Elbet traducir inglés
1,550 traducción paralela
Walt, elbet bir yol bulunur.
Walt, there's always a way.
elbet de gelecek. hala sosyal demokrasiyle yaşıyoruz değil mi?
Of course it will. It's still a social democracy, isn't it?
Elbet iyileşir.
That'll change.
İstedikten sonra vurursun elbet.
You can shoot me if you want.
Noel günü Buckingham Sarayı üzerinde uçan kopya Titanik hariç elbet.
Well, apart from that replica of the Titanic flying over Buckingham Palace on Christmas Day.
Benim elbet.
Me, yes. Good.
Elbet ağlarsınız şimdi. Duyuyorum içimde yüreklerinizin nasıl yandığını.
O, now you weep, and I perceive you feel the dint of pity.
Eğer almak istemezsen, elbet birisi alır.
If you don't take it, someone else will.
Her vakit de ki, - Bizler gezginleriyiz sevda yolunun,... yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince,
Always say, we are traveling the love lane down the road we will meet again
Raj, Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince
Rai, we are traveling the love lane, Down the road we will meet again
Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince
We are traveling the love lane, Down the road we will meet again
Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince....
We are traveling the love lane, down the road we will meet again...
Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince
We are traveling the love lane, down the road we will meet again.
Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince.
We are traveling the love lane, Down the road we will meet again.
Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince.
We are traveling the love lane, down the road we will meet again.
Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince.
Down the road we'll meet again
Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince
Down the road we'll meet again
Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince
We are traveling the love lane, Down the road we will meet again.
Diyorsun ki eğer Raj'ı severse Taani, Suri'yi tamamen unutur ve Taani, Suri'ye aşık olmazsa Suri'nin söyleyebileceği tek şey kalır Bizler gezginleriyiz sevda yolunun, Yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince.
You are thinking what if while loving Raj Taani completely forgets Suri what if she never falls in love with Suri what if in the end Suri is left saying we are traveling the love lane, Down the road we will meet again.
Kabullenmez ise bizler gezginleriyiz sevda yolunun, yeniden buluşuruz elbet, zamanı gelince.
Otherwise we are traveling the love lane down the road we will meet again
Elbet yardım edecek birisi çıkar.
Somebody will help us.
Vardır elbet.
Sure there is.
Takdir ediyorum elbet.
I admire them.
Bayan Noble bir şey bulmadıysa elbet.
Unless Miss Noble's found something.
Elbet bir gün yine görüşeceğiz.
- I am sure I'll see Thomas again.
Tüm bir öğünü üstlenmeni istemezdik elbet.
Well, we wouldn't want you to commit to a whole meal.
Bir çıkış bulacağız elbet.
So we're gonna find a way.
Bu züppe orospuyu elbet buluruz, bir yere kaçmaz.
We`ll find that dandy freebee. She won`t escape.
Her köyün, bir delisi vardır elbet!
There's one in every crowd.
Elbet bulunacaktı.
It's bound to be discovered.
Endişelenme, elbet birgün sana hediye alır.
Don't worry, He'll buy you presents one day.
Bazen olabiliyor elbet, ama... Ama zaman ilerledikçe aynı hazzı ve şevki bulamıyorum.
Occasionally, of course, but oh, I find not with the same gusto and verve as in days gone by
Her konuda yardımcı olmak isterim elbet, ama, bu durum biraz fazla resmi olmaya başladı.
Hey, I want to be cooperative here and everything, but, uh, you know, seems to be a little bit intrusive.
Ben de, yanıtladım elbet
* I, of course, replied *
Ben de, yanıtladım elbet
* I, of course, replied... *
Hayırlı işten hayır gelir elbet. Sen canını sıkma.
This good deed will bring us good luck.
Bir zaman Lordunun yaşadığı onca şey ve kaybettikleri yanında, elbet kötü rüyalar görecektir.
With all the things a Time Lord has seen, everything he's lost, he may surely have bad dreams.
Geri kalan işler elbet yoluna girer.
The rest falls into place around that.
Kanser hakkında yalan söylediğini elbet bir gün herkes anlayacak.
Everyone's gonna find out you're lying about having cancer.
Orada elbet birini bulursun.
You'll find someone there.
Ben sadece bir fırıncıyım, hayatım boyunca hep bir köle oldum ancak elbet bir gün özgür olacağım.
I'm just a baker, I've been a slave all my life, but someday I'll be free.
Bir şeyler bu kadar acı verdiğinde, elbet bir nedeni vardır.
When something hurts this much, there must be a reason.
Elbet birisi suçlanacaktır.
There must be someone to blame.
Bir bildiği vardı elbet.
He must have known something.
Elbet birileri gelir.
Somebody will come.
Elbet aralarında müzisyen de vardır.
There must be some musicians among them.
Sana dersini vereceğim elbet!
Well, I'll be learning you!
Pek çok şeyden suçlusun elbet.
Oh, you're guilty of a lot.
Elbet bir gün Stephen düşecek.
One day, Stephen's going to fall.
Zilong, elbet bir gün, seni elime geçireceğim.
Zilong One day, you will be captured by me
- Elbet bir şekilde öğrenecekti.
- She was gonna find out at some point.
elbette 13408
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette canım 17
elbette var 142
elbette ki 133
elbette benim 21
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette öylesin 20
elbette canım 17