Geldik mi traducir inglés
851 traducción paralela
- Geldik mi?
- You say we got across?
Yarısına geldik mi?
Are we halfway to the point yet?
- Geldik mi?
- Are we there?
Geldik mi?
Are we here?
- Geldik mi?
- What?
Florida'ya geldik mi?
Are we in Florida?
- Geldik mi mi?
- Are we there?
- Zamanda geldik mi?
Are we in time? - Time?
- Oh, geldik mi?
- Are we there?
Geldik mi?
Have we arrived?
- Geldik mi?
- We here?
Geldik mi?
Are we here already?
Geldik mi?
Is this it?
- Geldik mi?
– We're there?
Geldik mi?
We're there? !
Geldik mi?
Ha ve we arrived?
Geldik mi?
Are we there yet?
Geldik mi?
Did we arrive?
Şu köprüye geldik mi, tamam.
I'll do it at the next bridge
Eve geldik mi?
We're home?
Anne, Arizona'ya geldik mi?
Mom, are we in Arizona yet?
Danny ile buraya kır gezisine mi geldik sanıyorsun?
Say, what do you think Danny and I come up here for, to go on hayrides?
- Erken mi geldik?
- Are we too early?
Sonuna geldik, değil mi?
This is the payoff, isn't it?
- Yoksa ikimiz laf olsun diye mi geldik? - Hayır, hayır.
Or did we both come along for the ride?
Bir anda evi toplayıp Syracuse'den buraya gelmemizin nedeni ortaya çıktı üç bin mil öteden, ülkenin taa bir ucundan onun yüzünden mi buraya geldik?
WHEN WE PACKED UP ALL OF A SUDDEN AND CAME OUT HERE FROM SYRACUSE- - 3,000 MILES ACROSS THE COUNTRY- - WAS THAT ON ACCOUNT OF HIM?
Daha önce buraya geldik gibi görünüyor, değil mi, Jesse?
Seems like we've been here before, don't it, Jesse?
Çalışmak için mi geldik dünyaya!
Seems we're born into this world merely to labour.
Sadece bir günlük iş yaptık ve her cuma olduğu gibi bir kaç içki içmek ve kağıt oynamak için buraya geldik. Öyle değil mi, Vienna?
We just did a day's work, we came for a few drinks and cards, like every Friday, isn't that so, Vienna?
Sonuna geldik değil mi?
About had it, haven't we?
Buraya bunun için geldik, değil mi?
That's what we came for, ain't it?
Geldik, değil mi?
We are here, aren't we?
Cepheye mi geldik?
Are we at the front already?
İlk biz mi geldik?
Are we the first?
Geldik mi?
Almost there?
- Anne, bir yere mi geldik?
- Mama, did we get somewhere?
- Tahiti'ye mi geldik?
- Tahiti already?
Yani tüm bu yolu boş yere mi geldik?
You mean... ... we come up all this way... ... for nothing?
- Neredeyse geldik değil mi?
- We almost there? - Yeah.
Bu kadar yolu gece yarısı buradan ayrılmak için mi geldik?
D'you mean we came all this way just to leave at midnight?
- Biz seni aramaya geldik. - Biz mi?
- Lord nothin', we come lookin for you.
Yemek gösterisi için geldik yoksa yemek için mi geldik, demeliyim.
We've come to play for our dinner or should I say, stay for our dinner.
Köy düğününe mi denk geldik.
I love weddings.
Büyük güne geldik, değil mi kızlar?
So this is the big one, huh girls?
Kağıt oynamaya mı eski günleri yad etmeye mi geldik?
Are we here to play cards or talk about the old days?
- "İşte bu kadar," dedikleri yere mi geldik?
Killing and shooting, you're crazy... There you again.
Geldik mi?
There?
Parti bitti mi, yoksa vaktinde mi geldik?
- Hello. Is it over or are we on time?
- Buraya çok erken geldik, değil mi?
- We came over too soon, didn't we?
Bunun için mi geldik?
Did we come across town for this?
İkimiz de sıfırdan buralara geldik, değil mi?
I mean, we both came from nowhere, from nothing, right?