı miktar 2 milyar dolar yerel olarak saklı tuttuğu ise 1 milyar dolar.
He has transferred $ 2 billion overseas. He has $ 1 billion hidden locally.
Kolayca gizlenmeyen taşınmaz mallar ve para da yurt dışına transfer edilirdi.
Real estate and money that couldn't be hidden easily were transferred abroad.
Seni işten atmalarına sebep olacak kadar görevi kötüye kullanmışsın ama sessizce ayrılmana izin vermişler.
You'd racked up enough misconducts to be let go for cause, but they let you leave quiet.
Onun yanına oturmayı sevdiğinden eminim.
I'm sure you'd love to sit next to him.
Sonra Zeke, şimdiye kadar tanıdığım en salak piç "Frito Bandito" gibi ispanyonları uzak tutmak için Meksika sınırına duvar inşa etme konusunda konuşmaya başlar.
So then Zeke, who's the stupidest fuck I've ever met, starts talking about building borders with Mexico to keep out spics like "Frito Bandito."
Şehrin dışına çıkmalıyız.
We gotta get out of the city.
Ted'e, beni içeri almasına izin vermeyeceğini düşündüğüm için söylemedim. Eğer benim bir yolculuk yapacağımı bilseydi.
I didn't tell Ted'cause i didn't think he'd let me in if he knew I had a ride.
Frank, bu şekilde dışarı çıkmasına izin mi vereceksin?
Frank, are you gonna let her go out like that?
Onların bir beyzbol takımına sponsor olduğunu biliyorum bizim başlamaya çalıştığımız.
I know they'd sponsor the softball team we've been trying to start.
Burada karşılaşacağımız kimin aklına gelirdi...
Who would have thought we'd run into each other here,
Luke ve ben hep biliyorduk. Meclis turlarına hangisi olduğunu bulmak için katılıyorduk.
We'd go on mall tours and try to figure out which guide it was.
Zamanın ve mekânın dışına çıkmıştım.
I was out of space and time.
Sadece cüzdanlarına zarar vermiş olurlar.
They'd just hurt their wallets.
Gerçek bir Mısır piramidini sahte bir Amerikan piramidinin içinde aramak kimin aklına gelirdi ki?
I mean, who'd ever think to look for a real Egyptian pyramid under a fake American one?
Daha önce Seattle'ın dışına bile çıkmamıştım.
I mean, I've never even been out of Seattle before, and there was me, swimming on Mt.
Bakın, yapılacak en adil şey her birimizin sırayla aracına takılmasıdır.
Look, the fair thing to do is for each of us to put it on our truck and take turns carrying it.
Hiç aklına gelir miydi, 7 yıl yattıktan sonra seni bir köpek gibi öldüreceğim?
Ever think I'd kill you like a dog after seven years?
İzin verirsen, işe yarayıp yaramadığına bamak istiyorum.
With your permission, I'd like to see if it works or not.
Buradan girip diğer tarafta Socorro'nun hemen dışına çıkacaksın.
You take that, you come out on the other end just outside of Socorro.
Profilde aklına yatmayan bir şey varsa ne olduğunu bilmek isterim.
If there's something in this profile that you're not agreeing with, I'd like to know what it is.
Kaçtın mı, şehir dışına mı çıktın hiç haberim olmadı.
I didn't know if you ran, if you left town.
Bu ofiste farkına varman gereken bir şey var ki o da burası dışında başka hiçbir yerde gerçek kaybını benimle paylaşmak zorunda değilsin.
So, there's one thing you must recognize... Here in this office, if nowhere else... That you will have to share with me that you're loss is real.
Tekrar bunu yapmaya çalıştığına...
I can't believe you'd try to take another...
Ama, bir kez bile işleri batırdıysanız bana saldırmadan önce... bir dakikalığına da olsa durup düşünün ya da dışarıda kim kötü zaman geçiriyorsa.
But if you've ever screwed up, maybe stop and think for a minute before you attack me or anyone else out there who's having a bad time.
Benziyor evet. Ve kanun dışı yürütüyorlar devlet ajanlarının arasına sızıyorlar.
Similar, yes, and they operate outside the law, infiltrate government agencies.
Virüsün şehrin dışına çıkmasına müsade edemeyiz.
We can't let that virus leave the city.
Küçükken yatağımdan kalkar kapına gelirdim ve içeri bakardım.
Like, little, little. I'd, um... get out of bed and come to your door and look inside.