English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ G ] / Gelemem

Gelemem traducir inglés

4,050 traducción paralela
Deli birisiyse bu işin üstesinden gelemem.
I can't carry this off if he's a nut job.
- Ben-ben gelemem.
I-I can't.
Gemi kazımaya gelemem şimdi.
I can't go scrapping right now.
- Gelemem.
- I can't.
- Cidden gelemem.
Hmm? I can't actually go.
" Senin evine gelemem.
" Can't make it to your place.
Ben gelemem, planlarım var.
I can't.
Oraya zamanında gelemem.
I can't get there in time.
Sence üstesinden gelemem mi?
Do you think I'm not suited for it?
Ben gelemem leydim, bunun için de gayet iyi bir mazeretim var.
Not me, milady, and I have a cast-iron alibi.
Gelemem.
I can't.
- Lütfen benimle gel. - Gelemem.
- Please come with me.
Seninle gelmeyi çok isterdim ama gelemem.
And I would love, uh, to come with you, but I can't.
Ama gelemem.
L-I can't.
Gelemem, Pauline.
I can't, Pauline.
Bunu görmezden gelemem.
I can't turn my back on this.
- Gelemem.
Can't.
Virane bir bilboard'u görmezden gelemem.
I just can't ignore a billboard in pain.
O kadar utanıyorum ki seninle Hong Kong'a gelemem.
I'm too ashamed to see you, so I won't be going to Hong Kong.
- Brody, seninle gelemem. - Biliyorum.
Brody, I can't go with you.
Gelemem. Barı restore ediyoruz.
We're renovating the bar.
Ama seninle gelemem.
But I can't go with you.
Seninle durağa gelemem bugün, Futbol antrenmanım var.
I can't go bus stop with you today, I've got football practice.
Seninle durağa gelemem.
I can't go bus stop with you.
Teşekkürler ama ben gelemem.
Thanks, but I, uh... I can't come.
Hayır... ben... gelemem.
No... I.. I can't
Bakın, " Şeker mi şaka mı'ya gelemem.
Look, I can't go trick-or-treating.
- Sizinle gelmek isterdim ama gelemem.
I'd love to go with you, but I can't.
Ben bu ergen triplerine gelemem.
Yeah, I don't do teen drama.
Sashimi yiyecektik ama Rok gelemem dedi, biletini almış çünkü.
We were going to have some sashimi but he says he can't because he already bought a plane ticket.
Los Angeles'a gelemem.
I can't go to L.A.
Ben gelemem, beni bağlayın.
I can't go. You have to tie me up.
Ama daha fazla da onu görmezden gelemem.
But I... I can't keep ignoring her.
Tırmandığım yoldan geri gelemem.
I can't come back down the way I came up.
- Hayır, gelemem.
No, I can't. Can't.
Gelemem.
Can't.
Bir sürü evrak işi var gelemem.
Well, I got a lot of paperwork, so... can't.
Her hafta Los Angeles'a gelemem.
I can't come to LA every week.
Bu yüzden seni görmezden gelemem.
That's why I can't ignore you.
Reggie ben gelemem.
Oh, Reggie. I can't.
O kadar uzağa gelemem...
I can't go that far...
- Gelemem.
I can't.
Savaştan sonra köleliği kaldıran hiçbir yasa olmadığını düşünün. Savaş bittiği için, artık olağanüstü hal yetkilerim sayesinde mahkemelerin kararlarını görmezden gelemem.
Say there's no amendment abolishing slavery, say it's after the war and I can no longer use my war powers to just ignore the courts'decisions like I sometimes felt I had to do.
Söyledim sana, gelemem.
I explained it to you. I can't.
Gerçekten gelemem.
I really can't.
Ama seninle gelemem.
I won't go with you.
Gerçekten gelmek isterdim ama gelemem.
I'd love to... but I can't.
Ben gelemem, son seferden sonra ben gelemem.
You go.
Tatlım, ben gelemem.
Oh, honey, I can't.
Artık gelemem.
I can't now.
Ama gelemem.
Oh, that would be amazing, but I can't.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]