Gelebilir traducir inglés
13,659 traducción paralela
Bu sana biraz garip gelebilir ama beni çölde bıraktığın için seni suçlamıyorum.
This is gonna freak your bean, but I do not blame you one bit for leaving me in the desert... it was a wake-up call.
Çılgınca gelebilir biliyorum ama, sanırım bize haber vermek istedi.
Look, I know it sounds crazy, but I think he's sending us a smoke signal.
Spinning dersi sonrası sıcak yoga iyi fikir gibi gelebilir, ama güven bana değil.
You may think that doing hot yoga after a spin class is a good idea, but trust me, it is not.
Her an gelebilir.
Any minute now.
Bugün seninle gelebilir miyim?
You mind if I come out with you today?
Wes, gelebilir misin?
Wes, can I have a moment?
Kulağa edepsiz gelebilir, bu riski göze alıyorum ben de en çok arananlar listesindeyim.
By now, so do the FBI. At the risk of sounding immodest,
Her an gelebilir ama kimse seni vurmayacak.
He's gonna be here any minute, but no one's shooting you.
Bayan Castillo bir gün benim yerime gelebilir.
Miss Castillo could be me one day.
Bu size biraz alışılmadık bir tat gelebilir ama bir moda kitabında cırcır böceğinin Hindistan'da popüler olduğunu okumuştum.
Look, it might seem a little wonker-bonkers, but I was reading in Indian Vogue that crickets were all the rage over there.
Axl, bir saniye buraya gelebilir misin?
Axl, hey, can you come here for a second?
O halde her istediğimde gelebilir misin?
Then... will you come anytime?
Bir saniye gelebilir misiniz?
Hey, could I just see you for a second?
İlki her an gelebilir.
First rig should be here any minute.
Buraya bir doktor gelebilir mi, lütfen?
Can I get a doctor over here, please?
Happy, buraya gelebilir misiniz?
Uh, Happy, can you guys get up here?
Tamam. Benimle gelebilir misin? Korkuyorum da.
Okay, can you come with me, because I'm scared.
Evime gelebilir misin?
Could you come by to my place?
- Eli, bir dakika gelebilir misin?
Eli, could you step in here a minute?
Ve sanırım burası bana iyi gelebilir.
And I think this place might be good for me.
Callie her an gelebilir.
Listen, Callie will be right back.
Hepsinin üstesinden gelebilir.
She can handle it all.
Yani krema ve kahvenin üstesinden gelebilir dedin, değil mi?
You mean she can handle the filing and the coffee.
Bundan daha var, Biz karşılıklı yarar düzenleme gelebilir eğer.
There's more than that, if we can come to a mutually beneficial arrangement.
O da gelebilir, değil mi?
He can ride, right?
İçeri gelebilir miyim?
Can I come in?
Sıra dışı gelebilir fakat acı dolu hatıralarımıza inmemizi sağlar.
This may seem unconventional, but it helps access painful memories...
Brick, bir saniye gelebilir misin?
Oh, no. Brick, could I see you a minute?
Axl, bir saniye gelebilir misin?
Axl? Can you come in here a minute?
Bir ilişkinin, daha başlamadan çok gerçek gelmesi korkutucu gelebilir.
Look, I know it's scary when a relationship already feels real and it's not even the beginning.
Ben de gelebilir miyim?
Can I come?
Hailey'de benimle gelebilir mi?
Can Hailey and I come?
Uyuşturucunun etkisi geçerse bu ayı bir anda çok tehlikeli hale gelebilir.
Once the anaesthetic wears off, this bear will quickly become very dangerous.
Ayrıca hatırlatmak isterim ki, şu anda bekleyen başka bir dava daha var Brendan Dassey davası. Ki o da bu davada gündeme gelebilir, gelmeyebilir de.
And let me also just remind you that there is another case that is pending at this time, the Brendan Dassey case, which may or may not be something that's raised in this prosecution.
- Tamam, Isak da gelebilir.
Okay, Isak can come.
Gelebilir miyim diye sordu.
He asked if he could come.
- Beyler, bir saniyeliğine gelebilir miyim?
- Guys, can I get in here a sec?
Saygısızlık etmek istemem Barry ama bir kafes dövüşüne dönüşecek olursa bazılarımız bunun üstesinden daha iyi gelebilir.
Okay, no disrespect intended, Barry, but some would fare better than others if this was turned into a cage match.
Evan, yardıma gelebilir misin lütfen?
Evan, would you give me a hand with this, please?
Gelebilir...
Could you...
Lütfen gelebilir misin?
Could you please come?
Diğerleri de gelebilir.
Others could show up.
Bu saldırı her şey anlamına gelebilir.
An attack means all of them.
Diğerleri bir şekilde kurtulduysa onlar da buraya gelebilir.
If any others somehow survived, they could be coming here too.
Her an gelebilir.
Any second now.
Bayan Walker, bir dakikalığına buraya gelebilir misiniz, lütfen?
Mrs Walker, can you come down a minute, please?
Yukarı gelebilir miyim?
Can I come up?
Teğmen Wickham da gelebilir mi?
Can Lieutenant Wickham come?
Sol bacağın Şükran Günü... sağ bacağın Noel olsa... iki bayram arası ziyarete gelebilir miyim?
If your left leg is Thanksgiving... and your right leg is Christmas... can I visit you between the holidays?
Will, çocuklar ve anaokulları için ironik ürünler üretiyoruz ve sen, öyle ironiksin ki yaptığın şey çok anlama gelebilir, ama en önemlisi özgün.
Will... We're marketing to kids that were doing triple irony in kindergarten. And you...
- İçeri gelebilir miyim?
- May I come in?