Evini traducir inglés
6,795 traducción paralela
Ama birilerinin evini saatlerce izleyen bir İHA'yı görürsün.
But you'll have a drone that's just following somebody's house for hours and hours.
Evini didik didik ettik.
We tore apart her house.
Korsanlıklarını planladıkları sırada onun evini kullanırlarken.
While they used his apartment while planning their hijacking. Thanks, Duck.
Evet, ve eniştenin lejyoner hastalığı var ve evini su bastı ve bende kızı bulmaya hiç yaklaşmadım.
Yes, and your brother-in-law had legionnaires disease, and your house was flooded, and I'm still no closer to finding the girl.
Ninja A-Bomb denyonun birinin evini tuvalet kağıdı kaplamak için sabırsızlanıyor.
Ninja a-bomb can't wait To tp some jerk's house.
Evini, işini, parasını kaybetti, adresi falan da yok.
He lost his house, no new address, job, bank account.
Çünkü bugün evini kaybettin ve iyi görünmüyorsun.
Because you just lost your home today and you don't seem okay.
Gözlerini kapat evini ve aileni düşün.
Don't think that. Just close your eyes... And think of the family, of the house...
Min-Yung kaybolduğu gün onun evini temizliyormuş.
Min-Yung was cleaning his house the day she disappeared.
Babamın evini pansiyona dönüştürdü.
She turned my dad's place into a flophouse.
Polis evini gözlüyor.
HPD's sitting on her house now.
O baba figürüydü, aile reisiydi, akıl hocasıydı. Kardeşlere evini açtı.
He was the father figure, he was the patriarch, he was the oracle, he was the Yoda, he was home to these guys.
Soğuk bastırmadan yazlık evini ziyaret edecek misin?
Will you visit your summer home before the chill?
Bu yüzden mi evini süslemedin? Noel'i babanla mı geçireceksin?
Oh, is that why your house isn't decorated,'cause you're gonna spend Christmas with your dad?
- O.Y.İ. şu an evini inceliyor.
CSU's processing the house now.
Orkestrada 8 kişi vardı ve yedisi evini kaybetmişti.
There's eight guys in the band. Seven of them lost their houses.
Polisler evini aramak için yoldalar ve Nick telefonunun yerini tespit etti.
Officers are headed to check out his apartment now, and Nick just pinged his cell.
- Sana evini hatırlatıyor mu?
Remind you of home? What?
Mavi'ye evini doğum günü partisinden sonra vermeye karar verdim.
I've decided I'll give blue the new house at its birthday party later.
Meryt adındanki kadının evini bul ve benim yolladığımı söyle.
Find the house of a woman named Meryt, and tell her I sent you.
Bir süredir uzayda kaybolmuş haldeyiz ve ekibim evini özlemeye başladı.
We've been lost in space for a while now, And the team is starting to get homesick.
Evet, evini aradık.
Yeah, well, we searched your place.
Narcisse'in evini üç gündür izliyorum, Montgomery'den bir iz yok.
I watched Narcisse's estate for three nights and no sign of Montgomery.
Evini başka bir yere taşımalıyız.
Your home will be elsewhere.
Bash ve muhafızlar Narcisse'in evini baştan sona aradılar.
Bash and the guards searched Narcisse's home thoroughly.
- Evini biliyor musun?
You know where she lives?
- Williams'ın evini?
The Williams place?
Evini filan boya.
Paint the house.
Lance neden Brock Harmon'ın 5. caddedeki evini bırakıp dandik bir otelde kalsın ki?
Why would Lance leave Brock Harmon's fifth Avenue digs to go stay in a flophouse?
Annenle büyükannenin evini temizlemeye gittik.
Well, your mother and I went to clean out grandma's apartment.
Bir Arap evini ziyaret ettiğimizde nezeketen hatırlamamız önemlidir.
When we visit the Arab house, it is important to remember courtesy.
Evini terk etmiş, ormanda küçük bir kulübeye yerleşmişti. Çünkü avcıların kendisi için tilki öldürmesinden dolayı vicdan azabı çekiyordu.
He left his house, built himself a small hut in the forest, because he could not forgive himself for the thousands of foxes, that hunters had killed for him.
- Alice evini özlemedin mi?
- Alice, don't you miss home?
Agnesi Randolphun evini soyması için kullana bilirimdim,.. eğer şu lanet ağzı olmasaydı...
I could use Agnes to help me get Randolph's loot, but with that mouth...
Oğlu burada, babasının evini temizliyor.
His son's in town, cleaning up his daddy's place.
Her şey sona erdiğinde annemle babamın evini bulacağım.
When this is all over, I'm gonna find my parents'house.
- Evini kontrol ettin mi?
- So you checked his house? - Yes.
Bence sen gerçek evini buldun dostum.
It looks like you're home, buddy.
... ismini, evini ve görünüşünü değiştirmeye ant içti.
Adaline vowed to keep moving, changing her name, residence and appearance every decade.
Bize çiftlik evini gezdirmek istiyor.
She wants to show us around her farmhouse.
Evet, Jess'in Ryan Jensen ile öpüşmesi, polislerin partiye son vermesi, ve herkesin Rebecca Cutter'ın evini tuvalet kağıdıyla kaplaması dışında.
Yeah, except Jess making out with Ryan Jensen, the cops busting up the party, and, like, everyone TP'ing Rebecca Cutter's house.
Senin yanına mı taşınayım? Hem de evini elinden aldıkları bir zamanda.
Am I supposed to move in with you, now that they're taking your home?
Sen evini özlüyor musun?
Do you miss your home?
Harika bir yaz geçirdi, ama sanırım evini özlüyor
She's having such a great summer, but I think she's getting homesick.
Siktiğimin çokluğumuzun sikik evini satmışlar amk!
They fucking sold our fucking childhood fucking home.
Tanrım, annemin evini görmelisin çok boktan bir yer.
God, you should see my Mum's place. It's a right shit hole.
Tıpkı ailemin ben 9 yaşındayken bir çığ kazasında öldüğünde bana evini açması gibi.
Like when my parents died in an avalanche when I was nine, he gave me a home.
Al Fariq'in evini 7 / 24 izliyordum.
I put a 24-hour surveillance on Al Fariq's hideaway.
Görünüşe göre, Bill'in evini bekçi köpeği gibi izliyorlar.
Why don't you ask one of the neighbors?
- Maggie'nin evini hiç görmedim.
I've never seen her place.
Bu talihsiz olaylar, bu cinsel suçlamalar işini, evini, aileni kaybetmene sebep oldu.
And this incident, this sex offense,