Fazla kalmayacağım traducir inglés
222 traducción paralela
Daha fazla kalmayacağım!
I can't stand it anymore!
Fazla kalmayacağım.
I won't be staying very long.
- Fazla kalmayacağım.
- I ain't staying long.
Bir dakikadan fazla kalmayacağım.
I won't stay but a minute.
- Fazla kalmayacağım, yemin ederim.
I won't stay long, I won't.
Humility'de çok fazla kalmayacağımıza emin misin?
Are you certain sure we won't stay long in Humility?
- Fazla kalmayacağım.
I'll only be a minute.
Burada da fazla kalmayacağım.
And I won't be here long.
Evy, bankada fazla kalmayacağım.
Evy, I won't be at the bank long.
Fazla kalmayacağım.
I don't want to stay too long.
Fazla kalmayacağım.
I won't stay long.
Ne yazık ki fazla kalmayacağım.
I'm afraid I won't be long.
Yo, fazla kalmayacağım.
No, I'm not stopping.
Ben fazla kalmayacağım, Tita.
I'm not gonna stay long, Tita.
Fazla kalmayacağım.
I won't be long.
Gerekenden fazla kalmayacağım.
I won't stay any longer than necessary.
Artık orada daha fazla kalmayacağımı anlamıştım.
I felt that I couldn't stay there any longer.
Söz veriyorum çocuklar, fazla kalmayacağım.
I promise, boys. I won't take long.
Burda çok fazla kalmayacağım.
I'm not gonna be here much longer.
Başını belaya sokacaksın. Burada fazla kalmayacağım.
You'll get in trouble.
Konuşmaya daldık ama ben fazla kalmayacağım.
As we're standing here talking. -
Fazla kalmayacağım.
I'll only be a minute.
Fazla kalmayacağım.
I can't stay.
Sana diyorum ki burada bir dakika fazla kalmayacağım.
I wanna come home and... I don't have the money for a ticket.
- Hayır, fazla kalmayacağım.
- No, but I won't be staying long.
Eğer alırsam, buralarda fazla kalmayacağım.
If I get it, I won't be here much longer.
- Bak, fazla kalmayacağım.
Look, I won't stay long.
Dinle, burada fazla kalmayacağım.
Listen, I'm not going to be here long anyway.
Ama Londra'da fazla kalmayacağım.
But I'm not going to stay in London for very long.
Ben bazı insanlarla aynı yerde daha fazla kalmayacağım!
I'm not going to stay in the same theatre as certain people!
Bu nedenle de burada daha fazla kalmayacağım.
So I will stay here no longer.
- Burada fazla kalmayacağım.
I shan't be here long.
Doktorlarım bana bü dünyada 6 aydan fazla kalmayacağımı söylüyor.
My doctors tell me I have no more than six months left in this world.
Anlıyorum, Marussya, tamam. Zaten fazla kalmayacağım.
Marussya, I understand, I know...
Sağol. Zaten fazla kalmayacağım.
Thanks, I won't be staying long.
Ve söz veriyorum, 15 dakikadan fazla kalmayacağım.
And I promise I won't take longer than 15 minutes.
Fazla kalmayacağım. Sadece eş yalarımı almaya geldim.
Well I'm not staying I just want to get my luggage.
- Fazla kalmayacağım.
A brief intrusion.
Burada işim bitmek üzere, artık burada daha fazla kalmayacağım.
I'm finished, I no longer belong to these places. My place is not here.
Çok fazla kalmayacağım, sadece emeklilik formlarını bırakacaktım.
I'm not here very long, just dropping off some pension forms up in records.
Daha fazla ayrı kalmayacağım.
I won't be separated any longer.
Daha fazla sessiz kalmayacağım.
I'll not be silent any longer.
Siz sayın konuklarımız sıradaki delikanlının... burada fazla kalmayacağına üzüleceksiniz, çünkü çok güzel şarkı söylüyor.
You guests of the state are gonna be mighty sorry... this next boy's a short-termer...'cause he sure sings pretty.
Ve fazlası var. Daha fazla böyle kalmayacağım.
And what's more, I'm not going to be much longer.
Riske girmememiz gerektiğini çok dikkatli davranıp dedikoduya mahal vermememizi daha fazla ayrı kalmayacağımızı, yakında birbirimize kavuşacağımızı gün ışığına ebediyen çıkacağımızı biliyorum.
I know we can't take any risks that we must be very careful, avoid any gossip that we won't be apart much longer that we'll be together soon in broad daylight and forever
Fikrim yanlış değil ve daha fazla sessiz kalmayacağım.
My theory is incorrect and I will not be quieter.
Buna daha fazla seyirci kalmayacağım, değil mi?
I am not going to see much if this keeps up, am I?
Burada çok fazla kalmayacağından eminim.
I'm sure you won't be stuck here too long.
Fazla kalmayacağım.
No, thanks.
Çok fazla uzak kalmayacağım.
I'm not gonna be away long.
- Fazla kalmayacağız, tamam mı?
- We're not going to stay too long, okay?