Elbette tatlım traducir inglés
286 traducción paralela
- Elbette tatlım.
- Surely, dear.
- Elbette tatlım.
- Sure, honey.
Elbette tatlım, ama...
I'm sure you have, dear, but....
- Elbette tatlım.
- Sure thing, baby.
- Elbette tatlım.
- Of course, dearie.
Elbette tatlım.
Of course i shall, darling.
Elbette tatlım.
Why, certainly, my dear.
- Elbette tatlım.
- Of course, dear.
Elbette tatlım, biliyorum.
Of course, darling. I understand that.
- Evet, elbette tatlım.
Yes, of course, dear.
- Elbette tatlım.
- No, honey, I don't mind.
- Elbette tatlım.
- Sure, sweetie.
Elbette tatlım.
Yes, dear.
Elbette tatlım.
Of course, my dear.
- Evet, evet elbette tatlım.
- Yes, yes, of course, my love.
- Elbette tatlım.
- Certainly, dear.
Elbette tatlım.
Oh, sure, honey.
Elbette tatlım.
Of course, darling.
- Elbette tatlım.
- Of course, my sweet
Elbette tatlım.
Why, sure, hon.
Elbette tatlım, buyur.
Sure, honey, go ahead.
- Elbette tatlım. - Biraz müzik çalabiliriz.
Sure, honey.
Elbette ki, tatlım.
Quite right, my dear.
Yapma tatlım, elbette savaş olacak!
- Of course there'll be a war.
Elbette öylesin tatlım ama dinle beni bu İspanyol Kayası'ndaki tek genç kız sen olacaksın.
Of course you are, dear, but you see... you'll be the only young girl at Spanish Bit.
Hayır, tatlım, elbette hayır.
No, dear, of course not.
- Zamanın olduğunda bana yazarsın herhalde? - Elbette yazarım, tatlım.
You will write, of course, when you can?
Elbette paylaşıyoruz tatlım, eskisinden daha çok hem de.
Sure we do, honey, more than ever actually.
Elbette ediyorsun, tatlım.
Course you do, honey.
Elbette, tatlım.
Of course, my dear.
Elbette, tatlım, istediğini getir.
But of course, my darling, bring anyone you want.
Andre, tatlım, elbette arkadaşını kabul etmek isteriz, fakat biraz sıkıntı duyacağımızı düşünmüyor musun?
André, my darling, of course we'd love to have your friend, but don't you think he will feel a little awkward?
- Elbette, tatlım.
- Of course, honey.
Elbette, tatlım.
Of course, dear.
Oh, elbette, tatlım.
Oh, of course, dear.
Elbette doktor olacaksın tatlım.
Well, of course you're gonna be a doctor, honey.
Elbette mümkün, ama burada değil tatlım.
But not here.
- Tatlım, 100 frank alabilir miyim? - Oh, elbette.
- Darling, can I have 100 francs?
Affedersin. Affedersin, tatlım. Elbette.
Excuse me Excuse me, dear Surely
Aha, elbette bilirsin tatlım.
Oh, sure you do, honey.
Evet, tatlım, elbette.
Yes, dear, you do.
Elbette tatlım. Haydi.
Go ahead.
Elbette, tatlım.
Of course, darling.
Haklısın, tatlım, elbette.
You're right, my dear, of course.
Evet, elbette, tatlılarım.
Yes, of course, darlings.
Elbette, tatlım.
You bet, honey.
elbette, tatlım.
Sure, sweetheart.
- Elbette. - Tatlım, birkaç broşür getirir misin?
Honey, bring some brochures!
Elbette, tatlım.
Sure, honey.
Elbette ki, kocanı görebilirsin tatlım.
Of course you may see your husband, my dear.
Ve Peg, tatlım o elektrikli aletler epeyce para eder. Peki o epeyce paralar plastik miydi, Peg? Elbette öyleydi, Al.
And Peg, sweetie, those power tools that cost a pretty penny, was that pretty penny plastic, Peg?
tatlım 9499
tatlim 61
tatlım benim 20
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
tatlim 61
tatlım benim 20
elbette 13408
elbet 35
elbette var 142
elbette ki 133
elbette istiyorum 43
elbette seviyorum 29
elbette benim 21
elbette yok 101
elbette iyiyim 21
elbette isterim 24
elbette öylesin 20
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette eminim 36
elbette doktor 21
elbette iyiyim 21
elbette isterim 24
elbette öylesin 20
elbette biliyorsun 19
elbette biliyorum 55
elbette canım 17
elbette efendim 146
elbette eminim 36
elbette doktor 21